Kayıtlar

büyüdük etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Böyle Büyüdük...

Resim
Böyle Büyüdük...   Yamalı don giyiyordu babamız; Ocak başı üstündeydi bacamız; Mis gibi kokardı tahrana çorbamız; Kaşıkları sala sala büyüdük...   Karlı pekmez hoş olurdu kışları; Sohbetlerde kuruyorduk düşleri; Şu anamın tükenmezdi işleri; Sökükleri dike dike büyüdük...   İki öküz bir ineği güderdik; Yumurtlayan tavukları severdik; On beş günde değirmene giderdik; Ekmek aşı yiye yiye büyüdük…   Buğdayımız kış ortası biterdi; Babacığım hep boynunu bükerdi; Bulgur, nohut sevinmeye yeterdi; Kuru soğan kıra kıra büyüdük...   Buz keserdi odamızın duvarı; Ev altında besliyorduk davarı; Görmeliydik sinekleri savarı; Burnumuzu çeke çeke büyüdük...   Yaz içinde kuruyordu dereler; Göyneklere işiyordu pireler; Ahşap evde gezinirdi fareler; Acıları içe içe büyüdük...   Anacığım yün ipini boyardı; İlmeğini karanlıkta sayardı; Gaz lambası isli koku yayardı; Dumanları yuta yuta büyüdük...  ...

Gölgesi ağaca dedi ki

Gölgesi Ağaca Dedi ki: “- Biz ikimiz arkadaşız. Beraber dünyâya geldik. Beraber büyüdük. Dâima güneşle aramızda perde olup, onun yüzünü görmeme mâni olmak sana yakışır mı? Ne zaman ki güneş benim tarafıma meyletse, sen aramıza giriyorsun. Niçin böyle yapıyorsun?” Bunun üzerine ağaç şöyle dedi: “- Hayır, hayır! Ben sana mâni değilim. Benim güneşi görmem, gece-gündüz kıyamda olup Allahü Teâlâ’yı zikretmem sebebiyledir. Sen ise, dâima yan gelip yatarsın. Bu hâlinle güneşi nasıl görürsün?”