Kayıtlar

Dünya’daki İnce Ayarlar

Resim
 Dünya’daki İnce Ayarlar Yüce Rabbimiz her evreni ve içindekileri kusursuz, nizamlı ve intizamlı yaratmıştır. Bilim adamlarının bazı araştırmalarını aşağıya aktardık. Tabi bu bilgiler bilim dallarındaki gelişmeler ilerledikçe daha da değişecek ve gelişecektir. O zaman evrenin sırları daha iyi anlaşılacaktır.             Materyalist felsefe, evrendeki ve doğadaki tüm sistemlerin kendi kendine rastlantılar sonucu ortaya çıktığını savunarak ortaya çıktı. Halen de öyle söylüyorlar. Günümüzde, materyalizmin ve onun sözde bilimsel dayanağı olan Darwinizm'in geçersizliği, bilimsel olarak ortaya konmuştur.             Evrende yaklaşık olarak 100 milyar galaksi ve her birinde ortalama 100 milyar yıldız ve bir o kadar da gezegenin birbirlerine dokunmadan ahenkli bir şekilde döndüğünü düşünürsek aklımız sınırlarını zorlar. Hepsi de cansız varlıklar… Sonsuz boşlukta, direksiz, dümensiz… Dön babam dön… Havaya topu atıyoruz, pat diye düşüyor. Peki, evrendeki trilyonlarca cisimleri

Ezan İle İlgili Bilgiler ve Ezan Duası

Ezan İle İlgili Bilgiler İlk ezan 622 yılında Bilal-i Habeşi Radiyallah’ü Anh tarafından sabah namazında, yüksek bir evin damında okundu. Ezan işitildiği zaman ezanı dinlemek, ezanı içinden tekrar ederek icabet ve tasdik etmek, bitince ezan duasını okumak sünnettir; Peygamber Efendimiz in aleyhi ve sellem’in şefaatine vesiledir. Ezan namaz vaktini bildiren bir namaza davettir Kamet ise farz namazdan önce okunur. Cemaat veya fert farz namaza kametle başlar. Namaz vakitleri girdiğinde ezan okumak sünnet olduğu gibi, farz namazlardan önce ister cemaat olsun, ister fert olsun erkeklerin kamet getirmesi de sünnettir. Ezan, farz olan namazlar için okunur. Camide okunan ezan duyuluyorsa evlerde kılınacak namaz için ayrıca ezan okunmaz. Ezanın duyulmadığı uzak bir mesafede veya yerleşim merkezleri dışında bulunanlar da ezan okurlar. Cenaze namazı ile vitir, bayram, teravih, yağmur duası namazı ve farz-ı ayın olmayan diğer namazlar için ezan okunmaz. Ezan sadece namaza çağırma ara

Tavsiye Mektubu

Tavsiye Mektubu Tüccarın biri, yazıhanesinde çalışacak bir genç arıyordu. Bunun için gazetelere ilan vermişti. İlanı okuyan gençler, belli bir günde yazıhaneye geldiler. Tüccar, onlarla uzun uzun konuştu. Sonra, aralarından birini seçti. O sırada yanında bulunan bir arkadaşı: - Bu genci önceden tanıyor muydunuz, diye tüccara sordu. - Hayır. - Size bir dostunuzdan mektup getirmiş miydi? - Getirmemişti. - Öyleyse niçin onu seçtiniz? Tüccar gülümsedi: - Gelenlere, dedi, ayrı ayrı dikkat ettim. Bu genç, kapıdan girerken ayaklarını paspasta iyice temizledi. Yere özel olarak bir kitap bırakmıştım. Öbürleri çiğneyip geçtiler. Ama o, hemen bunu aldı, masanın kenarına koydu. Sonra, ayağı sakat bir gence yerini verdi. Konuşma sırası gelinceye kadar, atılmadan, kimseyi itmeden bekledi. Benimle konuşurken baktım, üstü başı fırçalanmış, saçları iyice taranmıştı. Dişleri süt gibi beyazdı. Konuşması da kibar ve düzgündü. Adını, adresini yazarken, tırnaklarının da temiz olduğunu gördüm. Bu

Ey Gafil Yolcu, Kervan Gidiyor!

Ey Gafil Yolcu, Kervan Gidiyor! Ömür hızla biterken günah artıyor, Uyan ey gafil yolcu, kervan gidiyor. Tüm fırsatlar kaçıyor, gemi batıyor, Uyan ey gafil yolcu, kervan gidiyor! Herkes azık topluyor, sen bakıyorsun, Herkes gökte uçuyor sen yatıyorsun, İlmin yok, amelin yok; laf satıyorsun. Uyan ey gafil yolcu kervan gidiyor! Bak herkes çağı aştı, sen yere battın, Eller hep sevap kaptı, sen caka sattın, İleriye koşmadın, hep rötar yaptın, Uyan ey gafil yolcu kervan gidiyor! Sakın ha geri kalma, kurtlar yiyecek, Aman nefsine uyma, ölüm gelecek, Ayağını sağlam bas, Allah soracak, Uyan ey gafil yolcu, kervan gidiyor! Hayallere dalmadan, gerçekleri gör. Dönüşsüz yoldasın, adresini sor. Can boğaza gelmeden, doğru yola gir, Uyan ey gafil yolcu, kervan gidiyor!    Yaşar AKKAŞ Yasal Uyarı:  “Bu eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.”                     

Böyle Bir Zamanda Fatih Yetişir mi?

Resim
Böyle Bir Zamanda Fatih Yetişir mi? Şöyle bir soru sorsak; böyle bir zamanda Fatih Yetişir mi? Hemen kafalarda şu soru oluşacak. Efendim onun babası padişahtı. O devirde en iyi hocalardan sürekli ders alıyordu. En iyi şartlarda yetişiyordu. O zaman Avrupa ülkeleri Ortaçağ karanlığındaydı. Abd, Japonya, gibi gelişmiş devletler yoktu… Bu cevaplar uzar gider. Evet, bunların hepsi doğru kardeşlerim. Ama ben de derim ki Fatih’in yetiştiği bazı şartlar oluşursa bir değil birçok Fatih gelir. Hatta daha da büyük Fatihler yetişir. O zaman biz de irdelemeye başlayalım. Acaba Fatih Sultan Cennetmekân hangi şartlarda yetişti? Acaba Fatih’i Fatih yapan şartlar neydi? Çorak topraklarda ve bozuk iklimlerde dünyanın en güzel meyveleri yetişir mi? Elbette yetişmez. Fen ilimleri der ki bir bitkinin yetişebilmesi için belli iklim şartları vardır. Doğal ortam, toprağın uygunluğu, iyi tohum seçimi, bilimsel ziraat, sulama, havanın sıcaklığı, yağış ve nem oranı, ürünlerin bakımı, gübrelenme

Kul Âmin Deyince; Melekler De Âmin Der

Kul Âmin Deyince; Melekler De Âmin Der   Fatiha Sûresi’nin Sırrı   Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: "Cebrâil Aleyhisselâm bana dedi ki: Allâhü Teâlâ sana selâm söylüyor ve buyuruyor ki: “Kul benim huzurumda namaza durup; "Allâhu Ekber!" dediğinde onunla aramızda bulunan perdeyi kaldırırım! Kul "ELHAMDÜ!" dediğinde Allahü Teâlâ, "Hamd kime mahsustur?" diye sorar. O da "LİLLAHİ!" diye cevap verir. Allâhü Teâlâ: "Allah kimdir?" diye sorunca: "RABBİLALEMİN!" der. "Âlemlerin Rabb'i kimdir?" buyurunca: "ERRAHMANİRRAHİM!" der. "Rahman ve Rahim kimdir?" diye sorunca: "MÂLİKİ YEVMİDDİN!" Yani; Din gününün sahibi, der. Bunun üzerine Allâhü Teâlâ; "Ey kulum, din gününün sahibi benim!" der. Kul, "İYYÂKE NA'BUDÜ VE İYYÂKE NESTAÎN! "; “Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz!" deyince Allâhü Teâ