Kayıtlar

Ederim etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Allah’ım! Seni Hamdinle Tesbih Ederim

  Allah’ım! Seni Hamdinle Tesbih Ederim   "Allah’ım! Seni hamdinle tesbih ederim. Senden başka ilah olmadığına şehadet ederim. Senden mağfiret diliyorum, Sana tevbe ediyorum."   Allah'ım, yaşamam hayırlı olduğu ana kadar beni yaşat, ölüm hayırlı olduğu anda da beni öldür.   Allah’ım! Kur’an-ı Kerîm hürmetine bana rahmet eyle, Kur’an-ı Kerîm’i bana iman, nur, hidayet ve rahmet kıl, Allah’ım Kur’an-ı Kerîm’den unuttuğum oldu ise bana hatırlat, anlamadığım olduğu ise bana anlat, gece ve gündüzde Kur’an-ı Kerîm okumayı bana nasip et, Kur’an-ı Kerîm’i lehimde hüccet kıl. Ey âlemlerin Rabbim!   Allah'ım, Senden hidayet, takva, iffet ve helal yoldan servet isterim.   Bismillâh. Allah'ım, hususi ve umumi bütün kötülükleri bünyesinde toplayan habislerden sana sığınırım   Bana rahatsızlık veren şeyleri giderip, sıhhat ve afiyet hibe eden Allah'a hamd olsun   Ey diri olan, ey Kayyum olan Rabbim rahmetin adına yardımını talep ediyorum.   Al

Sarayını Yerle Bir Ederim

Sarayını Yerle Bir Ederim Hz. Süleyman Aleyhisselâm ve sırlara vakıf olan Hüdhûd kuşu arasında geçen şöyle bir ibretli hadise nakledilir. Hz. Süleyman aleyhisselâm bir gün, Hüdhûd kuşunu azarlamıştı. Bunun üzerine Hüdhûd kuşu, Hz. Süleyman’ı tehdit etti: “–Senin saltanatını ve sarayını başına yıkarım!” dedi. Hz. Süleyman Aleyhisselâm gülerek: “–Senin gücün ne ki, benim sarayımı yıkacaksın!” dedi. O küçük Hüdhûd kuşu şöyle cevap verdi: “Ayak tırnaklarıma vakıf çamurunu alır, getirir ve Hz. Süleyman Aleyhisselâm’ın sarayının damına sürerim. Hz. Süleyman Aleyhisselâm’ın sarayı “Yerle Bir Olur.” Çünkü vakıf malı en büyük kul haklarının başında gelir.   Hikâyeden Alınacak Dersler 1- Cehennem ateşinden dünyada kaçınılır. Cehenneme düşünce nasıl kaçınacaksın? 2- Kul haklarında son derece kaçınmamız gerekir. Vakıf malını yemenin şiddeti o kadar güçlüyse devlet malı ondan da güçlüdür. Vakıf malından sadece belli bir grup yararlanır. Ama devlet malından he

“Son Nefeste Tevbe Ederim” Diyenleri Bekleyen Tehlike!

 “Son Nefeste Tevbe Ederim” Diyenleri Bekleyen Tehlike!   “Ben nasıl olsa gencim, daha önümde uzun yıllar var, daha sonra tevbe edip hâlimi ıslah ederim, Allah affeder…” deyip ibâdetleri, sâlih amelleri ve tevbeyi sonraya ertelemek, büyük bir gaflettir. Cenâb-ı Hak biz kullarını bu hatâya düşmekten şöyle îkaz buyurur:  “…Sakın şeytan, Allâh’ın affına güvendirerek sizi kandırmasın.” (Lokmân, 33) Şeytana uyarak tevbeyi sürekli ertelemenin ne büyük bir gaflet olduğunu şu kıssa ne güzel îzah eder: Can gırtlağa geldiği zaman tevbe edebilir misin? Bir terzi, sâlihlerden bir zâta:  “–Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in; «Allah Teâlâ, kulunun tevbesini, canı boğazına gelmediği müddetçe kabul eder.» (Tirmizî, Deavât, 98) hadîs-i şerîfi hakkında ne buyurursunuz?” diye suâl eder. O zât da sorar:  “–Evet, böyledir. Fakat senin mesleğin nedir?”  “–Terziyim, elbise dikerim.”  “–Terzilikte en kolay şey nedir?”  “–Makası tutup kumaşı kesmektir.”  “–Kaç s