Kayıtlar

Vakıf etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Osmanlı'da Vakıf Malı Hassasiyeti

Osmanlı'da Vakıf Malı Hassasiyeti Osmanlı insanı vakıf malına karşı çok titiz davranır ve onun bir kuruşunun bile haksız yere üzerine geçmesini mideye cehennem ateşi doldurmakla eşdeğer olarak görür ve bundan şiddetle korkar ve kaçınırdı. Halk arasında anlatılan ve Hz. Süleyman (Aleyhisselam) ile serçe kuşu arasında geçen bir hikaye, aslında bu ahlakla ahlaklanan Osmanlı halkının vakıf malı ve haram lokmaya karşı hassasiyetinin de bir ifadesidir: Hikaye şöyle: Bir gün Hz. Süleyman ile serçe kuşu kendi aralarında konuşup sohbet ediyorlardı. Sohbet esnasında konu Hz Süleyman’ın muhteşem saltanatına gelince serçe kuşu Hz. Süleyman'a "Ey Süleyman! İstersem senin sarayını da, saltanatını da yıkabilirim!" der. Bunun üzerine gülümseyen Hz. Süleyman "Ey kuş, senin sıkletin (ağırlığın) nedir ki benim sarayımı yıkacaksın!" diye sorunca kuş şöyle der: "Gider gagamla vakıf malından bir parça alırım. Sonra da onu sarayının üstüne bırakırım. Ondan sonra

Vakıf Zerdalisi

Vakıf Zerdalisi Ahmed Câmî hazretlerinin bir zaman canı zerdâli istedi. Nefsine; "Bir yıl oruç tutarsan zerdâli veririm." dedi. Nefsi bunu kabûl etti. Bir yıl oruç tuttu. Bir yıl, tamam olunca nefsi seslenip; "Ben hizmetimi bitirdim. Sen de verdiğin sözü yerine getir!" diyordu. Babadan miras kalan bir bağı vardı. Oraya gitti. Bağda bir hayvan öldürülmüş ve karnı deşilmişti. Mîdesinde çiğnenmeden yutulan zerdâliler vardı. Onlardan bir tane alıp temizledi. Nefsi feryad edip; "Senin bana vermeyi söz verdiğin zerdâli böyle hayvan mîdesinden çıkarılan zerdâli değildi." dedi. "Bu da zerdâlidir. Eğer îtirâz edersen, bunu da vermem." dedi. Nefsi kabûl etmedi. "Tek bana bunu verme! Başka bir şey istemem." dedi. Sonra birkaç tâne zerdâliyi daldan kopararak eline aldı. Dostu Ebû Tâhir'in yanına varınca, zerdâlileri önüne koydu. - Ahmed! Bize vakıf zerdâlisi mi getirdin? Dedi. - Vakıf değildir. Kendi ağacımdan, kendi elimle to