Kayıtlar

Yakan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İnsanı Yakan "ET"ler:

  İnsanı Yakan "ET" ler:   1- Şöhr“et”   2- Serv“et”   3- Şehv“et”   4- Gıyb“et”   5- Nefr“et”   6- Has“et”   Rabbim!   Bizleri muhafaza et!

Kur’an’ı Kerim Yakma, Alçaklığına; Nasıl Cevap Verelim?

                                        Kur’an’ı Kerim Yakma, Alçaklığına; Nasıl Cevap Verelim?               Kâfir ve zalimlerin bize yaptığı kötülükleri biz onlara yapamayız; onlara kızarak bir yere varamayız. Lâkin tepkisiz de kalamayız. Allah’ü Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de buyuruyor ki: “Kesin olarak bilesiniz ki bu zikri (vahyi, Kur'an’ı) kuşkusuz biz indirdik ve onu mutlaka koruyan da yine biziz.” (Hicr Sûresi, 9) “Eğer siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.” (Muhammed Sûresi, 7) “Eğer toplanıp seferber olmazsanız, Allah sizi acı bir azaba uğratır ve sizin yerinize başka bir topluluk getirir de siz savaşa çıkmamakla onun dinine zerrece zarar veremezsiniz. Çünkü Allah her şeye kadirdir.” (Tevbe Sûresi,   39) Biz hiçbir şey yapmasak bile Allah’ü T...

Yürek Yakan Ateş: “Hutame”

  Yürek Yakan Ateş: “Hutame”   Dünyadakyen insanlar ile alay eden, onları küçük gören, gönül incitip kalb kıranların atılacağı; “kıran, parçalayan” anlamında “Hutame” isimli özel bir ateşten bahseder Allah’ü Teâlâ, Humeze Sûresi’nde.   Bu öyle sıradan, basit bir ateş değildir. Rabbimizin Kur'ân-ı Kerim'de yalnızca bu surede ‘Nârullah’ (Allah'ın tutuşturulmuş ateşi) diye bahsettiği, kendisine nispet ederek vehametine dikkat çektiği bir ateştir. En dikkat çeken özelliği ise, kalplere, gönüllere işleyen bir ateş olmasıdır.   Bunun sebebi şöyle geçer tefsir kitaplarında:   O günahkarlar nasıl ki dünyada zayıf, çaresiz mâsumların kalplerini kırmış, yüreklerini yakmışlardı, ahirette de o ateş, onların kalplerini yakacak, yaptıklarının pişmanlığını ta yüreklerinde hissedecekler.   Ayrıca, her kötülük önce kalptedir, oradan başlar ve inkâr, hakaret, küfür, alay, aşağılama, çekiştirme, saldırı gibi eylemler olarak dışa aşar. Onun için âyette azab...

Amel Defterindeki Günahları Yakan İstiğfar

Amel Defterindeki Günahları Yakan İstiğfar Her kim Receb, Şa’bân ve Ramazan aylarında, öğlen ile ikindi arası aşağıdaki duayı okursa: Allâh-u Teâlâ (o kişinin sevab ve günahlarını yazmakla görevli) iki meleğe: “Bu kulun amel defterindeki günahlarıyla alâkalı yazıları yakın!” diye vahyeder." اَسْتَغْفِرُ الله اَلْعَظِيم اَلَّلذِي لآ إِلهَ إِّلاَّ هُو اَللْحَيُّ الْقَيُّومُ وَاَتُوبُ اِليْهِ تَوْبَةَ عَبْدٍ ظَالِمٍ لِنَفْسِهِ لاَ يَمْلِكُ لِنَفْسِهِ مَوْتاً وَلاَ حَيَاةً وَلاَ نُشُورًا Okunuşu: Estağfirullah el azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etûbu ileyh tevbete abdin zalimin li nefsihi la yemlikü li nefsihi mevten vela hayaten ve la nuşura. Anlamı: Kendisinden başka ilah olmayan, hakikî hayatla diri olan Hay; her şeyi ayakta tutan, Kayyum olan büyük, Allah’tan beni bağışlamasını istiyor ve -bütün benliğimle- ona tövbe edip, yöneliyorum. Kendi nefsine zulmetmiş, üstelik nefsi için ne ölümü, ne hayatı ve ne de öldükten sonra dirilmeyi elinde tutama...

İnsanı Yakan Üç Ateş: Riya, Süm'a ve Ucb

İnsanı Yakan Üç Ateş: Riya, Süm'a ve Ucb Bir insanın, sahip olmadığı bir meseleyle ortaya çıkıp kendisini göstermesi bir “kibir ve gurur” alametidir. Yaptığı şeylerin birileri tarafından görülmesi ve takdir edilmesi arzusu da "riya" dır. Bir insanın sahip bulunmadığı bir meseleyi duyurması, yani vaziyetini başkalarına işittirmesi "süm'a" dır. Kendisine ait olmayan bir meseleyi içinde gizleyip "ben bu güzelliğe mazharım demesi" de "ucb" alametidir. Haddizatında bir insan, bazı faziletlere hakiki olarak sahip bulunsa, mesela o hakikaten büyük olsa, gösterisini yaptığı şeylerin hakikisini gösterme durumunda bulunsa, o insanın "Ben melikim, mâlikim" demesi kibir ve gurur olmaz. Ama insan, elindeki hiçbir şeyin hakiki sahibi değildir. Demek insanda işin hatarlı olmasının sebebi onun iddia ettiği şeylere hakikatte sahip olmamasıdır. İnsan riya ile amel ederken esasen sahip bulunmadığı bir şeyle kendini satıyor d...

Parmaklarını Mumun Alevinde Yakan Genç

Parmaklarını Mumun Alevinde Yakan Genç Bu mübarek gencin talebe iken anası-babası vefat eder. Başka kimsesi yoktur. Edirnekapı’nın dışında iki odalı bir bağ evinde kalıyor. Dışarısı karlı ve fırtınalı bir gecede, mum ışığında ders çalışırken evin kapısı çalınır. Genç kapıyı açar, karşısında; pür telâş içince bir genç bir kız… Kız;  -“Efendim, yolumu kaybettim, evimizi bulamadım, burada bir ışık gördüm, buraya sığınayım dedim, beni bu gece misafir alır mısınız, dışarısı çok soğuk!”, der. Genç talebe peki der, ayrı bir odayı alır ve kapıyı kapatır. Mum ışığında ders çalışmaya devam eder. Aradan biraz zaman geçince kız merak eder; -“Acaba bu genç ne yapıyor?” diye kapı aralığından bakar. Gencin ders çalışırken arada bir elini muma tutup yanınca geri çektiğini ve tekrar ders çalışmaya devam ettiğini görür. Bu hal sabaha kadar devam eder. Sabah olunca kız çıkıp evine döner. Merak eden ailesine; “Fırtınadan evimizin yolunu kaybettim, dolaşırken Edirnekapı civarında şeh...