Kayıtlar

Mayıs 2, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ganîmet Ve Devlet Malına Hıyânet Edenlerin Cezâları (1)

  Ganîmet Ve Devlet Malına Hıyânet Edenlerin Cezâları (1)   Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur. Bir kere Nebî Sallallahü Aleyhi Vesellem, aramızda (hitâbete) kıyâm etti de ganîmet (ve devlet) malına hiyânet hakkında söz söyledi. Ve hıyânet (in fenâlığını) büyüttü, hükmünü îzâh etti de buyurdu ki: “- Sakın sizden biriniz kıyâmet gününde omuzunda (ganîmet) koyun (avaz avaz) meleyerek, öbürünün omuzunda (ganîmet) at (yem ister gibi) homurdayarak (Arasat meydanında) benimle yüzleşmesin! (Bu yüz karası) âhırette bana: “- Yâ Resûla’llah, bana yardım et! diye yalvaracaktır. Ben de ona: “- Hakkında hiç bir sûretle şefâat etmeğe muktedir değilim: Ben sana (dünyâda Allah’ın hükmünü) teblîğ ettim! diye cevap vereceğim. Birinin omuzunda da sığır böğürerek bana mülâkî olup: “- Yâ Resûla’llah, meded eyle! demesin! Ben ona da: “- Senin için hiç bir vechile şefâat etmeğe muktedir değilim; çünkü ben sana (dünyâda) Allah’ın hükmünü teblîğ et

Peygamberimiz Aleyhisselâm’ın Farsça Ve Habeş Dili Tekellümü

  Peygamberimiz Aleyhisselâm’ın Farsça Ve Habeş Dili Tekellümü   Hâlid İbn-i Saîd’in kızı ve Hâlid (İbn-i Zübeyr) in anası (Eme) Radiyallahu Anh â’dan Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: (çocukluğumda) babamla berâber üzerimde sarı (renkli) bir gömlek giyimli olarak Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in huzûruna gelmiştim. Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem (beni tatyîb için): “- Hasene! Hasene! (Güzel! Güzel!)”, buyurdu. Habeş dilinde hasene (güzel şey) demektir. Bu sırada ben (Resûlullah’ın iki küreği arasındaki yumurta cesâmetinde bulunan) nübüvvet hâtemi (mühürü) yani (et beni) ile oynamağa başladım; babam beni men’ etti de Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem babama: “- Çocuğu kendi hâline bırak!” buyurdu. Sonra (bana da) üç def’a: “- Çocuğum çok yaşa da gömleğini güle güle giy, eskit, yırt, yenisini giy!” buyurdu. (Hadîsin râvîlerinden Abdullah İbn-i Mübârek Radiyallahü Anh demiştir ki: Ümm-i Hâlid Radiyallahü Anh ço

106 Sene Evvel Çanakkale Siperlerinden Ramazan-ı Şerife Dair Bir Mektup

Resim
106 Sene Evvel Çanakkale Siperlerinden Ramazan-ı Şerife Dair Bir Mektup   “Benim güzel kızım, Bu gün Temmuz 14, Ramazan’ın ikinci günü.   Şeyhülislam oruç tutmayabilirsiniz diye fetva yayınlamış,   Ama benim içim rahat etmedi. Oruca niyetlendim.              Sahur vakti çalıların arasında iki kök çiriş (pırasadan daha küçük bir ot) buldum.   Onlarla sahur ettim.   Gündüzü yeni siperler kazdık. Hiç susamadım. Taarruz arttı. Kafamızı çıkaramadık.              Akşam olunca bir asker ezan okudu.   Siperin içinde matara elden ele dolaştı.              Herkes orucunu su ile açtı.   Ben zannettim ki sadece ben oruçluyum.   Meğer bölüğün hepsi oruçluymuş.              Matara en son bana geldi.   Geldi ama ben kendimden utandım.              Arkadaşlarım hepsi sahursuz oruç tutmuşlar.              Ben ise iki çirişi yediğim için arkadaşlarıma karşı kendimi mahcup hissettim. O gün oruçlu şehit olan Erzurumlu, Darendeli, Edinceli, Afyon’lu ve Yeniceli’nin hak