Kayıtlar

Mayıs 28, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ahmed Hammâmî Kuddise Sirrûh Sözleri

Ahmed Hammâmî Halvetî tarikatinin büyük velîlerdendir. Suriye’de Hama'da doğdu. Burada Ebü'l-Vefâ Alvânî'den ilim öğrendi. Sonra, hocasının kardeşi Şeyh Muhammed'in derslerini dinledi. 1608 (H.1017) senesinde Halep'te vefât etti. Buyurdu ki:   ·      "İnsanların Allahü Teâlâ’ya en yakın olanı, güzel huylara en çok sâhip olanıdır." ·      "Mârifetin hakîkati, Allahü teâlâyı kalb ile sevmek, dil ile anmak ve Allahü Teâlâ’dan başka her şeyden ümidini kesmektir." ·      "Gaflet uykusundan daha ağır uyku yoktur. Şehvetten kuvvetli esaret yoktur. Gaflet ağırlığı olmasaydı. Şehvet galip gelemezdi." ·      "Yoksullara hizmet eden, şu üç şeyle mükâfatlandırılır. Tevâzu, edep güzelliği, cömertlik." ·      "Fakirliğindeki izzeti ve dervişliğindeki şerefi gizli tut. Yâni halka ben fakirim diyerek sırrını açığa vurma. Çünkü fakirlik Allah’ü Teâlâ’nın iyi bir ihsânı ve ikrâmıdır." ·      "Sabır, fakru zarûrett

Medet ey Rabbim! Medet

Medet ey gizli açık her halimizi bilen! Medet ey hayat ve kaderimize hükmeden!   Medet ey ilk kapı ve ilk-son merci; Senden ayrı düştüğümüz şu meş’um dönemde hiç kimse imdadımıza koşmadı; feryadımızı duyup şefkatle el uzatan da olmadı; hep hicran la inledik ve hasretle yutkunup durduk. Eyyub Aleyhisselâm’a hayatının ırmağının çağı göründüğü, Yakub Aleyhisselâm’a Aleyhisselâm’ın gömleğinden kokular gelip ulaştırdığın gibi, Senin çok sevdiğin Nebin Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem gibi derdimizi, tasamızı, dağınıklığımızı, Sana arz ediyor ve rahmetini bekliyoruz, Ya Rabbbi!   Herkes kapılarını yüzümüze kapadı çığlıklarımıza kulak tıkadılar ama Senin kapıların müracaat eden herkese açık, lütuf ve ihsanların sağanak sağanak…   Ey çaresizlerin çare kapısı ve yardımcısı olan ve sonsuz güce sahip olan Allah’ım! Yoldan çıktık, ufkumuzu ve hayatımızı kararttık, günahlar işledik ama asla sana şirk koşmadık, şaşırdık şeytana uyduk senin emirlerine uymadık, ama çok pişmanız ve per

Ah Medet!

  Ah, medet Allah’ım sendendir, medet, Aklım alındığı yerlere geldim. Duamı kabul edip, eyleme ret, Sinem delindiği yerlere geldim.   Hep, ah ile zardır, âşıkın işi, Kan ile karıştı gözümün yaşı. İnci, mercan olmuş toprağı,  taşı,  Cevher bulunduğu yerlere geldim.   Dağların başına, bulutlar çıkar, Bağrımın içinde, şimşekler çakar, Firdevs-i a’lâdan, bir servi çınar, Çıkıp salındığı yerlere geldim.   Sümbülün davası, servi dal ile, Bülbülün sevdası, bahar gül ile, Muhabbet sunarken, Hâkim dil ile, Gönlüm sızladığı yerlere geldim.   Ah! Şimdi bir, ele geçse nigâhın, Bilemedim kıymetini dergâhın. Alem-i ervâhtan, bir şems-ü mâhın, Nûrunu saçtığı yerlere geldim.

Onların Sözleri İlaç, Bakışları Şifadır...

  Allah Teâlâ adamları, kalb hastalıklarının tabîbleridir. Bâtın hastalıklarının giderilmesi, bu büyüklerin tedâvîsi ile olur.           Ahmed bin Ebû Bekr Kuddise Sirrûh hazretleri evliyanın büyüklerindendir. Yemen’de Hadramut bölgesinde doğdu. 1611 (H.1020)'de vefât etti. İlim tahsîlini burada tamamladıktan sonra Hicaz'a gitti. Mekke ve Medîne'de büyük velîlerle bulunup görüştü. Memleketine dönerek talebe yetiştirdi. Bir sohbetinde şöyle anlattı:                İnsan, kulluk vazifelerini yapmak için ve hep Hak Teâlâ ile olmak için yaratıldı. Bunlara da, geçmişlerin ve geleceklerin efendisine zâhiri ve bâtını tâm uydurmadıkça, kavuşulamaz.             Hak Teâlâ’dan başka olarak özenilen her şey, mâbut olur. Hak Teâlâ’dan başkasına ibâdet etmekten kurtulmak için, Ondan başka hiçbir şeye özenmemek, hiçbir şeyin arkasına düşmemek lâzımdır. Âhıreti, Cennet nîmetlerini istemek de, böyledir. Bunları istemek, her ne kadar sevap ise de, mukarreblerce günah sayılır. Âhirett