Kayıtlar

Bırakma etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Allah’ım! Beni Bana Bırakma!

Allah’ım! Beni Bana Bırakma!   GÜN, nasıl başlarsa öyle gidermiş. Ruhumuzda uyuyan nice güzellikler gizli. Hepsi de uyandırılmayı bekliyor. Bunun için güneşin doğması, saatlerin çalması yetmiyor. Bu güzellikleri uyandırmaya, bazen hiçbir şey yetmiyor. Şükür ki, yarınlara dair emellerimiz yine de bitmiyor, tükenmiyor. Onlar da olmasa ne yapardık, nasıl yaşardık’ Allah’tan ki, bu ümit bazen bir söz, bazen de bir dua olup, içimize akıyor, ruhumuzu uyandırıyor. O anlardan birini bugün yaşadım. ‘Allah’ım! beni bana bırakma Adını dilimden uzak tutma,’   Diye diye, güne Allah ile, bu dualı sözle başladım.   İçimin güneşi doğmuştu artık. Açıldıkça açıldı, ruhu kat kat saran perdeler. Ve ardından Hira’nın sorusu geldi:   ‘Ömür nedir’’ diye soruyordu.   ‘Ömür, bu gündür,’ dedim.   Hira, bu defa, ‘gün nedir’’ dedi. ‘Gün mü’ dedim, ‘o, upuzun bir ömürdür.’ ‘Bir cümleyle açar mısın’’ dedi. ‘Bir cümleyle,’ dedim, ‘bir gün, Allah için yaşanmışsa eğer, işte o gün, Allah için yaşa

Vatansız Bırakma Ya Rabbi!

Resim
  Vatansız Bırakma Ya Rabbi!   Elbistan'da bir vatandaşın enkazların önündeki ağaçta asılı Türk bayrağına sarılarak: “Vatansız Bırakma Ya Rabbi!” diyerek Türk Bayrağını öptüğü anlar görenleri duygulandırdı. Ya Rabbi bizleri Kur’an’ı Kerim’siz, bayraksız ve vatansız bırakma!  

Bırakma Beni

  Bırakma Beni   "Hevâ"dan kaçmaya, ettim de yemin; Olmadım, yine de kendimden emin. Ey! Yüce Sahibim, Rabbül Âlemin, Nefsimle baş başa, bırakma beni!   Son buldu, kibirle büyük savaşım, Önünde eğildi, o mağrur başım. Gördün.. Beytullah’ta seldi gözyaşım, Rahmetinden mahrum, bırakma beni!   Kişi gâfil ise, kelâm nâfile, Kalpler mutmaindir, zikrullah ile. Şu fâni dünyada, bir nefes bile, Kur’ân’dan nasipsiz, bırakma beni!   İbâdet tahtımdır, hidâyet tâcım, Başka hiçbir tâca, yok ihtiyacım, Her an, her mekânda Sana muhtâcım, Kapında secdesiz, bırakma beni!   Artık avutmuyor, ne söz ne beste, Emrini bekliyor, ruhum kafeste. Vuslat kapısında, o son nefeste, Şehâdetten gâfil, bırakma beni!   Affın azâbından, bilirim yüce, Doksan dokuz ismin, dilimde hece. Sorgu sual, başlayınca o gece; Kabirde cevapsız, bırakma beni!   Yaklaşan bir gün var, şartları yaman; Kur’ân der ki; O gün, verilmez aman. Ey! Sıfatı Rahmân ve

Kalplerimizi İmansız Bırakma Allah’ım.

  Kalplerimizi İmansız Bırakma Allah’ım.   Biz, kısık sesleriz, minareleri, Sen, ezansız bırakma, Allah’ım!             Ya çağır şurada bal yapanlarını;             Ya kovansız bırakma, Allah’ım!   Mahyasızdır minareler, göğü de             Kehkeşansız bırakma, Allah’ım! Bize güç ver. cihad meydanını Pehlivansız bırakma, Allah’ım!   Kahraman bekleyen yığınlarını Kahramansız bırakma Allah’ım!             Bilelim hasma karşı koymasını: Bizi cansız bırakma, Allah’ım.   Yarının yollarında yılları da             Ramazansız bırakma, Allah’ım! Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü             Ya çobansız bırakma, Allah’ım!   Bizi Sen sevgisiz, susuz, havasız             Ve vatansız bırakma, Allah’ım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu             Müslümansız bırakma Allah’ım.   Arif Nihat ASYA

Biz Kısık Sesleriz

Biz Kısık Sesleriz Biz kısık sesleriz, minareleri, Sen ezansız bırakma Allah’ım! Ya çağır şurda bal yapan arılarını, Ya kovansız bırakma Allah’ım! Mahyasız minareler, göğü de, Kehkeşansız bırakma Allah’ım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah’ım! Bize güç ver, cihad meydanını, Pehlivansız bırakma Allah’ım! Kahraman bekleyen yığınlarını, Kahramansız bırakma Allah’ım! Bilelim hasma karşı koymasını, Bizi cansız bırakma Allah’ım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah’ım! Yarının yollarında yılları da, Ramazansız bırakma Allah’ım Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü, Ya çobansız bırakma Allah’ım! Bizi sen sevgisiz susuz havasız, Ve vatansız bırakma Allah’ım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah’ım! Arif Nihat Asya Rahmetullahi Aleyh

Bırakma Beni

Bırakma Beni 'Hevâ'dan kaçmaya, ettim de yemin; Olmadım, yine de kendimden emin. Ey! Yüce Sahibim, Rabbül Âlemin, Nefsimle baş başa, bırakma beni! Son buldu, kibirle büyük savaşım, Önünde eğildi, o mağrur başım. Gördün.. Beytullah’ta seldi gözyaşım, Rahmetinden mahrum, bırakma beni! Kişi gâfil ise, kelâm nâfile, Kalpler mutmaindir, zikrullah ile. Şu fâni dünyada, bir nefes bile, Kur’ân’dan nasipsiz, bırakma beni! İbâdet tahtımdır, hidâyet tâcım, Başka hiçbir tâca, yok ihtiyacım, Her an, her mekânda Sana muhtâcım, Kapında secdesiz, bırakma beni! Artık avutmuyor, ne söz ne beste, Emrini bekliyor, ruhum kafeste. Vuslat kapısında, o son nefeste, Şehâdetten gâfil, bırakma beni! Affın azâbından, bilirim yüce, Doksan dokuz ismin, dilimde hece. Sorgu sual, başlayınca o gece; Kabirde cevapsız, bırakma beni! Yaklaşan bir gün var, şartları yaman; Kur’ân der ki; O gün, verilmez aman. Ey! Sıfatı Rahmân ve Rahîm olan; Mah