Kayıtlar

İmanlı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İmanlı olarak ölmenin alameti nedir?

İmanlı olarak ölmenin alameti nedir? “Hangimiz Müslüman olarak ölmeyi, son nefesimizi imanlı olarak vermeyi ve salih kulların arasına katılmayı istemeyiz?” diyorsunuz. Buna göre 80 veya 90 yaşındaki insanların iman durumunda hangi ölçüyü esas alacağız? Bu yaştaki bir insanın iradesi yoksa son nefesinde “şehadet” getirmesinin dini hükmü nasıldır? (Falak Ha. Avustralya) Bir müminin son nefesini nasıl verdiği, dünyadaki yaşantısından belli olur. İmanında inancında yaşamış ve o hal üzere ölmüşse, Allah’ın yardımıyla çenesini imanlı olarak kapatır. Fakat iman nimetinden mahrum bir ömür geçirmiş veya imanı hayatına Aksetmemişse, Azrail’in karşısına da o şekilde çıkar. Bu hususu Peygamberimiz “Nasıl bir hayat geçirmişseniz o hal üzere ölürsünüz. Nasıl ölürseniz o hal üzere dirilirsiniz” sözleriyle dile getirir. İnsanın ebedî hayatına tesir eden iman nasıl olmalıdır ki, onu son deminde de kurtarsın? Her varlık üzerinde İlâhî kudretin izini, özünü, yüzünü görebilecek bir

İmanlı olarak ölmenin alameti nedir?

İmanlı olarak ölmenin alameti nedir? “Hangimiz Müslüman olarak ölmeyi, son nefesimizi imanlı olarak vermeyi ve salih kulların arasına katılmayı istemeyiz?” diyorsunuz. Buna göre 80 veya 90 yaşındaki insanların iman durumunda hangi ölçüyü esas alacağız? Bu yaştaki bir insanın iradesi yoksa son nefesinde “şehadet” getirmesinin dini hükmü nasıldır? (Falak Ha. Avustralya) Bir müminin son nefesini nasıl verdiği, dünyadaki yaşantısından belli olur. İmanında inancında yaşamış ve o hal üzere ölmüşse, Allah’ın yardımıyla çenesini imanlı olarak kapatır. Fakat iman nimetinden mahrum bir ömür geçirmiş veya imanı hayatına Aksetmemişse, Azrail’in karşısına da o şekilde çıkar. Bu hususu Peygamberimiz “Nasıl bir hayat geçirmişseniz o hal üzere ölürsünüz. Nasıl ölürseniz o hal üzere dirilirsiniz” sözleriyle dile getirir. İnsanın ebedî hayatına tesir eden iman nasıl olmalıdır ki, onu son deminde de kurtarsın? Her varlık üzerinde İlâhî kudretin izini, özünü, yüzünü görebilecek bir i

İmanlı bir kimse, Cenab-ı Hakkı Tanımayan Bir Adamdan Üstündür.

Resim
İmanlı bir kimse, Cenab-ı Hakkı Tanımayan Bir Adamdan Üstündür. Bir gün Rus Başkumandanı esirleri teftişe gelir. Teftiş esnasında, Bediüzzaman kumandana selâm vermez ve yerinden kalkmaz. Kumandan kızar, belki tanımamıştır diyerek tekrar önünden geçtiği zaman yine yerinden kalkmayınca, kumandan tercüman vasıtasıyla der: – Beni herhalde tanımadılar? Bediüzzaman: – Tanıyorum, Nikola Nikolaviç’tir. Kumandan: – Şu halde Rus ordusuna, dolayısıyla Rus Çarına hakaret ediyorlar. Bediüzzaman: – Hakaret etmedim. Ben bir Müslüman âlimiyim. İmanlı bir kimse, Cenab-ı Hakkı tanımayan bir adamdan üstündür. Binaenaleyh, ben sana kıyam etmem, der. Bunun üzerine Bediüzzaman divan-ı harbe verilir. Birkaç zabit arkadaşı, hemen özür dileyerek vahîm neticenin önlenmesine çalışmasını istirham ederler. Fakat Bediüzzaman: – Bunların idam kararı, benim ebedî âleme seyahat etmem için bir pasaport hükmündedir, deyip kemal-i izzet ve şecaatle hiç ehemmiyet vermez. Nihayet idamına ka