Kayıtlar

sinek etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sinekten Kurban

Sinekten Kurban Peygamber Efendimiz şöyle anlattılar: — Geçmiş ümmetlerden iki kişi, bir beldede müşriklerin muazzam bir put yaptıklarını duyup görmeye gitmişlerdi. Putperestler gelen Mü'minlere mutlaka putları için bir kurban kesmeleri lâzım geldiğini söylediler. Onlar: — Allah'tan başkasına kurban kesilmez, diyerek bunu reddettiler. Fakat müşrikler dâvalarında ısrar ediyorlar, aksi takdirde kendilerini öldüreceklerini söylüyorlardı. En sonunda: — Hiç olmazsa bir sinek bari kesin, yoksa öldürürüz, dediler, îki mü'minden biri: — Sinek kesmekten ne olur, ölmektense bir sinek keser kurtulurum, dedi ve kesti. Öbürü ise: — Allah'tan başkasına sinek de olsa kesilmez, diyerek onların isteklerini yerine getirmedi. Müşrikler kesmeyeni öldürdüler. Ama sinek kesen îmanından, kesmeyen ise, canından oldu, fakat îmanını kurtardı, Cennete gitti. (Alıntı)

Kolanın İçindeki Sinek

Kolanın İçindeki Sinek Farklı ülkelerden gelen bir turist grubu, şehir merkezinde bir cafeye gitmişler ve birer kola ısmarlamışlar. Kolalar gelince bardaklarında birer karasinek olduğunu görmüşler. İngiliz yeni bir bardakta yeni bir kola istemiş. İsveçli aynı bardakta yeni bir kola istemiş. Finlandiyalı sineği bardaktan çıkardıktan sonra kolayı içmiş. Rus kolayı sinekle birlikte içmiş. Çinli sineği yemiş, kolayı içmemiş. Yahudi sineği yakalayıp Çinli'ye satmış. Yunanlı kolanın yarısını içtikten sonra itiraz ederek yeni bir kola istemiş. Norveçli kolayı içtikten sonra bardaktaki sineği balık yemi olarak kullanmış. İrlandalı sineği ezip kolayla karıştırmış ve İngiliz'e içirmiş. Amerikalı cafeye tazminat davası açmış ve 10 milyon dolar kazanmış. Türk ise olayı şiddetle kınamış. (Alıntı)

İnsan Bu Dünyada Son Derece Âciz ve Noksandır

İnsan Bu Dünyada Son Derece Âciz ve Noksandır Buraya kadar anlatılanlardan, insanın  kalb  cevherinin  kıymet ini, âczini ve büyü klüğünü anladın. Şimdi bil ki, bu kıymetli cevheri sana verdiler ve sonra seni onun üzerine örttüler! Onu aramaz, zayi eder ve onu unutursan çok aldanırsın ve büyü k ziyanlara duçar olursun. Kalbini yeniden aramaya, dünya meşgalelerinden kurtulmaya ve onu kendi yüksek makamına ulaştırmaya gayret et. Onun şeref ve izzeti, öbür dünyada anlaşılacaktır. Üzüntüsüz neş’e, fenâsız beka, acısız kudret, şüphesiz marifet ve Allahü Teâlâ’yı perdesiz görmek olacaktır. Fakat, bu dünyada onun [yâni insanın] şerefi, kendisinde bulunan istidat [doğuştan gelen sonradan geliştirebilen…] ve liyakat ile hakiki şeref ve izzete kavuşmaktır. Yoksa, bugün ondan daha kusurlu ve zavallı kim vardır. Zira açlığın, susuzluğun, sıcaklığın, soğukluğun, hastalığın, ızdırabın, elemin, sıkıntı nın, hışmın ve hırsın esiri olmuştur. Rahatının ve lezzetinin bulunduğu şeyler, ona zarard