Kayıtlar

etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ey İnsan! Ölümden Sonrasını Düşündün mü?

  Ey İnsan! Ölümden Sonrasını Düşündün mü?   Öldükten yaklaşık 30 dakika içerisinde vücutta refleks diye bir şey kalmıyor. Gevşeyen kaslar dolayısıyla ağız ve göz kapakları açık kalıyor. Boşaltım sistemi tamamen gevşiyor, idrar akıntısı olmaya başlıyor. Ölümün gerçekleşmesinden 24 saat sonra vücut çürümeye başlıyor. Solunumun durması bakteriler için işaret oluyor ve çalışmaya başlıyorlar. İlk çürüyen organlar ise göz, beyin, mide ve bağırsaklar. Ceset şişman ise daha çabuk çürürken, tuzlu suda boğulanlar daha geç çürüyor. En geç çürüyen kısımlar ise kalp, mesane ve böbrek. İlk çürüyen yer olan mide ve bağırsaklarda bakteriler yoğun çalıştıkları için hızla gaz ortaya çıkıyor. Bu gaz, karın bölgesinin şişmesine sebep oluyor. Derinin üstü yanık gibi su toplarken, vücutta biriken sülfür yüzünden renk siyaha dönmeye başlıyor. Günden güne şişen karın patlıyor ve göğüs çöküyor. Bu olay “MEZAR ÜSTÜNDEN” duyulabilecek kadar sesli olabiliyor. Ortalama 4 yıl sonra ins...

Ev Ev Dolaşan Yemek Gördünüz mü?

  Ev Ev Dolaşan Yemek Gördünüz mü?   İbni Ömer Radiyallahü Anh şöyle anlatıyor: Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in ashabından birisine koyun kellesi takdim edildi. O zât; “- Falanca kardeşim benden daha açtır, kelleyi ona verin”, dedi. Öteki zat da aynı şekilde; “- Falanca kardeşim benden daha açtır, kelleyi ona verin”, dedi ve böylece kelle yedi kişiyi dolaştıktan sonra, tekrar ilk sahabeye geldi. Çünkü gerçekten muhtaç ve aç olan o idi. Başka bir rivayette; Ashab-i Sûffe” Hazretlerine bir kuzu başı getiren zât, her birinden: “- Bugün benim ihtiyacım yok, başkasına götür!” cevabını almış ve böylece tam kırk kişiyi dolaşmak mecburiyetinde kalmıştır. Hüzeyfet’ül-Adeviye Hazretleri anlatıyor: “-Yermük muharebesinde bir matara su ile yaralılar arasında amcamın oğlunu arıyordum. Onu buldum. Kanlar içindeydi. Son demlerini yaşıyordu. Şehâdet şerbetini içmek üzereydi. Kulağına eğildim: “- Ey amcamoğlu! Benden bir isteğin var mı? Sana su içireyim mi?” dedim. ...

Sabır mı, Şükür mü?

Sabır mı, Şükür mü? Said bin Cübeyr Rahmetullahi Aleyh'e soruldu; “Sabır mı daha üstün, yoksa şükür mü?” Buyurdu ki: “Sabır daha üstündür. Ancak, afiyeti daha çok severim.”

Hiç Ölümü Düşündünüz mü?

Hiç Ölümü Düşündünüz mü? "Onlar geride nice şeyler bıraktılar; bahçeler, çeşmeler, ekinler, güzel makamlar ve zevkü sefa sürecekleri nice nimetler..." (Duhan: 25-2 Ölüm bir diriliştir: Yazın güneşinden kaçanlar, cehennemim ateşinden neden kaçmazlar? Kooperatif evinin taksitini yıllarca ödeyenler, içinde sonsuza dek yaşanacak cennet köşklerinin taksitlerini neden ödemeyi düşünmezler? Hediye verene hemen teşekkür edip, karşılığında hediye vermemeyi ayıp sayarız da her şeyimizi verene karşı neden böyle nankörlük etmekteyiz... Ahiret vardır; “Niçin varsın?” sorusunun cevabı “Yok olmak için” değildir! Öleceğimizi söylüyoruz ama ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz. Ölümden korkmadığımızı göstermek veya ölümden korkmak için ölümü hiç düşünmeden yaşıyoruz. Günümüz insanı özgür olmak için Allah’tan, ölümden ve kaderinden kaçarak yaşamaya çalışıyor. Çünkü bunlar insanın eline ayağını gözünü, kulağını bağlıyor. Zevklerinin tadını kaçırıyordu. Fakat gel gör ki özgür olmak için ...

Hz. Mevlâna’dan Güzellikler 4

Hz. Mevlâna’dan Güzellikler 4 Bir gönlü mü kırdın; ağlamalısın… Önce düşün! Ya incittiğin, kırdığın gönlü Allah Azze ve Celle seviyorsa… Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem seviyorsa… Hatta arz-ü sema dahi seviyorsa… Nerden bileceksin? Bilmiyorsun! Bilseydin ödün kopardı, dokunamazdın! Hele özür dilemesini bilmiyorsan; Senden dost olmaz, senden yâren olmaz… Her varlığı yalnızca Allah ’tan ötürü sevmek ve övmek gerektiğini asla unutmamalısın…” Hz. Mevlana Rahmetullâhi Aleyh