Kayıtlar

İmansız etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İmansız Gitmenin İki Sebebi

Çok mühim olan uzun bir hadis-i şerifin meali şu şekilde:   Abdullah bin Ebî Evfâ Radiyallahü Anh anlatıyor: Resul-i Ekremin Sallallahü Aleyhi Vesellem huzurunda bulunduğumuz bir sırada ona birisi gelerek: "- Yâ Resûlâllah, ölüm döşeğinde yatan bir genç var. Kendisine, 'Lâ ilâhe illâllah, de' dendiği halde (bir türlü) bunu söyleyemiyor!" dedi. Resul-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem: "- Namaz kılar mıydı?" diye sordu. Adam: "- Evet, (kılardı!" dedi. Bunun üzerine Resul-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem kalktı. Biz de onunla kalktık. Resul-i Ekrem gencin yanına girdi ve ona: "- 'Lâ ilâhe illâllah' de!" buyurdu. "- Söyleyemiyorum!" Resul-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem, "Niçin?" diye sorunca, gelen adam: "- Annesine âsi idi!" dedi. Resul-i Ekrem: "Annesi sağ mı?" diye sordu. Oradakiler: "- Evet, sağdır!" dediler. Resul-i Ekrem: "- Çağırın

Kalplerimizi İmansız Bırakma Allah’ım.

  Kalplerimizi İmansız Bırakma Allah’ım.   Biz, kısık sesleriz, minareleri, Sen, ezansız bırakma, Allah’ım!             Ya çağır şurada bal yapanlarını;             Ya kovansız bırakma, Allah’ım!   Mahyasızdır minareler, göğü de             Kehkeşansız bırakma, Allah’ım! Bize güç ver. cihad meydanını Pehlivansız bırakma, Allah’ım!   Kahraman bekleyen yığınlarını Kahramansız bırakma Allah’ım!             Bilelim hasma karşı koymasını: Bizi cansız bırakma, Allah’ım.   Yarının yollarında yılları da             Ramazansız bırakma, Allah’ım! Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü             Ya çobansız bırakma, Allah’ım!   Bizi Sen sevgisiz, susuz, havasız             Ve vatansız bırakma, Allah’ım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu             Müslümansız bırakma Allah’ım.   Arif Nihat ASYA

İmansız Gitmenin Sebepleri!

İmansız Gitmenin Sebepleri! “Miftâh-ül-cenne”de buyuruluyor ki: İmansız ölmekten korkmamak âhirete imansız gitme sebebidir. " Muhammed bin Kutbüddîn İznîkî hazretleri Osmanlı âlimlerdendir. Kutbüddîn-i İznîkî’nin oğludur. Molla Fenârî’den, din ilimlerini ve zamanının fen bilgilerini okudu. 885 (m. 1480)’de Edirne’de vefât etti. “Miftâh-ül-cenne” kitabı meşhurdur. Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri: “(Miftâh-ül-cenne) ilmihâlinin yazarı sâlih bir zât imiş. Okuyanlara faydalı olur” buyurdu. “Miftâh-ül-cenne” adındaki kitabında buyuruyor ki: Ve dahî imansız gitmenin sebepleri, kırk kadar olup, şunlardır: 1- Bid’at sahibi olmak. Yani itikâdı bozuk olmak. 2- Zaîf (Şüpheli olan) îmân. 3- Dokuz azâsını doğru yoldan çıkarmak. 4- Büyük günah işlemeye devam etmek. 5- Nimet-i İslam’a şükrünü kesmek. 6- Âhirete imansız gitmekten korkmamak. 7- Haksız yere zulmetmek. 8- Sünnet üzere okunan ezân-ı Muhammedîyi dinlememek. 9- Anaya babaya âsî olmak. 10- Doğru olsa

On Şey, Son Nefeste İmansız Gitmeğe Sebep Olur

On Şey, Son Nefeste İmansız Gitmeğe Sebep Olur 1- Allah’ü Teâlâ’nın emirlerini ve yasaklarını öğrenmemek. 2- İmanını ehl-i sünnet itikâfına göre düzeltmemek. 3- Dünya malına, rütbesine, şöhretine düşkün olmak. 4- İnsanlara, hayvanlara, kendine zulüm, eziyet etmek. 5- Allah’ü Teâlâ’ya ve iyilik gelmesine sebep olanlara şükür etmemek. 6- İmansız olmaktan korkmamak. 7- Beş vakit namazı vaktinde kılmamak. 8- Fâiz alıp-vermek. 9- Dinine bağlı olan Müslümanları aşağı görmek. Bunlara gerici gibi şeyler söylemek. 10- Fuhuş sözleri, yazıları ve resimleri; söylemek, yazmak ve yapmak.

İmansız ölmemek için -1-

İmansız ölmemek için -1- Kuşkusuz son nefesinde imansız ölmek, her müminin en önemli korkusudur. Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerine bir gün, bazı sevdikleri, "Efendim, bir Müslüman için en büyük mesele nedir?" diye sordular. "En mühim mesele, dünyâdan (Îman) ile gitmektir. Onun için (Îmansız) gitmekten çok korkmalı ve titremelidir." buyurdu. İslam büyükleri, "Îmansız ölmekten korkmayan kimse, îmansız ölür." buyurmuşlardır. O sebeple imansız gitmemek için, imansız ölmekten çok korkmalıdır. Allah (c.c.), insana sayısız nimetler vermiştir. Fakat İman ve İslam, Allahü Tealâ'nın bir insana bahşettiği nimetlerin, en büyüğü ve en önemlisidir. Bunlar sayesinde insanın dünya hayatı huzur ve mutluluk içinde geçtiği gibi, ahırette de sonsuz nimetlere garkolur. O sebeple insan sahip olduğu bu nimetlere çok şükretmelidir. İmam-ı Azam Ebu Hanife hazretleri:"İmansız ölmemek için, iman nimetine çok şükretmelidir." buyuruyor. Allahü Tealâ Hazretleri aye