Kayıtlar

Vasiyyet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İmam-ı Azam Ebû Hanîfe Rahmetullahi Aleyh'in Vasiyyeti

İmam-ı Azam Ebû Hanîfe Rahmetullahi Aleyh'in Vasiyyeti Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla İman; lisan ile ikrar, kalb ile tasdiktir. Sadece ikrar iman olmaz. Çünkü sadece ikrar iman olsaydı, bütün münafıkların mü'min olmaları gerekirdi. Keza sadece tasdik de iman olmaz. Eğer sadece tasdik îman olsaydı, bütün kitap ehlinin mü'min olması gerekirdi. Hâlbuki Allah; "Allah şahitlik eder ki, münafıklar yalancıdırlar." (elMünafikun, 1) ve "Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler Peygamberi oğullarını tanır gibi tanırlar."(el-Bakara,146) buyurmaktadır. İman artmaz ve eksilmez. Çünkü, imanın artması ancak küfrün azalmasıyla; eksilmesi de küfrün artmasıyla tasavvur olunabilir. Bir şahsın aynı durumda mü'min ve kâfir olması nasıl mümkün olur? Mü'min gerçekten iman eden, kâfir de gerçekten inkâr eden kimsedir. İmanda şüphe olmaz. Zira Yüce Allah "Onlar gerçekten mü'minlerdir."(el-Enfal,4) ve "Onlar gerçekten kâfirlerdir."

Hz. Fâtıma Radiyallahü Anha Validemizin Vasiyyeti

Hz. Fâtıma Radiyallahü Anha Validemizin Vasiyyeti Müslüman hanımların kendilerine "örnek" alacakları şahsiyetlerden biri de Hz. Fâtıma Radıyallahu Anha validemizdir. Bu yazımızda, onun hayâtının son safhasında söylediklerini ve vasiyyetini iffet ve hayâ timsali oluşunun müşahhas bir delili olarak nakledeceğiz. Hz. Âişe Radıyallahu Anha validemiz anlatıyor: "Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem, Hz. Fâtıma'ya husûsî iltifat ederlerdi. Başka çocukları da vardı, ama Fâtıma başkaydı. O Peygamberlikten sonra dünyaya gelmişti. Onun soyundan, sulbünden meydana gelen Hasan ile Hüseyin'in pâk nesli bütün insanlığı tenvir edecekti. Rasûlullah, her zaman onu istikbâl eder (karşılar), alnından öperdi. Hz. Fâtıma'nm, yürüyüşü oturup kalkışı, ekseri hâl ve harekâtı ayniyle Resûl-i Ekrem'e benzerdi. "İzâ câe' suresi nazil olduğu zaman Hz. Fâtıma ağlamıştı. Yirmi beş-otuz yaşları arasında olmasına rağmen, o müdrike bir kadındı. Kâinatın Fahr-i Ebedîsi