Kur’ân-ı Kerim’i Kendi Görüş Ve Arzusuna Uydurmaya Çalışan

Kur’ân-ı Kerim’i Kendi Görüş Ve Arzusuna Uydurmaya Çalışan

 

İbn Abbâs Radiyallahü Anh’dan rivâyete göre, Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: 

“Kim bilgisiz veya kasıtlı olarak Kur’ân ayetleri hakkında konuşur ve hüküm verirse Cehennem’deki yerine hazır olsun.” (Müsned: 1965)

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

 

İbn Abbâs Radiyallahü Anh’dan rivâyete göre, Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: 

“Benden yalan yere hadis aktarmaktan sakınınız. Bildiğiniz ve benim söylediklerimi aktarabilirsiniz. Her kim benim adıma bile bile bir söz uydurur, söyler ve naklederse Cehennem’deki yerine hazırlansın. Kim de Kur’ân’ın tefsiri hakkında kendi görüş ve arzusuna uydurarak hüküm verirse o da Cehennem’deki yerine hazırlansın.” (Müsned: 1965)

Tirmizî: Bu hadis hasendir.

 

Cündüp b. Abdullah Radiyallahü Anh’dan rivâyete göre, Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: 

“Her kim Kur’ân ayetleri hakkında kendi görüş ve tahminlerine göre konuşur ve hüküm verirse doğruya varsa bile şüphesiz o kimse yanılgıdadır yanılmıştır.” (Ebû Dâvûd, İlim: 27)

Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem’in ashabından ve bazı ilim adamlarından böylece rivâyet edilmiştir. Yani Kur’ân’ın bilgisizce veya kişinin kendi görüş ve tahminlerine göre tefsir etmesine karşı şiddet göstermişlerdir.

Mûcâhid, Katâde ve diğer ilim adamlarından pek çoğunun Kur’ân-ı tefsir ettikleri hakkındaki rivâyete gelince; onlar tahminle Kur’ân-ı tefsir etmemişlerdir. Bu insanların Kur’ân ve Kur’ân tefsiri hakkında bilgisizce ve kendi arzu ve istekleri doğrultusunda konuşmadıklarına dair söylediğimiz sözü doğrulayacak şekilde rivâyetler yapılmıştır.

Bazı hadisçiler Süheyl b. ebî Hazm hakkında ileri geri söz söylemişlerdir. Hüseyn b. Mehdî el Basrî, Abdurrezzak vasıtasıyla Ma’mer’dan, Katâde’dan şöyle rivâyet edilmiştir: 

“Kur’ân’da hiçbir ayet yoktur ki onun hakkında bir şey işitmemiş olayım.”

İbn ebî Ömer, Sûfyân b. Uyeyne vasıtasıyla A’meş’dan, Mûcâhid’in şöyle dediğini aktarmıştır. İbn Mes’ûd, kıratını okumuş olsaydım İbn Abbâs’a, Kur’ân’dan sorduğum pek çok meseleyi sormaya ihtiyaç duymazdım.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Yuşa Aleyhisselam’ın Okuduğu İsm-i Azam Duası