Kayıtlar

Temmuz 17, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Başarının Yedi Kanunu

Başarının Yedi Kanunu İnsan potansiyeli alanında sayısız kitabı olan Deepak Chopra, ”Başarının Kanunu” adlı kitabında, başarıya götüren 7 anahtar veriyor. Başarı, hedeflere adım adım ulaşmak olarak tanımlanabilir. Başarı denince akla ilk olarak maddi başarı gelse de, bu başarının bir tek yönüdür. Başarı aynı zamanda, kendini ve yaşamı da başarmaktır: İyi ilişkiler, özgüven, özgürlük, duygusal ve psikolojik denge, mutluluk duygusu, iç huzur, v.s. Başarılı olmayı hemen herkes ister ama gene aynı çoğunluk başarının, çok çalışma ve gerektiğinde birilerine zarar verme pahasına elde edilebileceği düşünülür. Bedeli herkes için yüksektir kısacası. İşte Chopra”nın anlattığı, mutluluğa götüren yedi anahtar: 1- Salt mümkünlük kanunu Bu kurala göre, gerçek doğanızı, özünüzü ne kadar çok anlarsanız, salt mümkünlük alanına o kadar çok yaklaşırsınız. – Chopra”nın özellikle altını çizdiği noktalardan birisi, yargılamamak ve yargıda bulunmaktan kaçınma çalışması. “Bugün olup biten hiçbir

Bencillik

Bencillik “Sevgi birliğe, bencillik yalnızlığa götürür.” (W. Shakespeare) İnsanın yalnız çıkarlarını düşünerek maddi ve manevi kazançlar sağlamaya çalışması bencillik olarak tanımlanabilir. Yani bu, nefsani isteklerin bağımlılığına girmek ve bunları kendi hırsını tatmin için kullanmaktır. Bu durum yalancılık, hırsızlık, ikiyüzlülük, kıskançlık, cimrilik, vs. Bir sürü olumsuz davranışın oluşumuna yol açar. Aslında buna neden olarak insanın nefsani bir varlık oluşunu gösterebiliriz. Ruh varlığının maddeyle olan ilişkisinden doğan nefsaniyetin kontrol edilmesi gerekir. Egomuz ve bencilliğimiz en kapsamlı nefsani davranışlarımız olduğu için de üzerinde durulması ve kontrol edilmesi gereken davranışlardır.  Günlük yaşamda bile, kullanılan birçok kelimeden bunların yaşamlarımızı nasıl çepeçevre sardığını, “Ben…” lerin içinde nasıl da kaybolup gittiğimizi görebiliriz. Yeter ki kendimize bakmasını ve görmesini bilelim. “ Ben enayi miyim ki bunca şeyi katlanıyorum? Sabah akşam çalı

Bilge Kişi

Bilge Kişi Bilge kişi su gibidir, Su ki, beslerken dört bir yönü, Yarışmaz, tartışmaz şunu, bunu. Kibirsizce akar, seçmeden sağı solu, Bu yüzdendir ki, yol’a uyumludur yolu. İşte bilge kişi benzer şekilde, Yaşar, doğayla iç içe… Düşüncesinde derin, Verirken tarafsız engin. Konuşurken doğru, Ve yönetirken dürüst. Gündelikte yeterli, Ve edimlerinde tutarlı. Yeteneğince üretici, Fırsatlar kadar girişimci. Ne kimseye üstün olma çabasında, Ne de kimse ona üstün. Lao-tse “tao te ching” (yol ve erdem) adlı kitabından

Eğer Hasta Olmak İstemiyorsan

Eğer Hasta Olmak İstemiyorsan Eğer hasta olmak istemiyorsan, duygularını anlat! Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular gastrid, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açar. Zamanla duyguların bastırılması kansere dönüşür. Öyleyse sırlarımızı, hatalarımızı birileriyle paylaşmalıyız.. Diyalog, konuşma, kelime çok güçlü birer ilaç ve mükemmel bir terapidir! Eğer hasta olmak istemiyorsan, karar vermelisin! kararsız kişi güvensiz, endişe ve ıstırap içinde olur. kararsızlık endişeleri, sorunları ve catışmaları çoğaltır. İnsanlık tarihi kararlardan oluşur. Karar vermek, diğerlerinin kazanması icin vazgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi kesinlikle bilmektir. kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanlarıdır. Eğer hasta olmak istemiyorsan, olduğundan farklı yaşama!. Gerçeği saklayan, rol yapan, her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren, mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı biriktirmektedir. Ayağı kilden olan bron

Hz. İdris ve Azrail Aleyhisselam Kıssası

Hz. İdris ve Azrail Aleyhisselam Kıssası Dünyâda yaşadığı ömrünün sonuna doğru ölüm meleği Azrâil, Hz.İdrîs'i ziyârete geldi. Hz. İdrîs, Azrâil'e: “Bir anlık benim rûhumu al.” dedi. Bunun üzerine Allah-u Teâlâ, Azrâil'e; “Onun rûhunu al!” diye vahyetti. Azrâil, rûhunu aldı. Allah-u Teâlâ, Hz. İdrîs'in rûhunu tekrar iâde etti. Hz. İdrîs, Azrâil'e; “Beni semâlara götür. Cennet'i ve Cehennem'i göreyim.” dedi. Allah-u Teâlâ, Azrâil'e onu semâya götürmesini, Cehennem'i ve Cennet'i göstermesini vahyetti. Hz. İdrîs'e Cehennem gösterildi. Cennet'e götürüldü. Cennet'e girince, çıkmak istemedi. Kendisine; “Niçin çıkmıyorsun?” diye sorulunca; “Allahü Teâlâ, «Her nefis ölümü tadacaktır.» buyurdu. Ben ise ölümü tattım. Yine Allah-u Teâlâ, «Herkes Cehennem'e uğrayacaktır.» buyurdu. Ben oraya uğradım. Allah-u Teâlâ, «Onlar oradan (Cennet'ten) çıkmayacaklardır.» buyurdu. İşte ben bunun için Cennet'ten çıkmak istemem.” dedi. Bunun üze

Birisine Bir İyilik Yapın Ve Kimseye Bundan Bahsetmeyin

Birisine Bir İyilik Yapın Ve Kimseye Bundan Bahsetmeyin “İyilik ne kadar gizliyse o kadar hayırlıdır.” “Fedakârlık yapıyorsanız, yalnız gönlünüzde kalmamışsa, dilinize düşmüşse iş, o yine kendinizi düşündüğünüzdendir. İyilik yapıyorsanız sizde kaldıkça iyiliktir.” Rehber Varlık Çoğumuz zaman zaman birilerine iyilik yaparız, ama ille de bunu başka bir kimseye anlatıp, gizlice takdir edilmeyi bekleriz. Cömertliğimizi ve iyiliğimizi bir başkasına anlatmak bize kendimizi çok düşünceli bir insan olarak hissettirdiği gibi, ne kadar iyiliksever olduğumuzu ve iyilik görmeye ne denli layık olduğumuzu da hatırlatır. Yapılan her türlü iyilik güzeldir, ama bunu yaptıktan sonra hiç kimseye anlatmamanın çok daha büyülü bir yanı vardır, insan başkalarına bir şey verdiği zaman daima kendini iyi hisseder. Yaptığımız iyiliği başkalarına anlatarak bu olumlu duyguyu sulandırmaktansa, kimseye bahsetmeyin ve olumlu duygunun tümü sizde kalsın. Gerçekten de insan bir şey vereceği zaman karşılık