Kayıtlar

Celâleddin etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Mevlâna

Mevlâna Asıl ismi Muhammed Celaleddin’di onun Genç yaşta ders okutmuş denmiş Mevlana olsun Rumi Anadolunun o zamanki adıdır Mevlana Celaleddin Rumi diye anılır Gönüller sultanını nasıl etmeli tarif Onu anlatmak için değilim ki ben arif O büyük bir ummandır ben vahada dururum Tarif etmem imkânsız girersem boğulurum Araştırır bulurum hayatını yazarım Tarihsel akışını ard arda sıralarım Kusur varsa benimdir affedilmek dilerim O ummandan bir damla nasiplenmek isterim Bin iki yüz yedide tarihi konulmuştur Afganistan, Horasan, Belh şehrinde doğmuştur Otuz eylül diyerek kayıtlarda tutulmuş Bin yüz seksen ikidir diyenlerde bulunmuş Babası o yörede çok sevilen biridir Bilginlerin sultanı ünvanıyla bilinir Bahaeddin Veled’dir kullanılan tam adı Hüseyin Hatibi’den geliyordu soyadı Annesi Belh emiri Rükneddin’in kızıdır Mümüne hatun diye saygılarla anılır Babasının annesi Harzemşah prensesi On dördüncü göbekten şeriftir sülalesi Bin

Arkamdan Ağlama

Arkamdan Ağlama                 Öldüğüm gün tabutum yürüyünce, Bende bu dünya derdi var sanma! Bana ağlama, "Yazık, yazık!" "Vah, vah!" deme! Şeytanın tuzağına düşersen; vah vahın sırası o zamandır. Yazık, yazık; asıl o zaman denir. Cenâzemi gördüğün zaman "Elfirak, elfirak!" deme! Benim buluşmam asıl o zamandır. Beni mezara koyunca elvedâ demeğe kalkışma! Mezar cennet topluluğunun perdesidir. Mezar hapis görünür amma, Aslında canın hapisten kurtuluşudur. Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret! Güneşle aya batmadan ne ziyan gelir ki? Sana batma görünür amma… Aslında o doğmadır, parlamadır. Yere hangi tohum ekildi de yetişmedi? Neden insan tohumu için, Bitmeyecek, yetişmeyecek zannına düşüyorsun? Hangi kova, suya salında da dolu olarak çekilmedi? Can Yusuf'un kuyuya düşünce, niye ağlarsın? Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç! Hz. Mevlana Celâleddin-i Rumi Kuddise Sirrûh