Kendi Kusurunu Öğrenip, Düzeltmeye Çalışmak; En Yüksek Meziyettir
Kendi Kusurunu Öğrenip,
Düzeltmeye Çalışmak; En Yüksek Meziyettir
Bismillahirrahmanirrahim (Rahman ve
rahim Allah’ın adıyla)
Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ
buyuruyor ki:
“Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının.
Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini
araştırmayın.” (Hucurat Sûresi, ayet 12)
"Öyleyse nefsinizi
temize çıkarmayınız. Yüce Allah ihlas ile amel edeni, gizli ve açıkta Rabbinden
korkanı bilir." (Necm Sûresi, 32)
“...Birbirinizin kusurunu araştırmayın...”
(Hucurat Sûresi, 12)
Bir Müslümanın şu hadisi şerifi
kendisine rehber etmelidir.
“Kendi kusurlarıyla
uğraşıp başkalarının kusurlarını kurcalamaktan kendisini alıkoyan kimseye
müjdeler olsun." (Münâvî, age. 4/281)
Allah Teâlâ Rasûlü Muhammed
Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyorlar ki:
"Şu üç huy kişiye
ayıp olarak yeter:
1- Kendi utanç verici
halini görmeyip, başkasındaki aynı kusuru görmesi.
2- Kendi utanç verici
halini görmeyip, başkalarının aynı durumundan utanç duyması.
3- Oturup kalktığı
kimselere sıkıntı vermesidir." (Münâvî, age.
3/76; Taberâni, Mucemü'l- Kebir 2/168)
"Sizden biriniz,
kardeşinin gözündeki çöpü görür de kendi gözündeki merteği unutur,
(görmez)." (Münzirî, et- Terğib ve't- Terhib
3/236)
“Allah Teâlâ, bir kulunun
hayrını (iyiliğini) isterse, ona kendi içinden bir nasihatçi nasip eder.
Böylece ona iyilikleri emreder ve onu haramlardan da sakındırır.”
(Münavi, Feyzü’l-Kadir 1/ 272 (419); Aclunî, Keşfu'l-Hafa 1/ 78)
Allah Teâlâ dostlarından Mehmed
zahid kotku Rahmetullahi Aleyh buyuruyor ki:
“Kimsenin ayıbını ne gör,
ne de söyle. İnsanın kendi kusuru ve ayıbı kendine hem yeter hem artar.Kusur
görmek istiyorsan kendi kusurlarını gör ve onları düzeltmeye çalış.”
Allah Teâlâ dostlarından olan
Bayezid-i Bistâmi'ye:
"Ey Bayezid!
İnsanların ayıplanacak o kadar çok kusurları varken senin hiç kimseyi
ayıpladığını, kınayıp kötülediğini görmüyoruz. Bunun sebebi nedir?”
diye sorulduğunda:
Bayezid-i Bistâmi Kuddise Sirrûh şu
cevabı verir:
"Ben, her şeyden önce
kendi nefsimi beğeniyor değilim ki, onun ayıplarını görmekten fırsat bulup da
başkalarının ayıpları ile uğraşayım. Bazı insanlar, başkalarının hata ve
ayıplarını dağ gibi büyük görürken, bir benzerini kendileri yaptıkları zaman,
onu sinek gibi küçük görürler."
Hiç kimse dört dörtlük değil… Bizler
neden birbirimizin fikirlerinden yararlanmayalım?
Atalarımız diyor ki: "Barika-i hakikat, müsademe-i
efkârdan doğar." Yani fikirlerin çarpışmasından gerçekler ortaya
çıkar…
Yine büyüklerimiz:
"Kişi noksanını
bilmek gibi irfan olmaz." demişlerdir.
Kendi kusurlarını görebilmek,
onlardan kurtulmanın ilk şartıdır. Kusur bilindikten sonra tedavisi kolaydır.
Biz başkalarının yaptıklarından değil, kendi yaptıklarımızın hesabını
vereceğiz. Başkalarında görüp de, kızdığımız, hatalardan kurtulmalıyız.
Bizim için; kusurlarımızla yaşamak,
en büyük felâkettir. Hem dünyada hem de ahirette yüksek derecelere kavuşabilmek
için bu kusurlarımızdan mutlaka kurtulmalıyız.
Peki neler yapalım ki
kusurlarımızdan kurtulalım?
Ünlü düşünür Bernard Shaw diyor ki:
“Akıllı insan aklını kullanır, daha akıllı insan başkalarının da
aklını kullanır.”
Kötü şeyler düşünmek, başkalarının
kusurlarını araştırmak olumsuz, hatta imkânsız yaralar açar.
1- Vaktimizi boşa geçirmiş oluruz.
2- Başkalarının kusurlarını araştırırken; yılan
ve akrepten daha zararlı kusurlarımızdan kurtulamayız.
3- Kendimizi geliştiremeyiz ve yenileyemeyiz.
Kusurlarımızdan
kurtulabilmek için neler yapmalıyız?
1- Asla kendimizi beğenmemeli, “Ben ne dersem doğrudur…” demekten
vazgeçmeliyiz.
2- Başkalarında gördüğümüz kusurlar için; “Bu kusurlar, acaba bende de var mı?”
diye araştırmalıyız.
3- Kendi kusurlarımızı tespit ettiğimizde acilen
kurtulma planı yapmalı ve kurtulmaya çalışmalıyız.
4- Yapıcı eleştiri ve tenkitlere açık olmalıyız.
5- Yakın çevremizde birinin kusurunu gördüğümüzde
onu kırmadan, onuruyla oynamadan onu tatlı bir şekilde uyarmalıyız.
6- Sürekli kendimizi geliştirici ve yenileyici
eserler okumalı, sohbetlere katılmalıyız.
7- Tevbe ve istiğfarı dilimizden düşürmemeliyiz.
Kötü şeyler düşünmek, kişiyi
dinimizin uygun görmediği şeyler yapmaya yönlendirir. Gizli gizli insanların
kusurlarını araştırmaya başlayan kişi ise,
etrafındakilerle, başkalarında bulduğu kusurları konuşmaya başlar. İşte
bu konuşmalar, kazanılmış olan sevapları yok eder.
Peygamber Efendimiz ve ashabı, hiç
kimsenin ayıbını araştırmamış ve araştıranları da Peygamberimiz şu hadisiyle
şiddetli bir şekilde uyarmıştır;
“Din kardeşini bir
suçundan dolayı ayıplayan kimse, ayıpladığı şeyi yapmadan ölmez.”
(Tirmizi, Kıyame, 53)
Ayıpların ve kusurların ortaya
dökülmesi insanları birbirine düşürür, aralarına kin ve düşmanlık tohumları
eker, insanların utanma duygusunu ortadan kaldırır, sosyal kontrolün azalmasına
ve ahlaksızlığın hızlı bir şekilde yayılmasına sebep olur.
Sevgili Peygamberimiz bu hususu bir
hadisinde şöyle vurgular;
“Müslümanların ayıplarını
ve gizli hallerini araştırmaya kalkışırsan, onların ahlakını bozarsın ya da
onları birbirine düşürmeye yaklaştırmış olursun.”
(Riyazü-s Salihin, III, 154)
“Müslümanları
üzmeyin, onları ayıplamayın ve onların kusurlarını araştırmayın. Sizden biriniz
bir Müslüman kardeşinin ayıbını araştırır ve ortaya çıkarırsa, Allah da onun
ayıbını ortaya çıkarır. Eğer Allah bir insanın ayıbını ortaya çıkarırsa, o
insan evinde bile olsa rezil olur.” (Tirmizi,
Sünen, B. 84, 2101)
“Müslüman kardeşinin
ayıbını ve kusurunu örten kişi, ölü birini diriltmiş gibidir.”
(Buhari, Mezalim, 3)
“Bir ayıbı görünce örten
kişi, sanki diri diri gömülmüş bir yavruyu kabirden çıkararak ona hayat vermiş
gibi olur.” (Ebu Davut, Edeb, 38)
“Müslüman kardeşinin
ayıbını örten kişinin, yarın kıyamet gününde ayıplarını Allah örter.”
(Ebu Davut, Edeb, 39)
“Ne ilim vardır ki olsun
sonu; ne insan vardır ki olmasın kusuru.” (Piri Reis
Kuddise Sirrûh)
“Can ve gönülde yani kalpte
hakikat coşkunluklarını kaldıracak takat, kulakta da bunu işitecek istidad
yoksa, ben kime ne söyleyeyim?” (Mevlânâ
Kuddise Sirrûh)
"Kusur bulmak için
bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun.
Kusuru örtmeyi marifet edin ! işte o
zaman kusursuz olursun.", “Kusuru kendisine söylenmeyen
adam, ayıbını hüner zanneder.” (Sadi Kuddise
Sirrûh)
Ey insan, başkalarında kusur
arıyorsan önce dön de kendi kusurlarına bak!
hiç birimiz, sütten çıkmış ak kaşık değiliz! Hepimiz günahkârız!
Sadi Şirazî Kuddise Sirrûh 800 yıl
öteden bizi ikaz ediyor. İkaz insanî gelişmenin olmazsa olmaz şartıdır. Madem
insanın hayra ve şerre, doğruya ve yanlışa kabiliyeti var; öyleyse ikaz ve
uyarılmaya da ihtiyacı vardır.
Yüce Yaratıcı önce kendi elçilerini
uyarıp, terbiye etmiş; sonra da elçileri vasıtasıyla bütün insanları ikaz
etmiştir.
“Beni Rabbim terbiye etti
ve terbiyemi güzel yaptı” (Süyûtî I, 14-15, 35, 51) meâlindeki
hadis dikkat çekicidir.
Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’inde
Efendimiz Aleyhisselâm’a ve onun şahsında bütün insanlara ikazlar yapıyor:
“(Ey Muhammed!) Biz sana
Kitab’ı (Kur’ân’ı) hak olarak indirdik ki, insanlar arasında Allah’ın sana
öğrettikleri ile hüküm veresin. Sakın hainlerin savunucusu olma. Allah’tan
bağışlama dile. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Kendilerine hainlik edenleri savunma. Zira Allah, hiçbir haini, hiçbir
günahkârı sevmez.” (Nisâ Sûresi, 105, 106, 107)
Yine Rabbimizden gelen şu tehdide
kulak verelim:
"... alay
etmeyin!" (Hucurât Sûresi, 11)
“İnsanları arkadan çekiştirip kaş-göz
işâretiyle eğlenmeyi âdet hâline getirenlerin vay hâline!”
(Hümeze Sûresi, 1)
Hem sürekli başkalarının
kusurlarını araştırmak, bir tür kendini beğenmişliktir, kibirdir...
"Öyleyse nefsinizi
temize çıkarmayın. Yüce Allah ihlas ile amel edeni, gizli ve açıkta Rabbinden
korkanı bilir." (Necm Sûresi, 32)
Kendinize yazık etmeyin.
"...Birbirinizin
kusurlarını ve gizli hallerini araştırmayın, birbirinizin gıybetini
yapmayın..." (Hucurat Sûresi, 12)
Hz. Peygamber Sallallahü
Aleyhi Vesellem:
"Birbirinize haset
etmeyin, kin tutmayın. Başkalarının ayıplarını araştırmayın, (mahrem/gizli)
konuştuklarını dinlemeyin..." (Müslim)
“Müslümanların ayıplarını, gizli hâllerini
araştırmaya kalkışırsan onları ifsad etmiş olursun.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 37)
“Kim bir Müslümanın ayıbını örterse Allah da
kıyamet günü onun ayıplarını örter.” (Ebû
Dâvûd, Edeb, 39)
Bakınız Mevlâna Kuddise
Sirrûh ne buyuruyor:
“İnsanı ateş değil
kendi kibri yakar.
Herkeste kusur
görür, kendisine kör bakar.
Neye nasıl bakarsan,
o da sana öyle bakar”
"Ey kendine
bakmayıp, kendi kusurlarını görmeyip de, başka insanların iyisine kötüsüne
bakıp kalan zavallı! Allah Teâlâ senin yardımcın olsun!
Rabbimiz
bizleri başkalarının ayıp ve kusurlarını araştıran değil kendi kusurlarını
araştırıp bulan ve onlardan kurtulabilmek için çaba gösteren bahtiyar
kullarından eylesin! Allahümme âmîn!
Yorumlar
Yorum Gönder