Kayıtlar

İstiğfar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Meleklerin İstiğfarda Bulunduğu Bazı Sûre ve Ayet-i Kerimeler

  Meleklerin İstiğfarda Bulunduğu Bazı Sûre ve Ayet-i Kerimeler   ·      Ali İmran Sûresi 18. Ayet: Gece okuyana 70 bin melek, kıyamete kadar istiğfar eder. ·      Ali İmran Sûresi: Kim Cuma günü okursa 70 bin melek onun için istiğfar eder. ·      Enam Sûresi: İlk 3 ayet Sabah namazını kıldıktan sonra oturduğu yerde bunları okuyana, görevli 70 bin melek kıyamete kadar o kişiye istiğfarda bulunurlar. ·      Enam Sûresi: 70 bin melek, Sûre harfleri adedince istiğfar ederler. ·      Enfal Sûresi, Tevbe Sûresi: Okuyana Arş-Arşı yüklenen melekler hayat boyunca ona istiğfar ederler. ·      Yasin Sûresi: Ölmek üzere olanın yanında her harfe 10 melek iner, bağışlanmasını ister. ·      Mümin Sûresi: Okunursa, ona dua etmeyen, istiğfarda bulunmayan hiçbir Nebi-Sıddık-Şehit ve Mümin ruhu kalmaz. ·      Duhan Sûresi: Gece okuyana, 70 bin melek istiğfarda bulunur, sabaha kadar. ·      Haşr Sûresi: Sabah-akşam okuyana 70 bin melek dua eder, ölürse şehit ölür. ·      Haşr Sûresi

İstiğfar, Ne Demektir?

            "İstiğfar" Ne Demektir?             Sözlükte örtmek, örtbas etmek anlamına gelen istiğfar, dini bir kavram olarak, hata ve günahların Allah'ü Teâlâ tarafından af ve mağfiret edilmesini istemek; kulun işlediği iyi ve güzel amelleri azımsayıp bunları artırmaya çalışması, günahlarını çok bulup bunları azaltmaya gayret etmesi demektir. Aynı kökten gelen "Gufran" ve "Mağfiret" kelimeleri; Allah'ü Teâlâ'nın kulun hata ve günahlarını örtmesi, ona azap etmemesi, günahlarını bağışlaması anlamına gelir. İstiğfar ile "günahtan vazgeçme" anlamına gelen tevbe arasında bazı farklar vardır. Kişi ancak kendi günahından dolayı tevbe edebilirken, başkalarının günahından dolayı da istiğfar edebilir. Yani başkasının affını Allah'ü Teâlâ’dan dileyebilir. Allah'ü Teâlâ’nın güzel isimlerinden olan "Gafur Celle Celâlüh" günahları örten ve "Gaffar Celle Celâlüh " bağışlayan, affeden demektir. Kur'an-ı K

Meleklerin, Kendilerine İstiğfarda Bulunduğu Kimseler

Meleklerin, Kendilerine İstiğfarda Bulunduğu Kimseler Hamd, yalnızca Allah'adır. Salât ve selâm, peygamberimiz Muhammed'in, âile halkının ve ashabının üzerine olsun. Meleklerin, Allah Teâlâ'ya kendileri için istiğfarda bulunduğu kimseler pek çoktur. Bunlardan bazıları şunlardır: 01-   Abdesti olarak geceleyen kimse, uyanıncaya kadar bir melek onun yanında Allah Teâlâ'nın onu bağışlaması için yalvarır: Nitekim Peygamber Sallallahu Aleyhi Vesellem bu konuda şöyle buyurmuştur: "Her kim, abdestli olarak uyursa, bir melek de onun yanında bekler ve o uyanıncaya kadar melek onun için şöyle dua eder: “Allah’ım! Falanca kulunu bağışla! Çünkü o, abdestli olarak uyudu” (Taberânî "el-Evsat' ve İbn-i Hıbbân 'sahihinde' rivayet etmişlerdir. Elbânî de "hadis, sahihtir' demiştir.) 02-   Melekler, farz namazı kıldıktan sonra ikinci farz namazı kılmak için mescitte bekleyen kimseyi Allah Teâlâ'nın bağışlaması için yalvarırlar: Ni

Seyyidül İstiğfar Duası

Seyyidül İstiğfar Duası بسم الله الرحمن الرحيم الدُّعَا السَيِّدُ الِاسْتِغْفَارِ اللَّهُمَّ أَنْتَ رَبِّي لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ، خَلَقْتَنِي وَأَنَا عَبْدُكَ، وَأَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ. أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ، أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَيَّ، وَأَبُوءُ لَكَ بِذَنْبِي، فَاغْفِرْ لِي؛ فَإِنَّهُ لَا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلَّا أَنْتَ. Okunuşu: Allahümme ente Rabbî lâ ilahe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve vâ’dike mes’tetâtü. Eûzü bike min şerri mâ sanâtü, ebû’ü leke bi-nîmetike aleyye ve ebû’ü leke bizenbî fağfirlî feinnehû lâ yağfıruz-zünûbe illâ ente. Anlamı: “Allah’ım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka (ibâdete lâyık) hiçbir ilâh yoktur. Ancak sen varsın. Beni sen yarattın. Şüphesiz ben senin kulunum. Gücüm yettiği kadar, Zât-ı Ecelli âlâna verdiğim sözde durmağa çalışıyorum. Ya Rabbi! İşlediğim günahların şerrinden sana sığınıyorum. Bana lütuf ve ihsan buyurduğun nimetleri ikrar ve itiraf ediyorum, günahlar

Amel Defterindeki Günahları Yakan İstiğfar

Amel Defterindeki Günahları Yakan İstiğfar Her kim Receb, Şa’bân ve Ramazan aylarında, öğlen ile ikindi arası aşağıdaki duayı okursa: Allâh-u Teâlâ (o kişinin sevab ve günahlarını yazmakla görevli) iki meleğe: “Bu kulun amel defterindeki günahlarıyla alâkalı yazıları yakın!” diye vahyeder." اَسْتَغْفِرُ الله اَلْعَظِيم اَلَّلذِي لآ إِلهَ إِّلاَّ هُو اَللْحَيُّ الْقَيُّومُ وَاَتُوبُ اِليْهِ تَوْبَةَ عَبْدٍ ظَالِمٍ لِنَفْسِهِ لاَ يَمْلِكُ لِنَفْسِهِ مَوْتاً وَلاَ حَيَاةً وَلاَ نُشُورًا Okunuşu: Estağfirullah el azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etûbu ileyh tevbete abdin zalimin li nefsihi la yemlikü li nefsihi mevten vela hayaten ve la nuşura. Anlamı: Kendisinden başka ilah olmayan, hakikî hayatla diri olan Hay; her şeyi ayakta tutan, Kayyum olan büyük, Allah’tan beni bağışlamasını istiyor ve -bütün benliğimle- ona tövbe edip, yöneliyorum. Kendi nefsine zulmetmiş, üstelik nefsi için ne ölümü, ne hayatı ve ne de öldükten sonra dirilmeyi elinde tutama

Kısa Bir İstiğfar Duası

Kısa Bir İstiğfar Duası   أسْتَغْفِرُ اللهَ اَلْعَظِيمَ اَلْكَرِيمالَّذِي لآ إِلهَ   إِلَّا هُو اَلْحَيُّ الْققَيُّومُ وَاَتُوبُ اِليْهِ سُبْحَانَهُ Okunuşu: Estağfirullah el-Azim el-Kerim ellezi la ilahe illahüvel hayyül kayyumu ve etübü ileyhi subhanehu. Anlamı: Azamet ve Kerem sahibi olan Azîm, Kerîm, kendisinden başka ilâh olmayan, ezelî ve ebedî hayat sahibi olan Hayy ve her şeyi ayakta tutan Kayyûm olan Allah'dan mağfiret diliyor ve tevbe ediyorum. O bütün ayıp, kusur ve kötülüklerden münezzeh olan Sübhan'dır. (11 - 33 veya 100 defa okunur.)

İstiğfar İklimi

İstiğfar İklimi Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Onlar, bir kötülük yaptıkları veya kendilerine zulmettikleri zaman, Allâh’ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe ve istiğfâr ederler. Zâten günahları Allâh’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar işledikleri günahta bile bile ısrâr etmezler.” (Âl-i İmrân, 135) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Allâh Teâlâ, gündüz günah işleyenin tevbesini kabûl etmek için geceleyin elini açar. Geceleyin günah işleyenin tevbesini kabûl etmek için de gündüz elini açar. Güneş battığı yerden doğuncaya, yâni kıyâmete kadar bu böyle devâm edip gider.” (Müslim, Tevbe, 31) Bâyezîd-i Bistâmî Hazretleri ilâç yaparken rastladığı bir hekime: “–Ey hekim! Sende benim hastalığıma da ilâç var mı?” dedi. Hekim: “–Hastalığın nedir?” diye sorunca Bâyezîd Hazretleri: “–Günah hastalığı…” cevabını verdi. Hekim ellerini iki yana açarak: “–Ben günah hastalığının ilâcını bilmem.” dedi. O esnâda orada bulunmakta o

Tevhid, Tenzih ve İstiğfar

Tevhid, Tenzih ve İstiğfar Eğer hayatınızdaki sıkıntı, stres, bunalım, üzüntü gibi şeylerden şikâyetçi iseniz, yaşama sevincinizi kaybettiğinizi düşünüyorsanız bu ilaç tam size göre! Yunus Aleyhisselâm’ı bilirsiniz. Ortadoğu bölgesinde Ninova halkına peygamber olarak gönderilmişti. Kavmi kendisini dinlemediler ve iman etmediler. Bunca tebliğ ve davet faaliyetinin işe yaramadığını gören Yunus Aleyhisselâm, Rabbinden izin gelmediği halde artık bu kavmin iman etmeyeceğini, adam olmayacağını düşünerek Ninova şehrini terk etti. Kendisi kavmine karşı öfkelenmişti. Bir peygamberi dinlememenin cezasını onların da tatmasını istiyor, kendisi de onları öfkelendirmek istiyordu. Böyle söz dinlemeyen bir kavme beyhude yere tebliğde bulunmaktansa burayı terk etmek daha iyidir diye düşünüyordu. Şehri terk ederken düşüncesi Allah’a isyan etmek, peygamberlik görevinden istifa etmek değildi elbette. Bir peygamber nasıl böyle bir şey düşünebilir ki? O, Rabbinin bu konuda kendisini sıkıştırmayacağı

Tevbe İstiğfar

Tevbe İstiğfar Cenâb-ı Hak buyuruyor:  “Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra Allah’tan mağfiret dilerse, Allah’ı çok bağışlayıcı ve merhametli bulacaktır.” (Nisâ, 110) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular:  “Günahlardan hâlis olarak tevbe eden kişi hiç günah işlememiş gibidir.” (İbn-i Mâce, Zühd, 30) Kul, fıtratı icabı günah işleyebilir. Mühim olan yaptığı günahlardan dolayı pişmanlık duyması ve bir daha yapmayacağına dair kesin karar verip tevbe etmesidir. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz şöyle buyurur:  “Her Âdemoğlu hatâ eder; hatâ edenlerin en hayırlısı ise, hatâlarının ardından tevbe edenlerdir.” (Tirmizî, Kıyâmet 49) Samîmî tevbe; yapılan günahın çirkinliğini insanın bilmesi, bunu vicdanının kabul etmesi, onu işlediğine pişmanlık duyması ve kendi kendine:“Ben artık bu suçu bir daha yapmayacağım.” diye söz vermesidir. İnsanı kurtaracak olan samîmî tevbe (tevbe-i nasûh) işte budur. İşlediği günahtan pişmanlık duyan kimse,

Kötülük Edene Dua ve İstiğfar Edilir

Kötülük Edene Dua ve İstiğfar Edilir Adamın biri Ebû Hüreyre'ye Radiyallahü Anh, "Sen Ebû Hüreyre (kendisine 'kedi babası' lakabı verilen kimse) misin?" diye sordu; o da, "Evet" dedi. Adam, "Desene kedi hırsızısın" diye dalga geçince, Ebû Hüreyre Radiyallahü Anh, "Allahım, beni ve bu kardeşimi bağışla" diye dua ettikten sonra, "Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem bize haksızlık yapanlar için bu şekilde istiğfar etmemizi emretti" dedi. İbrahim b. Edhem Kuddise Sirruh bir yere gidiyordu. Karşısına onu tanımayan bir asker çıktı. Asker, "Sen köle misin?" diye sordu; o da, "Evet" dedi. Asker, "Buranın halkı nerede yaşar; mamur belde nerede?" diye sorunca, İbrahim b. Edhem, mezarlığı gösterdi. Asker buna kızıp kamçı ile kafasına vurup yaraladı. Bunu talebeleri öğrenince vuran adama, "Sen ne yaptın?" Bu zat, İbrahim b. Edhem hazretleridir" dediler. Vuran kişi af dileyip elini öp

Tevbe Kökü İle İstiğfar Yaprağını Karıştır...

Tevbe Kökü İle İstiğfar Yaprağını Karıştır... Büyük Mutasavvıf Beyazıd-ı Bestamî Hazretleri bir gün tımarhanenin önünden geçiyordu. Tımarhane hizmetçisinin tokmakla birşeyler dövdüğünü görüp: — Ne yapıyorsun? diye sordu. Hizmetçi: — Burası tımarhanedir. Delilere ilâç yapıyorum, dedi. Beyazıd-ı Bestamî Hazretleri: — Benim hastalığıma da bir ilâç tavsiye eder misin? dedi. Hizmetçi hastalığının ne olduğunu sordu. Beyazıd Hazretleri: — Benim hastalığım günah hastalığı... Çok günah işliyorum, dedi. Hizmetçi: — Ben günah hastalığından anlamam... Ben delilere ilâç hazırlıyorum, diye cevap verdi. Tam bu sırada tımarhane parmaklığının arasından konuşulanları duyan bir deli, (!) Beyazıd-ı Bestamî Hazretlerine: — Gel dede, gel! Senin hastalığının çaresini ben söyleyeyim, diye seslendi. Beyazıd-ı Bestamî Hazretleri, delinin yanına sokularak: — Söyle bakalım, benim derdime çare nedir? Dedi. Deli (!) şu ilâcı tavsiye etti: — Tevbe kökü ile istiğfar yaprağını karıştır... Kalb

Tevbe istiğfar nasıl yapılır?

Tevbe İstiğfar Nasıl Yapılır Sual:  Tevbe-istiğfar nedir, nasıl yapılır? Cevap:  İstiğfar etmek, estağfirullah demektir. Tevbe, haram işledikten sonra, pişman olup, Allahü teâlâdan korkmak, bir daha yapmamaya azmetmek, karar vermektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Tevbe, günahtan sonra o günahı bir daha yapmamaktır.) [İ. Ahmed] Günahtan hemen sonra tevbe etmek farzdır. Tevbeyi geciktirmek de büyük günahtır. Bunun için de, ayrıca tevbe etmek gerekir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Allah’a tevbe edin!) [Nur 31]  (Allahü teâlâ, tevbe edenleri sever.) [Bekara 222]  (Allah’a tevbe-i nasuh yapınız!) [Tahrim 8] Nasuh kelimesine 23 mana verilmiştir. Bunlardan en meşhuru günahlara pişman olup, istiğfar etmek ve bir daha işlememeye karar vermektir. Nasuh tevbesinin ne olduğunu soran zata Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Tevbe-i nasuh, günahkârın işlediği günahtan pişman olması, Allah’tan mağfiret dilemesi, bir daha böyle bir günah işlememesi demektir.) [Beyhe