Kayıtlar

kul hakkı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları Bu Ruhla Kazanıldı

Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları Bu Ruhla Kazanıldı   Yaşam koşullarının çetinliği, haram ve helal şeylerin birbirine giriftliği nedeniyle ekmek parası derdinde olan bizler “kul hakkı” meselesini ihmal edebiliyoruz. Hâlbuki Cenabı Hakkın affetmediği günahlardan olan kul hakkına girmemeye dikkat etmek lâzımdır. Çanakkale Savaşı’nda yaşanmış bir Hikâyeyi sunuyoruz… Kimi Urfalı, kimi Bosnalı, Kimi Adıyamanlı, Kimi Gürünlü, Kimi Halepli çok sayıda yaralı getiriliyor… Bunlardan biri Lâpseki’nin Beybaş Köyündendir ve yarası oldukça ağırdır. Zor nefes alıp vermektedir. Alçalıp yükselen göğsünü biraz daha tutabilmek için komutanının elbisesine yapışır. Nefes alıp vermesi oldukça zorlaşır ama tane tane kelimeler dökülür dudaklarından. “- Ölme ihtimalim çok fazla… Ben bir pusula yazdım… Arkadaşıma ulaştırın…” Tekrar derin nefes alıp, defalarca yutkunur: “- Ben… Ben köylüm Lapseki’li İbrahim Onbaşından 1 Mecit borç aldıydım… Kendisini göremedim. Belki ölürüm. Ölürsem söyleyin hakk

Aldanma Gönül

Aldanma Gönül Yalan söz moda oldu, şimdi bozuldu mertlik, Modaya uymak için, yolundan sapma gönül, Döner isen sözünden, buna denir namertlik, Söz verince bir yere, her yere bakma gönül! İşler iyi giderse, benim sayemde demek, Hata olduğu zaman, başkasına yüklemek, Kul hakkına girmektir, bu günahı bilmemek, İşlerinde kendini, hatasız sanma gönül! Hesaba çek kendini, gör halini şu anda Herkesle iyi geçin, sıkıntı var her yanda, Suçsuz insan arama, az bulunur cihanda, Fitne fesat zamanı kimseye kızma gönül! İman saklandı kaldı, küfr sel gibi akıyor, Edep nerede kaldı, nefs azdıkça azıyor, Alametlerin hepsi, ilmihalde yazıyor, Sen nasihatlere uy, sakın aldanma gönül! Aldanma deli gönül, dünyanın elemine, Dileğim var elbette, büyükler keremine, Gitmeyi arzularım, hakikat âlemine Durma sanal âlemde, geride kalma gönül! Mahmut Sağırlı

Hz. Ömer Radiyallahü Anh ve Kul Hakkı

Hz. Ömer Radiyallahü Anh ve Kul Hakkı Hz. Ömer Radiyallahü Anh halife iken, bir gece makamına ashabı kiramdan biri gelir. Selam verip oturur. Fakat selamı alınmaz. Hz Ömer Radiyallahü Anh işiyle meşguldür ve sahabe bekler... Sahabenin yüzüne bakmayan Hz. Ömer Radiyallahü Anh işini bitirip mumu söndürür. Bir başka mumu yakar ve o anda sahabenin selamını alır, konuşmaya başlar. Sahabe sorar; -Ya Ömer Radiyallahü Anh, niçin hemen selamımı almadın ve bir mumu söndürüp diğer mumu yaktıktan sonra konuşmaya başladın? Hz. Ömer Radiyallahü Anh cevap verir; Evvelki mum devletin hazinesinden alınmıştı. O yanarken özel işlerimle meşgul olsaydım Allah’ü Teâlâ indinde mesul olurdum. Seninle devlet işi konuşmayacağımız için, kendi cebimden almış olduğum mumu yaktım, ondan sonra seninle konuşmaya başladım. Sahabenin gözleri yaşarır, ellerini kaldırarak şöyle dua eder; -Ya Rabbi! Hz. Ömer Radiyallahü Anh’ı bizim başımızdan eksik etme! Müslümanın hakkını yemek

Kul Hakkı Hassâsiyeti

Kul Hakkı Hassâsiyeti Cenâb-ı Hak buyuruyor: "Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları hakimlere (idarecilere veya mahkeme hakimlerine) vermeyin." (Bakara, 188) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Ey insanlar! Kimin üzerine geçmiş bir hak varsa onu hemen ödesin, dünyada rezil rüsvâ olurum diye düşünmesin! İyi biliniz ki, dünya rüsvâlığı, âhirettekinin yanında pek hafif kalır.” (İbn-i Esîr, el-Kâmil, II, 319) Kul hakkı irtikâbı insanın mâneviyâtı üzerinde menfî bir tesir icrâ eder ve çok ağır bir haramdır. İnsanların hâlis ve sâlih ameller işlemeye muvaffak olamamalarının başlıca sebebi; harama, şüpheli şeylere ve kul hakkına yeterince dikkat etmemeleridir. İbâdetlerde huzur ve huşû hâlinde bulunabilmek, zevkle ve gözyaşı dökerek Allâh’ın emirlerini îfâ edebilmek; ancak kul hakkından sakınarak titiz bir takvâ hayâtı yaşamaya bağlıdır.

Kul Hakkı Nedir Ve Ahirette Nasıl Hesaplaşılır?

Kul Hakkı Nedir Ve Ahirette Nasıl Hesaplaşılır? Kul hakkı o kadar öneme haizdir ki, Allah Celle Celâlüh'ün hakkından bile önce geldiği ifade edilmektedir. Peki, kul hakkı nedir? Ahirete intikal eden haklar nasıl bizi etkiler. Belli başlı hak meseleleri ve toplamdan hali olamayan bizlerin bilmesi icap eden muaşeret adapları nelerdir? Kul Hakkı Nedir? Bir kulun diğer bir kuldan dünya ve âhire âit alacağı demektir. Cenab-ı Hak Kur'anı Mübinde: Ey Mü'minler! Mallarınızı aranızda haksızlıkla (şeriatın haram kıldığı fâiz, kumar, hırsızlık, gasb, zorbalık, hıyânet, sefâhat ve israf ile) yemeyin. Ancak birbirinizden hoşnut olarak karşılıklı ticâret yolu ile olursa (yiyebilirsiniz.) Kendi kendinizi öldürmeyin. (Veya nefsinizden sayılan mü'mini öldürmeyin. Veyâ kısas icâb eden cinâyetleri işleyerek kendi ölümünüze sebeb olmayın. Veyâ nefsinizi, tehlikeye atarak öldürmeyin. Ey Muhammed Ümmeti!) Şübhesiz Allah size merhamet eder. (Haram yemenize ve nefsinizi öldürm

Bunları “Kul Hakkı” Saymıyoruz!

Bunları “Kul Hakkı” Saymıyoruz! Herkes şu gerçeği biliyordur eminim: Allah-u Teâlâ, hesap günü kul hakkına karışmıyor. Kendisine ait hakları ise, dilediği kulları için affeder, dilediğine ise ceza verir. Cenab-ı Hakk’ın biz “ Kulları üzerindeki hakkı” nedir diye netten araştırırken şu hadisi buldum: “ ... ‘Ey Muaz! Allah’ü Teâlâ’nın kulları üzerindeki ve kulların da Allah üzerindeki hakkı nedir, biliyor musun?‘ Dedim ki: ‘Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.‘  Buyurdular ki: ‘Allah’ü Teâlâ’nın kulları üzerindeki hakkı: Yalnız O’na ibadet etmeleri ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmamalarıdır.’... “   (Buhari ve Müslim) Yani, namaz, oruç, hac gibi ibadetlerimizi tamamlayamadan ölürsek, bu hakkını sevip razı olduğu kulları için affedebilir. Allah’ü Teâlâ beni sevsin diye ibadet edip günahlardan kaçıyorum. Bol bol kaza namazı kılıyorum, fakat tamamlayamadan ölürsem, inşallah affolunurum. İnsanların birbirleriyle ilgili her türlü münasebetten doğan haklar, kul hakkıdır. Sadece maddi

Kul Hakkı

Kul Hakkı Cenâb-ı Hak buyuruyor:       “Ey îmân edenler! Karşılıklı rızâya dayanan ticâret hâli müstesnâ, mallarınızı bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda yemeyin…” (Nisâ, 29) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellembuyurdular: “Şüphesiz ki ümmetimin müflisi şu kimsedir: Kıyâmet günü namaz, oruç ve zekât sevâbıyla gelir. Fakat şuna sövdüğü, buna zinâ isnâd edip iftirâda bulunduğu, şunun malını yediği, bunun kanını döktüğü ve şunu dövdüğü için iyiliklerinin sevâbı şuna buna verilir. Üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sâhiplerinin günahları kendisine yükletilir ve neticede cehenneme atılır.” (Müslim, Birr, 59; Tirmizî, Kıyâmet, 2; Ahmed, II, 303, 324, 372) Kul hakkı yemenin, âhiretteki acıklı âkıbetini haber veren Allah Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellemşöyle buyurmuştur: “Bir kısım insanlar, Allâh’ın mülkünden haksız bir sûrette mal elde etmeye girişirler. Hâlbuki bu, kıyâmet günü onlara bir ateştir, başka bir şey değil.” (Buhârî, Humus, 7) “Kimin ü

Adalet ve Tevazu

Adalet ve Tevazu Emevi halifelerinin büyüğü Ömer Bin Abdülaziz Hazretleri, devlet başkanlığı sırasında kul hakkı ve sosyal adalet hususunda çok titiz davranırdı. Gece çalışmalarında ayrı işlere tahsis ettiği iki kandili vardı. Bunlardan birini kendi özel işleriyle ilgili notları yazarken kullanır, öbürünü ise devlet ve millet işleriyle ilgili yazışmalarda kullanırdı. Halife, birden fazla gömleği olmayan, varlıksız biriydi. Yakınlarından birisi Ömer Bin Abdülaziz’e bir elma hediye göndermişti. O da elmayı biraz kokladıktan sonra sahibine geri gönderdi. Elmayı geri götüren görevliye şöyle dedi: – Ona de ki, elma yerini bulmuştur. Fakat görevli itiraz edecek oldu: – Ey müminlerin başkanı! Rasulullah Aleyhisselâm hediye kabul ederdi. Bu elmayı gönderen de senin yakınlarındandır. Halife cevap verdi: – Evet, ama Rasulullah Sallallahü Aleyhi Aleyhisselâm’a verilen hediye idi. Bize gelince, bize verilen hediyeler rüşvet olur. Valilerin maaşlarını çok bol verirdi. Sebebini şö

Üzerinde Kul Hakkı Olduğu Halde Ölen Kişinin Durumu

Üzerinde Kul Hakkı Olduğu Halde Ölen Kişinin Durumu Eğer kişi, kul haklarını ödemeden ölürse, yarın kıyamet günü haklarına iliştiği kimseler onun etrafını sararlar. Kimi elinden tutar ve "Sen bana zulmetmiştin" der. Kimi saçından yakalar ve "Sen bana sövmüştün" der. Kimi yakasına yapışarak, "Benimle alay etmiştin" der. Kimileri, "Gıybetimi yapıp hakkımda kötü şeyler söylemiştin. Bana komşu olmuştun, ancak komşuluğunla bana eziyet vermiştin." "Birlikte çalışmıştık, fakat sonra beni aldattın. Benimle alışveriş yapmış, ancak ona hile karıştırarak beni aldatmıştın. Zengindin ve benim fakir biri olduğumu bilmene rağmen bir lokma olsun yardımda bulunmadın. Ben mazlum biriydim ve sen de benim uğramış olduğum haksızlığı engelleyecek güce sahiptin, ancak bunu yapmadın!" diye teker teker alacaklarını sayarlar. İşte alacaklılar her yandan etrafını kuşatmış ve her biri elini yakana yapıştırmış olduğunda sen onların çokluğundan hayretler için