Kayıtlar

Bedel etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İhanetin Bedeli!

Resim
İhanetin Bedeli! Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han, Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz. Bunun üzerine Müslümanlar iki grup oldu: Bir grup: “Asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak da gazi olur, şerefimizle yaşarız!” dediler. Diğer grup ise: “Kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah hem de ordu olarak sayıca onlardan az olduğumuz için gücümüz onlara yetmez!” diyerek teslim oldular. “- Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galip geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki Müslüman grup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile teslim olanlar galip geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Ve sonra o meşhur sözünü söyledi: “- Eğer güvenilir olsalardı, bizim için k

Dürüstlüğün Bedeli

Dürüstlüğün Bedeli Dâhiliye Nâzırı Ahmet Reşit Bey anlatır: 1902 yılı Ramazan ayının 15. günü Hırka-i Saadet'i ziyaretten dönen II. Abdülhamid Hân, Hazine-i Hümâyûn'da bulunan Sultan III. Mehmet'e ait murassâ sorgucu ister. Sorguç, bir heyet tarafından yerinden alınır ve Bağdat Köşkü'nde padişaha takdim olunur. Hasan Şevkı Bey, huzurdan çıkınca, Başmâbeynci Hacı Ali Paşa'ya dert yanar: "- Efendimizin ulu ecdâdı, Hazine-i Hümâyûnlarına birçok şey koymuşlar, vermişler, fakat buradan bir habbe bile çıkarmamışlar ve alamamışlardır. Eğer şevketmeâb efendimiz bu sorgucu götüreceklerse, doğrusu bu âcizi çok mahzun edecekler." II. Abdülhamid Hân, kızı Ayşe Sultan'a yaptıracağı taca örnek tutmak için istemiştir sorgucu. İtiraz kendisine arz edildiğinde, bunu geçici olarak aldığını, bayramın birinci günü iade edeceğini belirtir ve Hasan Şevkı Bey'e teslim edilmek üzere, bir de senet imzalayarak verir. Ve bayram gelir çatar. Yıldız Sarayı'nd

Sevginin Bedeli

Sevginin Bedeli Küçük oğlu annesine geldi ve ona kâğıdı uzattı. Annesi ellerini önlüğüne kuruladıktan sonra kâğıdı okumaya başladı…    Çimleri biçtiğim için. 5 lira,    Odamı temizlediğim için: 2 lira,    Alışverişe gittiğim için: 1 lira,    Küçük kardeşime baktığım için: 2 lira,    Çöpü attığım için: 1 lira,    İyi bir karne getirdiğim için: 5 lira,    Bahçeyi temizlediğim için: 2 lira,    Toplam borç: 18 lira... Anne, umutla kendisine bakan oğlunun elinden kâğıdı aldı ve kâğıdın arka yüzüne şunları yazdı; Seni 9 ay karnımda taşıdım: BEDAVA, Hasta olduğunda başında bekledim: Elimden geleni yaptım, senin için dua ettim BEDAVA, Yıllar boyu değişik nedenlerle senin için gözyaşı döktüm: BEDAVA, Senin için geceler kaygı duyup, uykusuz kaldım: BEDAVA, Oyuncaklarını topladım, yemeğini hazırladım giysilerini yıkadım, ütüledim: BEDAVA... Yavrum, bunların hepsini topladığın zaman gerçek sevginin bedelinin olmadığını görürsün, bedavadır ç

Bedeli Çanakkale'de Altın Olarak Tesviye Edilecektir

Resim
Bedeli Çanakkale'de Altın Olarak Tesviye Edilecektir Üç aylık bir tâlimden sonra Mehmed Muzaffer, 'zâbit namzeti' olarak Çanakkale'de idi. (Mart 1916). Müttefik İngiliz ve Fransız kuvvetleri, Çanakkale'de uğradıkları mağlûbiyetlerden ve verdikleri yüzelli bin zâyiattan sonra Boğaz'ı aşamayacaklarını anlamışlar, 1915'in son haftasıyla 1916'nın ilk haftasında bütün hatları tahliye edip, çıkıp gitmişlerdi. Muzaffer, Çanakkale'ye vardığında harp durmuştu. Zaman zaman, İmroz-Bozcaada'da üslenmiş düşman gemileri ve uçakları bombardımanda bulunuyorlarsa da, 1915 Nisan'ından Aralık sonuna kadar sekiz ay süren kanlı boğuşmalara kıyasla bu bombardımanlar 'hiç' mesâbesindeydi. Çanakkale'deki birliklerin büyük bir kısmı, Kafkas, Irak ve Filistin cephelerine sevkedileceklerdi. Hazırlanma ve noksanları ikmâl emri aldılar. Muzaffer, birliğinin alay karargâhında vazifeliydi. Alayın kamyon ve otomobil lastiği ile diğer bir takım malzem