Gerçek Nîmet
Gerçek Nîmet
Âyet-i kerîmelerde buyrulur:
“Ben’i zikredin; Ben de sizi zikredeyim!
Bana şükredin; sakın küfrân-ı nîmette bulunmayın!” (el-Bakara, 152)
“…Eğer şükrederseniz, elbette size olan (nimetlerimi)
artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir!”
(İbrahim, 7)
Şükretmek, nimetlerin bereketlenmesine vesiledir.
Şükürsüzlük ise, küfran-ı nimettir, nankörlüktür, bereketsizliğe, nimetlerin
geri alınmasına ve Allah’ın gazabına sebeptir. Bu hususta Fudayl bin Iyaz
-rahmetullâhi aleyh- şöyle buyurmuştur:
“Şükre devam edin. Zira bir kez elden giden
nimetin geri dönmesine pek az rastlanır.” (İhyâ, IV, 232)
Şükür bahsinde Hak âşıklarının durumu ise, nimetlerin
artması veya eksilmesi kaygılarından azadedir. Onlar için mühim olan, o nimetler
vesilesiyle şükrederek Cenâb-ı Hakk’a yakınlıklarını artırabilmektir.
Mevlânâ Hazretleri bu hakikati ne güzel
izah eder:
“Nimete şükretmek, nimetten daha hoştur.
Şükrü seven kimse, şükrü bırakır da nimet tarafına gider mi hiç? Seni dostun
kapısına ancak şükür götürür. Nimet, insana uyanıklığın zıddına gaflet de
verebilir. Şükretmek ise daima uyanıklık getirir. Sen aklını başına al da şükür
nimeti ile gerçek nimeti avla!” (Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder