İnsanı Yakan Üç Ateş: Riya, Süm'a ve Ucb


İnsanı Yakan Üç Ateş: Riya, Süm'a ve Ucb

Bir insanın, sahip olmadığı bir meseleyle ortaya çıkıp kendisini göstermesi bir “kibir ve gurur” alametidir. Yaptığı şeylerin birileri tarafından görülmesi ve takdir edilmesi arzusu da "riya"dır.
Bir insanın sahip bulunmadığı bir meseleyi duyurması, yani vaziyetini başkalarına işittirmesi "süm'a"dır.
Kendisine ait olmayan bir meseleyi içinde gizleyip "ben bu güzelliğe mazharım demesi" de "ucb" alametidir.
Haddizatında bir insan, bazı faziletlere hakiki olarak sahip bulunsa, mesela o hakikaten büyük olsa, gösterisini yaptığı şeylerin hakikisini gösterme durumunda bulunsa, o insanın "Ben melikim, mâlikim" demesi kibir ve gurur olmaz.
Ama insan, elindeki hiçbir şeyin hakiki sahibi değildir. Demek insanda işin hatarlı olmasının sebebi onun iddia ettiği şeylere hakikatte sahip olmamasıdır.

İnsan riya ile amel ederken esasen sahip bulunmadığı bir şeyle kendini satıyor demektir. Boyu kendisi için açılan pencereye yetişmediğinden o pencereyi dolduruyor veya parmaklarının ucuna dikiliyor sayılır.
Aslında içtimai hayatta herkesin görüp görünmesi için böyle bir pencere vardır. Bir insanın boyu uzun ise, yani hakikaten kâmet-i kıymeti var ise, o takavvüs edip iki büklüm olacaktır. Onun için kâmilde kemâlin alameti “tevazu”dur. Şayet kendisine açılan pencere kâmet-i kıymetinden yüksek ise, o da pencereyi doldurmak için uzun görünmeye çalışacaktır. Küçüklerde küçüklüğün alameti, büyük görünmektir.
Kim riya yaparsa Allah, ona kime ibadet yaptığını öbür âlemde gösterecektir.
Kim süm'a yaptıysa Allah onu da mele-i â'lâda ilan edecek ve duyuracaktır.

Mesele bu açıdan ele alınınca, Cenab-ı Hakk'ın Kendisinin sahip bulunduğu şeyleri anlatması hakkın ifadesidir. İnsan ise, Allah'a ait şeyleri ve Allah'ın lütuflarını kendine aitmiş gibi gösterdiğinden onunki “riya ve süm'a” olur.
O bakımdan Allah'ın Kendisini göstermek istemesi gayet normaldir. Çünkü O, mülk sahibidir, mülkünde dilediği gibi tasarruf eder, istediği gibi konuşur, istediği gibi beyanda bulunur ve "Benim" diyebilir.
İnsana gelince o, neye "benim" diyebilir ki! Neye "benim" dese arkasından başkasına ait olduğu ortaya çıkar.
Başkasına ait bir şeyle tezahür ise, Yunus Emre'nin dediği gibi, âriye gömlekle, yani başkasının elbisesiyle zifaf odasına girmek gibi olur ve onun kime ait olduğu da ertesi gün ortaya çıkar.
Evet, bu meselede insanla Hâlık'ın durumu birbirinden tamamen ayrıdır.

SÖZLÜKÇE:
Riya: Gösteriş
Süm'a: İnsanın kendisine ait olmayan bir şeyi kendisinin gibi gösterip başkalarına İşittirmesi
Ucb: Kendini beğenme

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)