Kayıtlar

Ali etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Gerçek Şampiyon!

Resim
"Bu hayat sanaldır. Dünyayı dize getirdim bana huzur vermedi. Allah Celle Celâlüh bana bir hastalık vererek; ‘Şampiyon'un kim olduğunu hatırlattı." (This life is not real. I conquered the world and it did not bring me satisfaction. God gave me this illness to remind me that I'm not number one, he is.) Muhammed Ali Rahmetullahi Aleyh (Eski Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonu)

Ben Gülmeyeyim De, Kim Gülsün?

Ben Gülmeyeyim De, Kim Gülsün ? Hz. Osman Radiyallâhu Anh abdesti bitiriyor, kurulanıyor, gülmeye başlıyor. Yanındakiler, “— Hayırdır inşaallah!”. Diyorlar. Hazret-i Osman Radiyallâhu Anh Anlatıyor: “— Bir gün, benim şu abdest aldığım yerde Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz abdest alıyordu. Biz de oradaydık. Resulullah abdestini aldı, gülmeye başladı. Sonra, ‘Neden güldüğümü, niye sor muyorsunuz?’ buyurduğu hatırıma geldi!”. “— Peki efendim, ne oldu?” “— Biz de, ‘Ya Resulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem niye güldünüz?’ diye sorduk.”. Cevaben buyurdu ki: “— Bir müminin abdestte, yüzünü yıkarken, bütün (küçük) günahlarının, suyla beraber aktığını görüyorum. Elini yıkarken, başına mesh ederken, ayaklarını yıkarken, bütün günahlarının döküldüğünü görüyorum. Ümmetim kurtuluyor diye seviniyorum, ben gülmeyeyim de, kim gülsün?” Nebiyy-i Ekrem Sallallâhu Aleyhi Vesellem’e içinde (pek az) su bulunan bir taş tekne getirdiler. Tekne ise içinde avuç açılamayacak kadar küçük idi. Orad

Hz. Ali Bir Hristiyan’a Misafir Oldu

Hz. Ali Bir Hristiyan’a Misafir Oldu Adam üzüm getirdi. Hz. Ali üzümü yedi. Sonra üzümden yapılmış şarap getirdi. Hz. Ali buyurdu ki: Haramdır. Hristiyan dedi ki: Siz Müslümanlara şaşarım. Üzüm helâl, içki haram. Hâlbuki bu, bundan yapılıyor. Hz. Ali buyurdu ki:  Eşin var mı? Dedi var. Kızın var mı? Dedi o da var. İkisi de gelsin buraya. Eşi ve Kızı gelince; Hz. Ali buyurdu ki: Bu Kız bu Annedendir, Ama görüyorsun ki ALLAH Annesini sana helâl, Kızını ise haram kılmıştır. Hristiyan biran için duraksadı, şok olmuştu. Bütün bildiklerini sorgulamaya ve halifeye doğru ağlamaklı bakmaya başladı. Elinden öpüp Müslümanlığını ilan etti!

Veysel Karani (Kaddesallahü sırrahul aziz)

Veysel Karani (Kaddesallahü sırrahul aziz) İki cihan güneşi Peygamberimizin Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz Hazretleri, Üveysi Karni Rahmetullahi Aleyh Hazretlerinin mehdinde: “Yemen’den bana Allah aşkının kokusu geliyor" buyurmuştur. Resulü Ekrem Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: "Kıyamet gününde yetmiş bin melaike halk olunacak, Üveys onların arasında cennete girecek, hiç kimse onu bilmeyecek. Zira dünyada mahfi ibadet ettiği ve kendisini halktan gizlediği ahrette onu kimse bilmeyecektir." Hak Teâlâ buyuruyor: “Benim velilerim kubbelerim altında gizlidir. Onları benden başka kimse bilmez". Şöyle rivayet olunur: Habibi Zişan efendimiz kıyamet gününde: "Ya Rabbi Üveysi isterim!” diye niyaz edince, Vacib Teâlâ: "Dünyada görmedin, burada da gizli duruyor!" hitabıyle cilvei rabbaniye olacak. Üveys hürmetine Rebia ve Mudai kabilesinin koyunlarının tüyü adedince günahkâr ümmeti Muhammed'e şefaat edilecektir. (

Muaviye, Ali ve Deve Hikâyesi

Muaviye, Ali ve Deve Hikâyesi Bir gün Hz. Ali Radiyallahü Anh'ın taraftarlarının yoğun olduğu Kûfe’den, bir Arap, devesiyle Şam'a gelmiş. Şam sokaklarında dolaşırken biri ona yanaşmış: - Ver o dişi deveyi bana! Demiş. Tartışma büyümüş, Kûfe’den gelen adam, "Bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir" diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar. Konu Muaviye Radiyallahü Anh'a yansımış. Halk meydanda toplanmış... Muaviye Radiyallahü Anh, Kûfe'den gelenle Şam'da deveye sahip çıkan yerliyi dinledikten sonra, kararını açıklamış: - Bu dişi deve Şamlı’nındır! Sonra toplananlara dönmüş ve sormuş: - Ey cemaat, bu dişi deve kimindir? Cemaat hep birlikte bağırmış: - Şamlı’nındır! Kûfe’li şaşkın bir vaziyette devesinin ardından bakakalırken, Muaviye onu yanına çağırmış: - Ey Kûfeli, dinle! Sen de ben de biliyoruz ki, bu deve şenindir ve dişi değil, erkektir. Ama sen Kûfe’ye dönünce gördüklerini Ali Radiyallahü Anh'a anlat ve

Salavât-ül Aliyyül Kadir

Salavât Aliyyül Kadr ٱَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ النَّبِيِّ اْلأُمِّيِّ الْحَبِيبِ الْعَالِى الْقَدْرِ الْعَظِيمِ الْجَاهِ وَعَلٰى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلِّم Okunuşu: Allahümme Salli Ve Sellim Ve Barik Ala Seyyidina Muhammedin Nebiyyil Ümmiy El Habibil Alil Kadri El Azimil Cahi Ve Ala Alihi Ve Sahbihi ve sellim! Âmin! Anamı: Allah’ım! Kadri yüce olan, makamı ulu olan, sevgili Ümmi Nebi Efendimiz Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem salât ve selâm eyle! O’nun Âl’ine ve Ashabına da salât ve selâm eyle! Fazileti: Bu salâvat-ı Şerife’nin faziletleri pek çoktur. Aliyyül Kadr Siğası (salavat) cuma gecesi okumanın çok fazileti var. İmam-ı Süyûtî Rahmimehullâh’ın beyanına göre bu salâta her kim her Cuma gecesi bir kere de devam etse onu kabrinde ancak Rasulûllah Sallallahü Aleyhi Vesellem kabrine yerleştirir. Buyurmuştur. Rivayetlere göre de Peygamber efendimizi Uyanıkken görme şerefine de nail olunmaktadır. Arif zatlar bu büyük müjdeye kavuşmak

Zembilli Ali Efendinin Dirayeti

Zembilli Ali Efendinin Dirayeti Bilindiği gibi Yavuz Sultan Selim, şiddetiyle ve hiddetiyle meşhur bir Osmanlı Padişahıdır. Yavuz zamanında, İranla İmparatorluğun arası son derece açılmıştı. Yavuz, Şah İsmail'i bozguna uğrattıktan sonra bütün Alevileri kılıçtan geçirmiş ve İstanbul'a dönerek, aynı şeyi Hristiyanlar için de plânlamaya başlamıştı. Bu mesele hakkında, yani Hristiyanların da kılıçtan geçirilmesi hakkında, Şeyhu'l İslâm’ı Zenbili Ali Efendiden fetva istedi. Şeyhu'l İslâm ise, gizlice patriğe haber gönderip meseleyi bildirdi ve padişahın huzuruna bir heyet göndermelerini tavsiye etti. Rum patriğinin padişahın huzuruna çıkmasını ise, Sadrazam Piri Mehmed Paşa ile görüşen Şeyhu'l İslâm Zenbili Ali Efendi temin etmişti yine... Rum Patriği padişahın huzuruna çıkmak üzere Edirne'ye geldiği zaman, Piri Mehmet Paşa sözünde durdu ve heyet huzura kabul edildi. Yavuz: - İsteğiniz nedir? Diye sorduğunda, onlar Şeyhu'l İslam’ın verdiği talim

Küçük Ali

Küçük Ali  Küçük Ali okula başladığından beri her gün öğretmeni Aysel hanıma gidip,  - "Öğretmenim beni yanlış sınıfa koydunuz, benim yerim birinci sınıf değil, ablam üçüncü sınıfta ama ben en az onun kadar akıllıyım, hiç olmazsa beni üçüncü sınıfa alın." diye şikâyet edermiş. Bundan sıkılan Aysel öğretmen bir gün Ali'yi kaptığı gibi okul müdürüne çıkmış ve olayı anlatmış. Okul müdürü: - "Peki" demiş, "Bu çocuğu bir imtihan edelim, yeri üçüncü sınıfsa o sınıfa koyalım" ve başlamış sorgulamaya, - İki kere iki? - Ali hemen "Dört" demiş,  - "Sekiz kere dokuz?"  Ali hemen  -"Yetmiş iki" demiş,  -"Kaç mevsim var?"  Ali hemen  -"Dört" demiş.  Bu sırada Aysel hoca da - "Müsaade ederseniz bir kaç soruda ben sorayım" demiş ve sormuş:  - "Söyle bakalım Ali, ineklerde dört tane ama bende iki tane var, bu nedir?"  Ali hemen -"Ayak" demiş, Aysel hoc

Kim Aptal?

Kim Aptal? İş adamı tıraş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir. Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk görürler. Berber, iş adamının kulağına fısıldar; -“Bu çocuk var ya, dünyanın en aptal çocuklarından biridir! Bak; dikkat et şimdi…” Berber çocuğa seslenir: -“Ali, buraya gel!”. Bunun üzerine çocuk sakince dükkâna girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar. Berber iş adamının kulağına sessizce, -“Bak şimdi” diye fısıldar ve bir elinde 5 TL, diğer elinde 20 TL lik bir banknot olduğu halde çocuğa sorar: -“Hangisini istiyorsan alabilirsin?” Çocuk dalgın dalgın bir 5 TL ye bir de 20 TL ye bakar ve sonunda 5 TL lik banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır. Berber iş adamına döner ve gülerek: - “Gördün mü? Sana söylemiştim.” der. Tıraş bitince iş adamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali’yi görür. Yanına giderek, neden 20 TL değil de, 5 TL’lik banknotu aldığını sorar. Çocuk hiç de aptalca olm

Afet Ve Belalardan Korunmak İçin

Afet Ve Belalardan Korunmak İçin Koruyucu Sureler Fatiha, Ayetel Kürsü, Kafirun suresi, ihlas suresi, Felak suresi, Nas sureleri Bu sureler hepsi, 7 şer defa okunur. Bütün afet ve belalardan korunur, biiznillah. اَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ “Euzübillahimineşşeytanirraci”m “Bismillâhirrahmânirrahîm” okunur.” بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ ﴿١﴾ اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَۙ ﴿٢﴾ اَلرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِۙ ﴿٣﴾ مَالِكِ يوْمِ الدِّينِۜ ﴿٤﴾ اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَعِينُۜ ﴿٥﴾ اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَۙ ﴿٦﴾ صِرَاطَ الَّذِينَ اَنْعَمْتَ عَلَيهِمْۙ غَيرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيهِمْ وَلَا الضَّٓالِّينَ ﴿٧﴾ “1. Bismillâhirrahmânirrahîm. 2. Hamd Âlemlerin Rabbi Allah'adır. 3. Rahman'dır, Rahim'dir O. 4. Hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) mâlikidir. 5. (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. 6. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna