Kayıtlar

Musibet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Başımıza Bir Musibet Gelince

Başımıza Bir Musibet Gelince “Nereden geldi?” diye sorduğumuz gibi “Biz ne kusur işledik?” diye de kendimize sormalı ve özeleştiri yapmalıyız… Alınacak dersleri almalı, aynı hatalara tekrar düşmemeliyiz. Allah’ü Teâlâ korusun; musibetler bitmez, katlanır gider… وَمَٓا اَصَابَكُمْ مِنْ مُص۪يبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ اَيْد۪يكُمْ وَيَعْفُوا عَنْ كَث۪يرٍۜ Başınıza gelen her musîbet, kendi ellerinizin kazandığı günahlar, ihmal ve kusurlar yüzündendir. Bununla beraber Allah, o günah ve kusurların pek çoğunu da affediyor. (Şûrâ Sûresi, 30) Rabbimiz görünür görünmez kaza, belâ ve musibetlerden hepimizi korusun!

Elem ve Üzüntü, Ayrılık Ve Musibete Razı Olmak

  Elem ve Üzüntü, Ayrılık Ve Musibete Razı Olmak   Muhammed Ma'sûm Fârûkî hazretleri buyurdu ki: • Elem ve üzüntü, ayrılık ve musîbet, mâdem ki Allahü teâlânın irâde ve takdîriyledir. Ona râzı olmak lâzımdır. [Hak Sözün Vesîkaları: 331, İslâm Ahlâkı: 532.] اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ فِعْلَ الْخَيْرَاتِ، وَتَرْكَ الْمُنْكَرَاتِ، وَحُبَّ الْمَسَاكِينِ، وَأَنْ تَغْفِرَ لِي، وَتَرْحَمَنِي، وَإِذَا أَرَدْتَ فِتْنَةَ قَوْمٍ فَتَوَفَّنِي غَيْرَ مَفْتُونٍ، وَأَسْأَلُكَ حُبَّكَ، وَحُبَّ مَنْ يُحِبُّكَ، وَحُبَّ عَمَلٍ يُقَرِّبُنِي إِلَى حُبِّكَ . • Allahümme innî es’elüke fi’lel hayrâti ve terkel münkerâti ve hubbel mesâkîni ve en tegfire-lî ve terhamenî ve izâ eredte fitneten kavmî fe-teveffenî gayri meftun ve es’elüke hubbeke ve hubbe men yühibbüke ve hubbe amelin yükarribünî ilâ hubbike.   (Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” okurlardı.) [Yâ Rabbî! Hayr işleri yapmağı, kötü işleri terk etmeği senden isterim ve miskinlerin sevgisin isterim ve beni bağışlamanı ve merhamet

Musibeti Def Eden İsticra Duası

Musibeti Def Eden İsticra Duası Rasûlüllâh Sallâllâhu Aleyhi Vesellem’in eşi Ümmü Seleme Radıyallahu Anhâ şöyle anlatmıştır: "Ben Rasûlüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem’i: Herhangi bir kula bir musibet isabet eder de; Şu duayı okursa: إنّا للهِ وَإنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ، اللَّهُمَّ أُجِرْنِي فِي مُصِيبَتِي وَأَخْلِفْ لِي خَيْرًا مِنْهَا Okunuşu: İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn. Allâhümme'curnî fî musîbetî ve ehliflî hayran minhâ. Anlamı: Şüphesiz biz Allâh'â âitiz ve muhakkak ki biz ancak O'na dönücüleriz. Ey Allah! Sen başımıza gelen bu musibetimde beni mükâfatlandır ve onun yerine bana o (elimden çıka)ndan daha hayırlısını nasib et! Fazileti: Allâh’ü Teâlâ mutlaka onu o musibetinden dolayı sevaba nail kılar ve onun yerine kendisine daha hayırlısını ihsan eder derken işittim. Ebû Seleme (kocam) vefat edince ben Rasûlüllâh Sallâllâhu Aleyhi Vesellem’in bana emrettiği bu sözü söyledim, Allâh’ü Teâlâ da bana kocamın yerine ondan daha hayırlı o

Müminin Başına Gelen Her Musibette Bir Kefaret Vardır

Müminin Başına Gelen Her Musibette Bir Kefaret Vardır “Müminler bir kötülük yaparlarsa onun sebebiyle eza görürler.” ayet-i kerimesi inince bu, müminlere çok ağır geldi. Bunun üzerine Peygamber (Sallallâhu aleyhi ve sellem) efendimiz buyurdu ki: “Siz orta yolu, doğruyu arayın. Müminin başına gelen her musibette bir kefaret vardır. Hatta vücudunda bir sıyrık olsa veya ona bir diken batsa, onun derecesini yükseltir. Kim hayır bulursa Hz. Allah’a hamd etsin. Hayırdan başkasına yolu uğrarsa kendisini hesaba çeksin.” Azizim! “Sana gelen iyilik Allah’tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter.” (Nisa Sûresi, ayet 79) Unutmayalım ki, mümine bir hastalık, bir üzüntü erişirse veya ayağına bir diken batarsa Allah (Celle celâlühû) onu günahlarına kefaret yapar. Allahu Teâlâ, yazıcı meleklerine şunu vahyeder” “Izdırap içinde bulunan kulumun aleyhine hiçbir şey yazmayınız.” (Ramuzu’l-Ehadis, s.518, h.6398) Kaynak Nübüv

Musibetlerden Korunmak İçin Okunacak Dualar

Musibetlerden Korunmak İçin Sığınma Duaları 1-) أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ Euzü billahi mine’ş-şeytani’r-racim.   “Allah’ın rahmetinden kovulmuş olan şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım.” (Buhari, el-Câmiu’s-Sahih, VIII, 19) 2-) . أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ Okunuşu: Eûzü bi kelimatillahi't-tammati min şerri ma haleka. Anlamı: “Bütün yaratıkların şerrinden Allah'ın kusursuz kelamlarına (ayetlerine yani Kur'an-ı Kerim’e) sığınırım.” Anlamı: (Müslüm IV 2080) 3-) . رَّبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ Okunuşu: Rabbi eûzu bike min hemezâtiş şeyâtîn. Anlamı: Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım. Anlamı: Mü’minûn Sûresi- 97 4-) Her gün sabah ve akşam 3 kere aşağıdaki dua okunursa her türlü musibetten korunur. بِاسْمِ اللِّٰه الَّذِي لَا يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ وَهُوَالسَّميِعُ   . الْعَلِيمُ Okunuşu: Bismillahillez

Musibeti Göğüslemek

Musibeti Göğüslemek ۱ - وَعنْ أَبي سَعيدٍ وأَبي هُرَيْرة رضي اللَّه عَنْهُمَا عن النَّبيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قَالَ: «مَا يُصِيبُ الْمُسْلِمَ مِنْ نَصَبٍ وَلاَ وَصَبٍ وَلاَ هَمٍّ وَلاَ حَزَن وَلاَ أَذًى وَلاَ غمٍّ، حتَّى الشَّوْكَةُ يُشَاكُها إِلاَّ كفَّر اللَّه بهَا مِنْ خطَايَاه » متفقٌ عليه.  Ebû Saîd ve Ebû Hüreyre radıyallahu anhümâ ’dan rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Yorgunluk, sürekli hastalık, tasa, keder, sıkıntı ve gamdan, ayağına batan dikene varıncaya kadar Müslümanın başına gelen her şeyi, Allah, onun hatalarını bağışlamaya vesile kılar.” Buhârî, Merdâ1, 3; Müslim, Birr 49 ۲ - وعنْ أَبي هُرَيرة رضيَ اللَّهُ عنه قال: قال رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم: « مَنْ يُرِدِ اللَّهُ بِهِ خَيْراً يُصِبْ مِنْهُ »: رواه البخاري. وضَبطُوا « يُصِب »: بفَتْحِ الصَّادِ وكَسْرِهَا. Ebû Hüreyre radıyallahu anh ’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah, hayrını

Bela Ve Musibet Sebebi 15 Şey

Bela Ve Musibet Sebebi 15 Şey Hz. Ali (ra) anlatıyor: Resûlullah Efendimiz(aleyhissalatu vesselam) bir gün:  “Ümmetim on beş şeyi yapmaya başlayınca ona büyük belâlar iner!” buyurdu. Yanındakiler: “Ey ALLAH (Celle celalüh)’ün Resûlü! Bunlar nelerdir?” diye sordular. Resûlullah Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurdu:  “1- Millî servet, fakir fukaraya uğramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler arasında gidip gelen bir metâ haline gelirse, 2- Emanet ganimet ve fırsat bilinip hıyanet edildiği zaman, 3- Zekât (ödemeyi ibadet bilmeyip bir angarya ve) ceza telâkki ettikleri zaman. 4- Kişinin karısının kötü emirlerine itaat ettiği zaman, 5- Anne hukuku sıkça çiğnendiği zaman, 6- Baba hukuku sıkça çiğnendiği zaman. 7- Arkadaşın kötü emirlerine itaat arttığı zaman, 8- Mescitlerde (rızay-ı İlâhî gözetmeyen husûmet, alış-veriş, eğlence vs. ile ilgili sesler yükseldiği zaman.) 9- Kavme, onların en alçağı reis olduğu zaman; 10- Zorba kişiye zararı doku

Nasihat ve Musibet

Nasihat ve Musibet Genç suçlu, kaçılamaması ile ünlü cezaevine getirilir ve hücreye atılır. Hücre arkadaşı çok yaşlı ve hemen hemen hiç konuşmayan bir mahkûmdur. "Buradan mutlaka kaçacağım dede!" der genç suçlu. Ancak yaşlıdan hiç yanıt alamaz. Bir zaman sonra da gerçekten bir fırsatını bulup kaçar. 3 gün sonra yakalanır ve perişan halde hücresine geri atılır. "Kaçmak olanaksız dede" der genç; "Meğer burası ada imiş. Vahşi dobermanları, 12 aşama dikenli teli ve mayın tarlalarını saymıyorum bile." "Biliyorum." der yaşlı mahkûm. "Nereden biliyorsun?". "32 sene evvel ben de kaçmaya çalışmış ve senin gibi 3 günde yakalanmıştım!" "Beni uyarsaydın da boşuna cezamı 2 katına çıkartmasaydım keşke dede!" diyerek sitem eder genç mahkûm. "Başarısız sonuçlar, yayınlanmaz oğlum!" der yaşlı adam...

Musibetlere Sabretmek

Musibetlere Sabretmek İşte ulu Allah'ın Celle Celâlüh "Allah'ın kullarına karşı lütuf sahibidir" âyet-i celilesinin tecellilerinden birisi de budur. İbni Ata (Rahimehullahu Aleyh) der ki. "Kulun gerçek mümin olup olmadığı belâ ve ferahlıkla karşılaştığı anlarda belli olur. Ferahlık günlerinde şükredip belâ günlerinde sızlanan kimse, (kulluk ve müminlik iddiasında) yalancıdır. Eğer bir kimse bütün insanların ve cinlerin bilgisini nefsinde toplamış olsa da üzerine doğru belâ rüzgârı estiği zaman başına gelenlerden ötürü açıktan açığa şikâyet ederse, ilminin ve amelinin ona hiç bir faydası yoktur. "Nitekim bir Hadis-i Kudsî'de şöyle buyurulur: - Benim takdirime razı olmayanlar ve benim verdiğime şükretmeyenler benden başka bir rabb arasınlar. "Vehb İbni Münebbih (rehimehullahu) in anlattığına göre peygamberlerden biri elli yıl Allah'a ibadet etmiş. Allah da ona "Seni affettim!" diye bildirmiş. Peygamber de bu bildiri