Kayıtlar

İmamı Azam etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İmamı Azam Bir Ateist Filozofu Susturdu

İmamı Azam Bir Ateist Filozofu Susturdu İmamı Maturidi Hz. Bir gün Bağdat’a Allah’a inanmayan felsefecilerden bir grup gelir. Gurubun reisi olan felsefeci, oradakilere; bazı sorularının olduğunu ve Bağdat’ın en büyük âlimi ile karşılaşmak istediğini belirtir. Orada bulunan cemaat, felsefecileri İmamı Azam hazretlerine götürürler. İmamı Azam hazretleri ise o esnada, talebelerine bir kerpiçle teyemmümün nasıl yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler İmamın kendisine üç soru sormak istediklerini belirtince, İmamı Azam hazretleri onlara; –   Sorunuz nedir? Der. Felsefecilerin reisi önceden hazırlayıp birçok kimsenin cevap veremediği sorusunu sorar: –   Ey İmam! Birinci sorumuz; Allah var dersiniz, ama görünmez. Haydi, gösterin de inanalım. İkincisi; Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz, sonra da ateşle ona azap edilecek dersiniz, hiç ateş ateşi yakar mı? Üçüncü sorumuz ise; işittiğime göre hayrın ve şerrin Allah’tan olduğunu söylermişsiniz. Mademki, hayır ve şerrin A

İmamı Azam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh’in Vasiyeti

İmamı Azam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh’in Vasiyeti Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla İman; lisan ile ikrar, kalb ile tasdiktir. Sadece ikrar iman olmaz. Çünkü sadece ikrar iman olsaydı, bütün münafıkların mü'min olmaları gerekirdi. Keza sadece tasdik de iman olmaz. Eğer sadece tasdik iman olsaydı, bütün kitap ehlinin mü’min olması gerekirdi. Hâlbuki Allah; "Allah şahitlik eder ki, münafıklar yalancıdırlar. "(el- Munafikun,1) ve "Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler Peygamberi oğullarını tanır gibi tanırlar. "(el-Bakara,146.) buyurmaktadır. İman artmaz ve eksilmez. Çünkü imanın artması ancak küfrün azalmasıyla; eksilmesi de küfrün artmasıyla tasavvur olunabilir. Bir sahsın aynı durumda mü’min ve kâfir olması nasıl mümkün olur? Mü’min gerçekten iman eden, kâfir de gerçekten inkâr eden kimsedir. İmanda şüphe olmaz. Zira Yüce Allah "Onlar gerçekten mü'minlerdir. "(el-Enfal,4.) ve "Onlar gerçekten kâfirlerdir. "(en-Nisa,151.

Bir Damla Elma Suyuna İki Yıl Hizmet Eden Genç

Bir Damla Elma Suyuna İki Yıl Hizmet Eden Genç İmam-ı Azam Rahmetullahi Aleyh Efendimizin babası Numan bin Sabit Hazretleri, henüz gençliğinin baharındayken, bir dere kenarında abdest alır. Bir de bakar ki suda yüzerek bir elma geliyor. Elmayı alıp ısırır. Elmanın suyu dişlerine dokununca, birden bire kendini toparlar. “Ben ne yaptım! Bu elmanın elbette bir sahibi var. Benim olmayan bir elmayı nasıl olur da sahibinden izinsiz ısırırım,” der. Bir anlık gafletinden uyanır. ve suyun akıp geldiği tarafa yürümeye başlar. Bakar ki güzel bir bahçe var. Bu ısırdığım elma, bu bahçeden diyerek, bahçe sahibini bulur. Helâllik istemek üzere: “-Efendim! Bu elma sizin ağaçlardan düşmüş olacak. Şu akan derede buldum. Gaflet ile elmayı alıp ısırdım. Elmanın bedelini vereyim! Ne isterseniz yapayım, yeter ki hakkınızı helâl edin!" Diyerek rica eder, yalvarır. Bahçe sahibi: “Hayır, helâl etmem! Eğer bana iki yıl boyu çalışırsan o zaman düşünürüz belki helâl ederim.” İmam-ı Azam Rahm