Kayıtlar

Nîmet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Allah’ü Teâlâ Mülkü Dilediğine Verir

                                                   Allah’ü Teâlâ Mülkü Dilediğine Verir               Âriflerden birine sormuşlar: "- Akıllı ve bilgili insanlar hep yerlerde sürünürken, câhiller ve ahmaklar hep en yüksek mevkilerde bulunuyor. Hâlbuki bunun tam tersi olması gerekmez mi? Bunun hikmeti nedir?" demişler. Hazret şu cevâbı vermiş: "- İnsanlar, akıllarına ve ilimlerine güvenmesinler, her şeyin hep takdîr-i ilâhî ile olduğunu bilsinler ve sadece Allah’ü Teâlâ 'ya güvensinler diye böyledir!" demiş. İmâm-ı Şâfî Rahmetullahi AleyhHazretleri de bu hususta şöyle buyurmuştur: "- Kazâ ve kaderin delillerinden biri de, akıllıların sefâlet içinde, ahmakların şatafat içinde yaşamasıdır." Âyât-ı Kur`ân ile sâbitdir ki, Allah’ü Teâlâ 'ya mülkü dilediğine verir. Dilediğine dilediği vakit dilediği mülkü veren Allah’ü Teâlâ dilediği vakit dilediğinden o mülkü geri alır. Allah’ü Teâlâ dilediğini dilediği vakit azîz, dilediğini dilediği v

Gerçek Nîmet

Gerçek Nîmet Âyet-i kerîmelerde buyrulur: “Ben’i zikredin; Ben de sizi zikredeyim! Bana şükredin; sakın küfrân-ı nîmette bulunmayın!” (el-Bakara, 152) “…Eğer şükrederseniz, elbette size olan (nimetlerimi) artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir!” (İbrahim, 7) Şükretmek, nimetlerin bereketlenmesine vesiledir. Şükürsüzlük ise, küfran-ı nimettir, nankörlüktür, bereketsizliğe, nimetlerin geri alınmasına ve Allah’ın gazabına sebeptir. Bu hususta Fudayl bin Iyaz -rahmetullâhi aleyh- şöyle buyurmuştur: “Şükre devam edin. Zira bir kez elden giden nimetin geri dönmesine pek az rastlanır.” (İhyâ, IV, 232) Şükür bahsinde Hak âşıklarının durumu ise, nimetlerin artması veya eksilmesi kaygılarından azadedir. Onlar için mühim olan, o nimetler vesilesiyle şükrederek Cenâb-ı Hakk’a yakınlıklarını artırabilmektir. Mevlânâ Hazretleri bu hakikati ne güzel izah eder: “Nimete şükretmek, nimetten daha hoştur. Şükrü seven kimse, şükrü bırakır