Kayıtlar

buğday etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

En İyi Buğday İçin…

En İyi Buğday İçin… Her yıl yapılan ‘ En iyi buğday’ yarışmasını yine aynı çiftçi kazanmıştı. Yarışmanın sonunda böyle kaliteli ürün yetiştirebilmenin sırrını gazeteciler sormakta gecikmedi. Çiftçi: Benim sırrım, kendi buğday tohumlarımı komşularımla paylaşmakta yatıyor, dedi. Bu cevaba oldukça şaşıran gazeteciler: ‘ Elinizdeki kaliteli tohumları rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz? Ama böyle şeye neden ihtiyaç duyuyorsunuz ki? Diye sordular. ‘ Neden olmasın? Dedi çiftçi. ‘Bilmediğiniz bir şey var; rüzgar, olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve tarladan tarlaya taşır. Bu nedenle, komşularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün de kalitesinin düşük olması demektir. Eğer en iyi buğdayı yetiştirmek istiyorsam, komşularımın da iyi buğdaylar yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor. (Alıntı)

Birbirini Çok Seven İki Kardeş

Birbirini Çok Seven İki Kardeş Vaktiyle Birbirini Çok Seven İki Kardeş varmış. Büyüğü Halil. Küçüğü ise İbrahim… Halil, evli çocuklu, İbrahim ise bekârmış... Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin… Ne mahsul çıkarsa, iki pay ederlermiş. Bununla geçinip giderlermiş... Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı. İkiye ayırmışlar. İş kalmış taşımaya. Halil, bir teklif yapmış. İbrahim kardeşim; Ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle. Peki, abi demiş İbrahim... Ve Halil gitmiş çuval getirmeye... O gidince, düşünmüş İbrahim: -Abim evli, çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine Böyle demiş ve Kendi payından bir miktar atmış onunkine... Az sonra Halil çıkagelmiş. Haydi İbrahim. Demiş önce sen doldur da taşı ambara. -Peki abi! İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola. O gidince, Halil düşünür bu defa: Der ki: -Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var. Ama kardeşim bekâr. O daha çalışıp, para biriktirecek. Ev kurup evlenecek. Böyle düşüner

Kaybolan Eşek

Kaybolan Eşek Çok eskiden bir köylü eşeği ile değirmene gitmiş ve buğdayı bırakıp dönmüş. Ama o sırada eşek kaçmış. O gün günlerden cumaymış. Namaz vakti de yaklaşmış. Eşeği mi arasın, cuma namazına mı gitsin şaşkın şaşkın düşünürken, tarla komşusu gelmiş. Demiş ki Tarla sulama sırası bizde komşum benden sonra sen alacaksın suyu. Adam iyice şaşkına uğramış. Şimdi de işler üçlenmiştir, üçü de birbirinden önemli. Eşek önemli, çünkü her işinde hemen hemen onu kullanıyor. Tarla da önemli mahsul iyi çıkmazsa o yılki rızkı kısıtlanır. Cuma namazına gitmese o hepsinden önemli… Allah'ın emri. Kararsızlıklar içinde düşünmüş aklına o ayetler gelmiş. Ayetlerde diyor ki: “Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilmiş olursanız, elbette bu sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan isteyin. Allah'ı çok zikredin; umulur ki kurtuluşa erersiniz. (Cum

Önce Kaliteli İnsan, Sonra Kaliteli İş, Gerisi Gelir…

Önce Kaliteli İnsan, Sonra Kaliteli İş, Gerisi Gelir…   Muhterem dostlar “Ekmeden biçmek!” diye bir söz var. Ne ekersen onu biçersin! Ekmediysen ne biçeceksin! Maalesef insanımız çalışmıyor, okumuyor.   Birinci yaşanmış hikâye   Köyde çalışırken 3”- 4 kişi bir arkadaşın buğday tarlasına çalışmaya gitmiştik. Biçilen buğdayları toplayıp traktörle harmana getiriyorduk. Hava çok sıcaktı. Baktım arkadaşlar çalışmıyor, kaytarıyor.             “- Arkadaşlar dedim şu işi bitirelim de evimize erken gidelim. Hem de alacağımız parayı helâl ettirelim.” Allah’ü Teâlâ razı olsun iki tanesi canla başla çalışmaya başladı. Birisi ise dalgasını geçmeye devam ediyordu. Üstelik onlar yevmiyesini alacaktı. Ben ise yardıma gitmiştim. Tarla sahibi daha sonra bana da fazlasıyla buğday verdi. O dalgacı da yevmiyesini fazlasıyla aldı. Hâlbuki ona yarım yevmiye bile çoktu. Buna benzer sayısız örnek yaşadım.             İkinci yaşanmış hikâye Bir köy okuluna müfettiş geliyor. Müfettiş okulu