Kayıtlar

başında etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Göçtü Kervan, Kaldık Dağlar Başında

  Göçtü Kervan, Kaldık Dağlar Başında   Ah nice bir uyursun, uyanmaz mısın? Göçtü kervan kaldık dağlar başında. Çağrışır tellallar inanmaz mısın? Göçtü kervan, kaldık dağlar başında…   Emir Hac göçeli hayli zamandır, Muhammed cümleye dindir, imandır. Delilsiz gidilmez, yollar yamandır, Göçtü kervan, kaldık dağlar başında…   Bülbül olup dost bağında öte gör, İyi amellerle yükün tuta gör, Efendimin kervanına yete gör, Göçtü kervan kaldık dağlar başında…   Yunus sen bu dünyaya niye geldin? Gece gündüz Hakk'ı zikretsin dilin. Enbiyaya uğramaz ise yolun, Göçtü kervan, kaldık dağlar başında…   Yunus Emre Kuddise Sirrûh

Hicri Yılbaşı Duası

Hicri Yılbaşı Duası (Muharrem Ayının Başında Üç Kere Okunacak Dua) "أَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ، وَالصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِه۪ وَصَحْبِه۪ أَجْمَع۪ينَ، أَللّٰهُمَ أَنْتَ الْاَبَدِيُّ الْقَد۪يمُ، أَلْحَىُّ الْكَر۪يمُ، أَلْحَناَّنُ الْمَناَّنُ، وَهٰذِه۪  سَنَةٌ جَد۪يدَةٌ، أَسْئَلُكَ  ف۪يهَا الْعِصْمَةَ  مِنَ الشَّيْطاَنِ الرَّج۪يمِ وَأَهْلِيَآئِه۪، وَالْعَوْنَ عَلٰي هٰذِهِ النَّفْسِ الْاَمَّارَةِ بِالسُّٓوءِ، وَالْاِشْتِغاَلَ بِمَايُقَرِّبُن۪ي إِلَيْكَ يَاكَر۪يمُ! ياَذَا الْجَلَالِ وَالْاِكْرامِ، بِرَحْمَتِكَ يَآأَرْحَمَ الرَّاحِم۪ينَ، وَصَلَّى اللّٰهُ وَسَلَّمَ عَلٰى سَيِّدِنَا وَنَبِيِّنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِه۪ وَصَحْبِه۪ وَأَهْلِ بَيْتِه۪ أَجْمَع۪ينَ." Okunuşu: Bismillahirrahmanirrahim Elhamdülillâh-i Rabbi’l-’âlemîn. Vessalât-ü ve’s-selâm-ü ‘alâ seyyidinâ Muhammed’iv ve ‘alâ êlihî ve sahbihî ecme’în. Ellâhümme ente’l-ebediyyü’l-kadîm-ü, el hayyü’l-kerîm-ü, el hannânü’l-mennân-ü, ve hêzih-î senetü’n-cedîdet

İkisi Ahmak, Biri Akıllı Üç Kadın!

İkisi Ahmak, Biri Akıllı Üç Kadın! Üç kadın çeşme başında toplanmış konuşuyorlardı. Az ötede ihtiyarin biri oturmuş, kadınların çocuklarını methetmelerini dinliyordu. Kadınlardan biri: -Benim oğlum öyle marifetlidir ki, hiç kimse bu konuda onunla boy ölçüşemez... Tam bir cambazdır o! İp üzerinde bir yürüse de görseniz. Diğer kadın heyecanla atılarak: -Benim oğlumun sesini bilseniz, dedi. Tıpkı bir bülbül gibi şakır. Yeryüzünde hiç kimsenin böyle bir sesi yoktur. Allah vergisi bu... Üçüncü kadın susup duruyordu. Diğerleri sordular: -Sen çocuğunu niye övmüyorsun? Nesi var ki? -Çocuğumun çok üstün bir tarafı yok ki... Ne diye durup dururken öveyim onu. Kadınlar kovalarını doldurup yola koyuldular. İhtiyar adam da peşleri sıra yürümeye başladı. Kadınlar ağır kovaları taşımakta güçlük çektikleri için ara sıra duruyor ve dinleniyorlardı. Sırtları ağrı içindeydi. Bu sırada çocukları onları karşılamaya çıktı. Birinci çocuk hemen elleri üzerinde havaya kalk