Kayıtlar

kendi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kur’ân-ı Kerim’i Kendi Görüş Ve Arzusuna Uydurmaya Çalışan

Kur’ân-ı Kerim’i Kendi Görüş Ve Arzusuna Uydurmaya Çalışan   İbn Abbâs Radiyallahü Anh’dan rivâyete göre, Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:  “Kim bilgisiz veya kasıtlı olarak Kur’ân ayetleri hakkında konuşur ve hüküm verirse Cehennem’deki yerine hazır olsun.”  (Müsned: 1965) Tirmizî:  Bu hadis hasen sahihtir.   İbn Abbâs Radiyallahü Anh’dan rivâyete göre, Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:  “Benden yalan yere hadis aktarmaktan sakınınız. Bildiğiniz ve benim söylediklerimi aktarabilirsiniz. Her kim benim adıma bile bile bir söz uydurur, söyler ve naklederse Cehennem’deki yerine hazırlansın. Kim de Kur’ân’ın tefsiri hakkında kendi görüş ve arzusuna uydurarak hüküm verirse o da Cehennem’deki yerine hazırlansın.”  (Müsned: 1965) Tirmizî:  Bu hadis hasendir.   Cündüp b. Abdullah Radiyallahü Anh’dan rivâyete göre, Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:  “Her kim Kur’â...

Sahtekâr

  Sahtekâr                     Arkadaşımsın derler, sonra söverler; Çıkarı varsa senden, seni överler; Fırsatını bulunca, bil ki döverler; Öyle sahtekârlardan, koru kendini...   Çıkar varsa, helale haram katarlar; Dünya malı için, dostunu satarlar; Garibi tanımaz, zengini tutarlar; Öyle sahtekârlardan, koru kendini...   Arkadaşız diyerek, kandırır seni; Onun kalbinde saklı, amansız kini; Doğruyu söylemezler, paradır dini; Öyle sahtekârlardan, koru kendini...   İnan tutulmayacak, laflar ederler; Sana zarar verince, çekip giderler; Çıkar uğruna senden, özür dilerler; Öyle sahtekârlardan, koru kendini...   Aldırmaz hiçbiri, tükürsen yüzüne; Güvenip dost diye, inanma sözüne; Hiç geri durmaz, kestirirse gözüne; Öyle sahtekârlardan, koru kendini...   Güvenerek onlara, sırrını verme; Sözlerine inanıp, doğrudur deme;...

Namazda Kendinden Geçerdi...

Namazda Kendinden Geçerdi...   Mekke’de yaşayan Müslim bin Yesar Rahmetullahi Aleyh hazretleri, Tâbiin-i izamdan olup çok ibâdet yapardı. Kalbini “Allah Teâlâ sevgisi” sarmış, “kul olma” nın tadına varmıştı. Namazı öyle güzel kılardı ki, görenler hayran olur, ibret alırlardı bu büyük veliden. Namaza durduğunda her şeyi unuturdu. Sanki bu dünyadan çıkardı... Her şeyden habersiz olurdu.   Bir gün Basra'da bir câmiye girdi. Ve namaza durdu. Birden “zelzele” oldu. Ve bir direk yıkıldı! Kubbe de çöktü... Cemaat, can havliyle dışarı kaçtılar. Müslim bin Yesar Rahmetullahi Aleyh hazretleriyse duymadı bu olanları. Devam etti namazına. Daha sonra cemaat, kendisini kurtarmaya geldilerse de, sağ salim namaz kılarken gördüler kendisini. Şaşırdılar! Ve beklediler. Selâm verince; “- Geçmiş olsun efendim!” dediler. O hayretle sordu: “- Hayırdır, bir şey mi oldu?” Dediler ki: “- Zelzele oldu, direk yıkıldı, kubbe çöktü, duymadınız mı, bunları...

Kendi Kusurunu Öğrenip, Düzeltmeye Çalışmak; En Yüksek Meziyettir

Kendi Kusurunu Öğrenip, Düzeltmeye Çalışmak; En Yüksek Meziyettir   Bismillahirrahmanirrahim (Rahman ve rahim Allah’ın adıyla)   Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ buyuruyor ki:   “Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın.” (Hucurat Sûresi, ayet 12) "Öyleyse nefsinizi temize çıkarmayınız. Yüce Allah ihlas ile amel edeni, gizli ve açıkta Rabbinden korkanı bilir." (Necm Sûresi, 32) “...Birbirinizin kusurunu araştırmayın...” (Hucurat Sûresi, 12) Bir Müslümanın şu hadisi şerifi kendisine rehber etmelidir. “Kendi kusurlarıyla uğraşıp başkalarının kusurlarını kurcalamaktan kendisini alıkoyan kimseye müjdeler olsun." (Münâvî, age. 4/281) Allah Teâlâ Rasûlü Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyorlar ki: "Şu üç huy kişiye ayıp olarak yeter: 1- Kendi utanç verici halini görmeyip, başkasındaki aynı kusuru görmesi. 2- Kendi utanç verici halini görmeyip, b...

Kendinizi ve Ailenizi Cehennem Ateşinden Koruyun!

  Kendinizi ve Ailenizi Cehennem Ateşinden Koruyun!   Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ buyuruyor ki: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا قُٓوا اَنْفُسَكُمْ وَاَهْل۪يكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ “Ey iman edenler! Hem kendinizi hem de ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan o müthiş cehennem ateşinden koruyun! …” (Tahrîm Sûresi: 6) Parmak ucumuzu ateşe soksalar, dehşetle haykırır, kurtulmak isteriz. Çocuğumuzun bir yeri yansa üzüntüden deliye döneriz. Yarın Kıyamet Günü bizi ve çocuklarımızı Cehennem ateşine atarlarsa halimiz ne olur? Rabbim bizleri, nesillerimizi ve tüm Ümmet-i Muhammed’i Cehennem ateşinden korusun, Cennet’ine kabul buyursun!  

Kendini Bilen Rabbini Bilir (Men Arefe Nefsehü)

Nefsini terk etmeden Rabbi’ni arzularsın, Hayvanı sen geçmeden, insanı arzularsın.   (men arefe nefsehü, fekad arefe rabbeh), Kendini sen bilmeden, sübhânı arzularsın!   Sen bu evin kapısın, henüz bulup açmadan, Ma’şûka kavuşacak, zamanı arzularsın.   Dışarı üfürmekle, yakılır mı bu ocak? Gönlün Hakk’a vermeden, ihsanı arzularsın!   Dağlar gibi kuşatmış, tembellik, kardeş seni, Günahını bilmeden, gufranı arzularsın!   Konuk için evin yok, hiç hazırlığın da yok, Issız dağın başında, mihmanı arzularsın!   Bostanı, bağı gezdim; meyvesin bulamadım, Sen söğüt ağacından, rumbanı arzularsın!   Gece sayıklar gibi, anlaşılmaz söz ile Sen de mi ey Niyazi, irfanı arzularsın?   Camı temizlemeden, aynayı arzularsın, Zünnârını kesmeden, îmânı arzularsın!   Küçük çocuklar gibi, binersin ağaç ata, Tecriben yok, topun yok, meydânı arzularsın!   Karıncalar gibi sen, ufak ufak yürürsün, Melekl...