Kayıtlar

sormuşlar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Osmanlıyı Yıkan üç Yahudi’ye Sormuşlar…

Resim
  Osmanlıyı Yıkan üç Yahudi’ye Sormuşlar… Osmanlıyı Yıkan üç Yahudi’ye (Emmanuel Karasu, Haim Nahum, Theodor Herzl) Sormuşlar: “- Osmanlıyı nasıl yıktınız?” diye. “- ‘Her şey Çok güzel olacak!’ diye; halkı çok kolay kandırıp ayaklandırdık;  gerisi çok kolay oldu…" Osmanlıyı iç ve dış kargaşalarla zayıflatıp yıkan derin aklı anlamadan devlet yönetmek imkânsızdır.

Ana-Babaya Sormuşlar

  Ana-Babaya Sormuşlar   Babaya sormuşlar: “Elbisen neden yırtık?” O da demiş ki: “Evlâtlarımdan bana sıra gelmedi ki! Ama canları sağ olsun, ben eski de giyerim!” Anne’ye sormuşlar: “Neden gözün hep yaşlı?” O da demiş ki: “Evlâtlarım, hep gülsün! Ben ağlamaya razıyım!” Çocuklar’a sormuşlar: “Annen ve babandan memnun musun?” Çocuklar da demiş ki: “Yok be! Bana ne yapmışlar ki…” Allah’ım! Bizlere İslâmiyet’i hakkıyla yaşayan anne-baba ve hayırlı evlâtlar ver! Allahümme âmîn!

Dervişe Sormuşlar

  Dervişe Sormuşlar   Sormuşlar dervişe; Hayat nicedir? Demiş ki; “Hayat bilmecedir… Attığın her adım bir hece… Çözene gündüz, çözemeyene gecedir…”   Dervişe sormuşlar: “En zor olan nedir?” “Sözdür” demiş. “Anlatması da zor, anlaması da…”   Dervişe sormuşlar; “İnsanın başına gelecek en güzel nasip nedir?” Derviş demiş ki; “Herkesin bir şeyler anlatmak istediği şu yalan dünyada, seni dinlemek isteyen birine rastlamaktır…”   Dervişe sordular “Nasıl olalım?” Derviş dedi ki; “Musibet karşısında; Metanetli Cehalet karşısında; Marifetli Husumet karşısında; Mağfiretli Kötülük karşısında; Hayır sahibi Kabalık karşısında; Letafetli ol ki Yaradan seni sabrından ötürü sevsin…”   Dervişe sormuşlar; “Evlilikte 50 yılı nasıl devirdiniz” diye; Cevaplamış derviş: “O deli olduğu zaman ben veli oldum, ben deli olduğum zaman o veli oldu…”   Dervişe sormuşlar; “Nasıl insan oluruz?” diye… Derviş “Üç adım atmakla” di...

Hikmet Ehli Bir Zata “Nasılsınız?” Diye Sormuşlar

Hikmet Ehli Bir Zata “Nasılsınız?” Diye Sormuşlar Muhammed bin Vâsi hazretlerine; “- Nasılsınız?” , “- İyi misiniz?” diye sormuşlar. Üzüntülü bir şekilde; “- Hayır iyi değilim!” demiş. “- Ama iyi görünüyorsunuz!” dediklerinde de; “- Ömrü her gün azalan, ama günahı her gün çoğalan kimse nasıl iyi olur?” karşılığını vermiştir.

Tatlı Dilli Birine Sormuşlar

Tatlı Dilli Birine Sormuşlar Tatlı dilli birine sormuşlar: “- Bunu nasıl yapıyorsun?” “- Ağzımdan çıkacak, her sözün tadına bakar. Acı ise yutar, tatlı ise, servis yaparım!” demiş...

Arif Olmak

Arif Olmak Hak dostuna sormuşlar: -Âlim kimdir? -Bildiğini Bilen -Ya arif kimdir? -Bilmediğini bilen…

Sevgi Nedir Diye Sormuşlar

Sevgi Nedir? Bir Ermiş’e sormuşlar:  Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? -“Bakın göstereyim’” demiş, Ermiş. Önce sevgiyi dilden gerçeğe indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar. Ermiş bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz diye bir de şart koymuş. Peki demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan. Bunun üzerine şimdi demiş Ermiş, sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. Buyurun deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve ...