Kayıtlar

Şubat 12, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ölüm Anı! Gitmek İstemiyorum!

Ölüm Anı! Gitmek İstemiyorum! Hayatımda hiç yaşamadığım bir olaydı ne olduğunu anlayamıyordum. Üzerimde bir örtü vardı. Ve etrafımda insanlar hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Ne olduğunu hala anlamış değildim. Neden üzerimde örtü vardı ve neler oluyordu. Ellerimi oynatamıyor kımıldayamıyordum. Allah’ım neler oluyordu, bana neler olmuştu. Ayağa kalkmak istiyordum ama kalkamıyordum. Anne neredesin, sesini duyuyorum ama seni göremiyorum. Neden ağlıyorsun anne... Yanıma gel üzerimdeki örtüyü al. Ben alamıyorum anne... Bir ara bir el üzerimdeki örtüyü aldı. Bu babamdı ve gözleri ağlamaktan şişmişti. Neden ağladın baba... Ben neredeyim. Neden konuşamıyorum. Annemde orda, annem yıkılmıştı sanki. Ağlıyordu hem de hıçkıra hıçkıra. Ağlama anne! Aman Allah’ım! Eyvah! Ben ölmüştüm. Evet, ben ölmüştüm ve bu etrafımdaki insanlar benim cesedimin üzerinde ağlıyorlardı. Ağlama anne! Ağlama baba! Allah’ım! Bana yardım et, bana dayanma gücü ver. Annem üzerime yattı ve ağlamaya devam etti. Bi

Anne Cennet Ne Kadar Güzel!

Anne Cennet Ne Kadar Güzel! Stuttgart Wiblingen bölgesinde iki yılı aşkın haftalık çevre sohbetlerinden tanıdığım bir hanım telefonda söyle ağlıyordu, Hoca hanım, bizim burada bir komşu, kızını kaybetti. 18 yaşında Ani bir ölümle öldü. Annesi adeta çılgına döndü. Sürekli isyanda, keşke kızım şöyle şöyle olsa idi de ölmese idi diye feryat figan ağlıyor. Ne olur bir gelseniz onunla siz konuşsanız. Sizi az çok tanıyor. Size saygısı var, belki sizi dinler. Biz ne yapacağımızı şaşırdık. Ertesi gün gittim ve beni ölen genç kızın evine götürdüler. Evde matem, yas Anne bir kösede hiç durmadan ağlıyor. Cenaze Türkiye’ye gideli 15 gün olmasına rağmen, annenin yüreğindeki ateş hala sönmemiş. Bana büyük portre bir resmini gösterdiler. Gerçekten genç kız, uzun saçları, iri gözleri ve alımlı çehresi ile çok güzel bir kız. Sonra bana annesi şunları anlattı: Kızım, ben ve babası her sene olduğu gibi gecen sene de memleketimiz İzmir'e gittik... Evimizin karşındaki apartmanda bir genç adam ot

Sultan Alparslan'ın 10 liderlik Sırrı

Resim
Sultan Alparslan'ın 10 liderlik Sırrı 1-Önce heybetinle fethet, sonra bileğinle Selçuklu kaynaklarında Sultan Alparslan’ın fiziksel özelliklerine dair çok detaylı bilgiler olmamakla birlikte, en azından kendisiyle ilgili belirli bir fikre ulaşmamızı sağlayacak kayıtlar mevcuttur. Buna göre insaflı bir zat olan Sultan Alparslan, iyi ahlaklı ve “sevimli yaratılışlı”ydı. Yakışıklıydı. Son derece heybetli olup “zor ve korkulu zamanlarda bile” heybetini muhafaza ederdi. “Eşsiz bir cihangir”di. İri yarıydı ve kaynaklara bakılırsa haddinden fazla uzun boyluydu. “Ebu Şucâ” (yiğitliğin babası) ve Adûdüddevle (devletin pazusu, koruyucusu) gibi künye ve lakaplarında görülen ibareler, kuşkusuz Sultanın fiziksel özellikleriyle de ilgiliydi. Kendisine bağlı hükümetler ya da diğer devlet hükümdarları tarafından Sultan’a gönderilen elçiler onun heybeti karşısında korkuya kapılırlardı. Sakalları o kadar uzundu ki, hiçbir zaman hedefinden şaşmamasıyla bilinen okunu atarken kendisine mani