Kayıtlar

Zenci Musa etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yakın Tarihi Anlamak İçin Bazı İsimleri Araştırınız

Yakın Tarihi Anlamak İçin Bazı İsimleri Araştırınız     Türkleri aç bırakacağız bir… İşsiz bırakacağız iki… Borca esir edeceğiz üç... Dininden uzaklaştıracağız dört, Böleceğiz beş… Böldüklerimizi birbiriyle çarpıştıracağız altı… Yumuşak lokma yapıp İsrail’e vilayet yapacağız yedi… Bu maddeler Haim Nahum tarafından doktrine edilmiştir. “Siz Türkiye’nin mülkî tamamiyetini kabul ediniz. Onlara ben İslamiyet’i ve İslâmî temsilciliklerini ayaklar altında çiğnetmeyi taahhüt ediyorum.” Fransa Cumhurbaşkanı Clemenceao ve İngiltere Başbakanı Churchill’le görüşen Haim Nahum bunları vurguluyordu. Bir de Nablus Bozgunu, Bolayır facialarına bir bakınız. (http://dergipark.gov.tr/download/article-file/228071) Ya da http://belgelerlegercektarih.com/ sitesini takip etmenizi öneririm. Eline balta alıp heykellere saldıranlara dikkat edin. Diline hakaret alıp ucuzluk yapanlara da... Gafletten... Delaletten kaçının... Hainliklere itibar etmeyin. Fikri mücadele yapın.

Sudanlı Mücahid Zenci Musa (Rahmetullahi Aleyh) Kimdir?

Resim
Sudanlı Mücahid Zenci Musa (Rahmetullahi Aleyh) Kimdir? Osmanlı’da Bir Zenci Musa Vardı, Bilir misiniz?   Sudan’da bir yiğit doğar. O topraklarda yaşanan olumsuz koşullar ve kıtlıktan dolayı doğan çocuklar genelde hep zayıftırlar. Ama dünyaya gelen bu yiğit diğer çocuklara nazaran daha yapılı ve olumludur. Babasının ölümü üzerine o yiğidi dedesi büyütür. Daha iyi şartlarda yaşaması için onu, Sudan’dan Kahire’ye götürür. Burada yaşamaya devam ederlerken, dedesinin hep bir Osmanlı hayranı oluşu torununa da yansır ve torununu bir Osmanlı Türk’ü gibi yetişmesini ister. İstanbul’a göndermeye karar verir. İstanbul’a varır ve müthiş bir Türkçe öğrenir. O artık dedesinin büyük arzusunu yerine getirir. Arkadaşlarından onu ayıran bir özelliği vardır. İri cüssesi ve siyah teni, bu yüzden ona Sudanlı Zenci Musa diye seslenirler… Sene 1919’dur. “Mondros Mütakeresi” imzalanır ve itilaf kuvvetleri İstanbul’u işgal eder. Bir gün Karaköy gümrüğünde, İngiliz kuvvetleri komutanı General Ha