İmansız Gitmenin İki Sebebi

Çok mühim olan uzun bir hadis-i şerifin meali şu şekilde:

 

Abdullah bin Ebî Evfâ Radiyallahü Anh anlatıyor:

Resul-i Ekremin Sallallahü Aleyhi Vesellem huzurunda bulunduğumuz bir sırada ona birisi gelerek:

"- Yâ Resûlâllah, ölüm döşeğinde yatan bir genç var. Kendisine, 'Lâ ilâhe illâllah, de' dendiği halde (bir türlü) bunu söyleyemiyor!" dedi.

Resul-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem:

"- Namaz kılar mıydı?" diye sordu.

Adam:

"- Evet, (kılardı!" dedi.

Bunun üzerine Resul-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem kalktı. Biz de onunla kalktık. Resul-i Ekrem gencin yanına girdi ve ona:

"- 'Lâ ilâhe illâllah' de!" buyurdu.

"- Söyleyemiyorum!"

Resul-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem,

"Niçin?" diye sorunca, gelen adam:

"- Annesine âsi idi!" dedi.

Resul-i Ekrem:

"Annesi sağ mı?" diye sordu. Oradakiler:

"- Evet, sağdır!" dediler. Resul-i Ekrem:

"- Çağırın gelsin!" buyurdu. Onlar da kadını çağırdılar, kadın da geldi. Resul-i Ekrem kadına:

"- Bu senin oğlun mudur?" diye sordu.

Kadın:

"- Evet!" dedi.

Resul-i Ekrem kadına:

"- Bak şurada büyük bir ateş olsa ve oğluna şefaat edersen onu bu ateşte yakmayız; fakat şefaat etmezsen bu ateşte yakarız!' deseler ne yapardın? Şefaat eder miydin?" diye sordu.

Kadın:

"- Onun şefaatçisi ben olurdum!" dedi. Resul-i Ekrem:

"- O halde ondan razı olduğuna, Allah’u Teâlâyı ve beni şâhit göster!" buyurdu. Kadın:

"- Allah'ım! Seni ve Resul-i Ekremi şâhit tutuyorum. Oğlumdan razı oldum, (hakkımı ona helâl ettim!)" dedi.

Bunun üzerine Resul-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem hasta gence:

"- 'Lâ ilâhe illâllahu vahdehû lâ şerikeleh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resulüh' de!" diye buyurdu.

Hasta hemen şehadet getirdi. Bunun üzerine Resul-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem:

"Allah'a hamdolsun ki, benim vasıtam ile bu (genci) Cehennem ateşinden kurtardı!" dedi.

(Taberânî ve özet olarak Ahmed bin Hanbel rivâyet etmiştir.)

 

İşte bu müthiş hadîs, insanın en büyük dâvâsı olan "îmanla kabre girmek" hususunda çok mühim bir ikaz niteliğinde.

 

Birincisi, namaz kılmamak imansız kabre girmeye sebep olabilir.

İkincisi, anne-babanın rızasını almamak, büyük davayı kaybettirebilir.

 

Bu gerçeğin bizleri tir tir titretmesi lâzım. Elbette her namaz kılmayan ve ebeveynine isyan eden kişinin mutlaka imansız gideceğini söyleyemeyiz. Ama burası korkunç bir risk sınırıdır. Tıpkı bu hadiste olduğu gibi, Allah’ü Teâlâ bir vesile yaratıp, bizi kurtarırsa o başka...

 

Demek, bir ömür boyu mü'min olsanız, belki İslâm için çırpınıyor görünseniz, bu iki konuda hassasiyet olmazsa vay hâlimize...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)