Kayıtlar

Kâinât etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kâinât, İnsanı Anlatır

Kâinât, İnsanı Anlatır Cenâb-ı Hak buyuruyor: “(Ey Habîbim! Sana karşı gelenler) hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira dolaşsalardı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur.” (Hacc, 46) Rasûlullah (sav) buyurdular: “İnsanlar yapıları itibarıyla hayır ve şerde altın ve gümüş mâdeni gibidir. Onların cahiliye döneminde hayırlı olanları, eğer bilirlerse, İslâm döneminde de hayırlıları olabilir. İnsanın soyunda olan şeyler eninde sonunda ortaya çıkar.” (Keşfü’l-hafâ, II, 312) Kâinâttaki cevheri fark eden, aslında kendindeki cevheri fark etmiş olur. Zira insan kâinâtın özüdür. Şeyh Gālib ne güzel söyler: Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen “Ey insan, kendi varlığına hoşça bak ki, sen, kâinâtın özüsün; varlıkların gözbebeği olan âdemsin…” Hazret-i Mevlânâ da şöyle buyurur: “Aziz dost! Sen, tek bir kişi değilsin; sen, bir âlemsin! S

Kâinâtın Gözbebeği

Kâinâtın Gözbebeği Cenâb-ı Hak buyuruyor: “(Ey Rasûlüm!) De ki: Eğer Allâh’ı seviyorsanız, bana itaat ediniz ki, Allâh da sizi sevsin ve günahlarınızı mağfiret buyursun!..” (Âl-i İmrân, 31) Rasûlullah (sav) buyurdular: “Ümmetim içinde beni en çok sevenlerin bir kısmı benden sonra gelenler arasından çıkacaktır. Onlar beni görebilmek için mallarını ve âilelerini fedâ etmek isteyeceklerdir.” (Müslim, Cennet, 12) Sahâbe-i kirâm hazarâtının Allâh Rasûlü (sav)’e duydukları dâsitânî aşk ve muhabbetin yanık tezâhürleri sayısızdır: Enes bin Malik (ra) anlatıyor: Rasûlullâh (sav) Efendimiz’e bir adam geldi ve: “–Yâ Rasûlallâh! Kıyâmet ne zamandır?” dedi. Efendimiz (sav): “–Kıyamet için ne hazırladın?” diye sorunca o da: “–Allâh ve Rasûlü’nün muhabbetini…” cevabını verdi. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem (sav) Efendimiz: “–Öyleyse sen sevdiğinle beraber olacaksın.” buyurdular. Enes (ra) bu rivâyetin devâmında der ki: “İslâm’a girmekten başka hiçbir şey bizi Allâh’