İmansız ölmemek için -1-
İmansız ölmemek için -1-
Kuşkusuz
son nefesinde imansız ölmek, her müminin en önemli korkusudur. Cüneyd-i Bağdâdî
hazretlerine bir gün, bazı sevdikleri, "Efendim, bir Müslüman için en
büyük mesele nedir?" diye sordular. "En mühim mesele, dünyâdan (Îman)
ile gitmektir. Onun için (Îmansız) gitmekten çok korkmalı ve
titremelidir." buyurdu.
İslam
büyükleri, "Îmansız ölmekten korkmayan kimse, îmansız ölür."
buyurmuşlardır. O sebeple imansız gitmemek için, imansız ölmekten çok
korkmalıdır.
Allah
(c.c.), insana sayısız nimetler vermiştir. Fakat İman ve İslam, Allahü
Tealâ'nın bir insana bahşettiği nimetlerin, en büyüğü ve en önemlisidir. Bunlar
sayesinde insanın dünya hayatı huzur ve mutluluk içinde geçtiği gibi, ahırette
de sonsuz nimetlere garkolur. O sebeple insan sahip olduğu bu nimetlere çok
şükretmelidir. İmam-ı Azam Ebu Hanife hazretleri:"İmansız ölmemek için,
iman nimetine çok şükretmelidir." buyuruyor.
Allahü
Tealâ Hazretleri ayet-i kerimelerde:
"Allah'ın
nimetlerine şükreder ve îmân ederseniz, Allah size niçin azâb etsin?"
(Nisâ, 147)
"Şükrederseniz
and olsun ki, size karşılığını artıracağım; nankörlük ederseniz bilin ki azabım
pek çetindir"(İbrahim, 7) buyurdu.
Yani
şükür, bir nimetin elden çıkmaması ve aksine daha da artması için çok önemli
bir sebeptir. O nedenle en önemli nimet olan "İman" için çok
şükredici olmalıdır. Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin her abdest aldığında,
niyetlendikten sonra, abdest almaya başlamadan önce:
"Suyu temizleyici ve
İslam'ı nur kılan ve beni İman ve İslam'la şereflendiren Rabbime hamd
olsun." diye dua ettiği bildirilmiştir. Böylece insan her gün hiç değilse
3-5 kere sahip olduğu iman nimeti için Rabbine şükretmiş olur.
Değerli okuyucularım,
imansız gitmeye sebep olan şeylerden biri de Anne ve Babanın kalbini kırmak,
onları gücendirmektir. Anne ve babaların çektiği sıkıntıları, insan, kendisi
anne veya baba olmadan anlayamaz. Bizlerin üzerinde bilhassa annelerimizin çok
büyük hakkı vardır. O sebeple anne ve babalarımıza karşı çok saygılı olmalı,
onları hiçbir vesile ile üzmemeye ve her vesile ile onlara ihsanda bulunmaya
çalışmalıdır. Kur'an-ı kerimde:
“Biz
insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik.”[Ahkaf, 15]
“Rabbin, yalnız kendisine
kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya
ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine öf bile deme;...”[İsra, 23]
buyruldu.
Hadis-i şeriflerde de:
“İnsanlar
içinde en büyük hak sahibi, erkeğin üzerinde annesi, kadının üzerinde de
kocasıdır.” [Hakim]
“En
faziletli amel, vaktinde kılınan namazdan sonra ana-babaya iyiliktir.” [Müslim]
“Ana-babaya
ihsan, bedbahtlığı saadete çevirir, ömrü uzatır ve insanı kötü ölümden korur.”
[Ebu Nuaym]
“Ana-babasına
asi olan, vefatlarından sonra, onlar için dua etse, Allahü Tealâ, onu,
ana-babasına itaat edenlerden yazar.” [İbni Ebiddünya] buyruldu.
Ana-baba hakkı bu kadar
önemli olunca, bu hakkı gasb eden kişi de imansız gitmek gibi büyük bir tehlike
ile yüzyüze gelir. Sahabe-i kiramdan Alkama'nın öyküsü bunun en güzel
örneğidir:
Rasulullah
(s.a.v.) sohbet ederken bir kadın telaşla huzuruna girdi. Kocasının ölüm
döşeğinde olduğunu, kendisine telkin ettiği halde şahadet getiremediğini,
imansız ölmesinden korktuğunu, söyledi. Rasulullah, sağlığında herhangi bir
kötü hareketi olup olmadığını sordu. Kadın, hiçbir kötü işinin olmadığını,
namazlarını kılıp ibadetlerini eksiksiz yaptığını anlattı. Bunun üzerine
Rasulullah, dünyada kimi olduğunu sordu ve annesinin sağ olduğunu öğrenince onu
huzuruna çağırttı. Annesine oğlundan memnun olup olmadığını sordu. Annesinin,
oğlunun evlendikten sonra kendisini hor görmeye başladığını, ona kırgın
olduğunu söylemesi üzerine, ondan oğluna hakkını helâl etmesini istedi. Kadın
buna yanaşmadı. Bunun üzerine Rasulullah, onun cezasını burada çekmesinin
cehennemde yanmasından daha iyi olacağını söyleyerek etrafındakileri odun
toplamaya gönderdi. Bunun üzerine kadın dayanamadı ve hakkını helâl ettiğini
bildirdi. Rasulullah, Alkama'ın durumunu öğrenmek üzere Bilali Habeşi
hazretlerini gönderdiğinde artık Alkama'nın dili açılmıştı:
- Lailahe illallah Muhammedur
Rasulullah, diyerek ruhunu teslim etti.
Hadis kitaplarında uzunca
anlatılan bu rivayet, özetle böyledir.
O sebeple, imansız
gitmemek için, Anne-Baba hakkına çok riayetkâr olmalı onların kalblerini
kırmamaya çalışmalıdır.
Allah'a emanet olunuz.
Dr.
İsmail Ulukuş
Yorumlar
Yorum Gönder