Kayıtlar

yeni etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Daha Önce Nasıl Yaşadınız?

  Daha Önce Nasıl Yaşadınız?   Bir genç dedesine sordu: “- Siz daha önce nasıl yaşadınız?” “- Teknolojiye erişim yok!” “- Uçak yok!” “- İnternet yok!” “- Bilgisayar yok!” “- Gösteri yok!” “- TV yok!” “- Klima yok!” “- Araba yok!” “- Cep telefonu yok... ” Dede cevap verdi: “- Aynen sizin neslin bugün nasıl yaşadığı gibi yaşıyorduk…" “- Dua yok!” “- Şefkat yok!” “- Onur yok!” “- Saygı yok!” “- Karakter yok!” “- Utanç yok!” “- Alçak gönüllülük yok!” “- Zaman planlaması yok!” “- Spor yok!” “- Okuma yok…” “- Biz, 1940-1980 arasında doğan insanlar Allah’ü Teâlâ’nın sevgili kullarıyız; hayatımız bunun gerçek bir kanıtıdır…” “- Oynarken ve bisiklete binerken, asla kask takmadık.” “- Okuldan sonra akşama kadar sokakta oynardık. Hiç televizyon izlemezdik.” “- İnternet arkadaşlarıyla değil gerçek arkadaşlarla oynardık.” “- Susadığımız zaman, şişelenmiş su değil, musluk suyu içerdik.” “- Aynı bardağı dört arkadaşla paylaştığımız hald

Yeni Öğrendik

  Yeni Öğrendik   Asrın felaketi gelince başa, Dünya bize darmış yeni öğrendik, Hikmetinden sual olunmaz hâşâ, Nefes almak kârmış yeni öğrendik.   Deprem bizi, hâin, devleti vurdu,   Yalan haberlerle tuzağı kurdu, İşgal etmek için Vatanı Yurdu, Düşman tuzak kurmuş yeni öğrendik.   Felakete hep birlikte dövündük, Yaralar sarılır diye övündük, Ebu Cehil öldü diye sevindik Torunları varmış yeni öğrendik   Kimi memleketi bir pula satar, Kimi devletinin ardından atar, Kimi kızılaya Afad'a çatar, Birlik ne de zormuş yeni öğrendik.   Kanmışız yıllarca yalancı söze, Sinsice ülkemde girmişler göze, Türküm Müslümanım diyerek bize, İçimize girmiş yeni öğrendik.   Ne zaman bir âfet gelse    başıma Hemen iftirayla çıkar karşıma Zehir katar ekmeğime aşıma, Ne çok hain varmış yeni öğrendik.   Toprağın altında binlerce canlar, Merhamet sahibi halinden anlar, İçerdeki hayvan oğlu hayvanlar, Düşmanımdan şermiş yeni öğrendik.  

"Yâ Ebâ Zerr: Gemini Yenile..."

"Yâ Ebâ Zerr: Gemini Yenile..."   Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Ebû Zerr El-Ğıfari Radiyallahü Anh Hazretlerine ve onun şahsında kıyamete kadar gelecek ümmetine hitaben şöyle buyurmuştur:   يَا اَبآ ذرٍّ!   جَدِّدِ السَّفِينَۀَ فَاِنَّ البَحرَ عَمِيقٌ وَخُزِ الزَّادَ كَامِلًا فَاِن اسَّفرَ بَعِيدٌ وَخَفِّفِ الحِمْلَ فَاِن العَقَبَۀَ كَئۈُدٌ وَاَخلِصِ الْعَمَلَ فَاِن النَّاقِدَ بَصِيرٌ   "Yâ Ebâ Zer! Gemini yenile çünkü deniz derindir. Azığını tam al, çünkü yol uzundur. Yükünü hafif tut, çünkü geçit çok sarptır. Amelini ihlaslı yap, çünkü gözetleyici, kalbin niyetine bakmaktadır." (İbn-i Hacer-i Askalânî Rahmetullahi Aleyh, el-Münebbihât)   Ya Rabbi! Bu fani dünyada Pişmanlık ve Nasuh tevbe ile günahlarımızdan kurtulmayı; kâmil iman, salih amel ve selim bir kalp ile vuslata ermeyi, Sevgili Rasûlün Muhammed Sallallahü Aleyhisselâm’a komşu olmayı, Cemalûllaha nail olmayı nasip eyle!

Hac'dan Yeni Dönen Bir Hacının İbretlik Gerçek Bir Öyküsü

  Hac'dan Yeni Dönen Bir Hacının İbretlik Gerçek Bir Öyküsü   Muhammed kardeşimiz, hac işlemlerini bitirmiş, dönüş için Cidde Havalimanı'nın bekleme salonunda uçağın hareket saatini bekliyordu. Bir ara yanına bir hacı gelip oturdu. Selâm verip Muhammed’e şöyle dedi: “- Ben inşaat sektöründe müteahhitlik yapıyorum. Allah’ın lütfu ile bu sene onuncu defadır hac nimeti bana nasip oluyor... Muhammed, başını sallayarak müteahhide şöyle dedi: “- Maşaallah! Allah haccınızı ve amellerinizi etsin, günahlarınızı bağışlasın.” Müteahhit gülümseyerek Muhammed’e dedi ki: “- Âmin, ecmain... Peki, sen daha önce hacca geldin mi hiç?" Muhammed az düşündü, sonra da şöyle dedi: “- Aslına bakarsan hacım, benim bu hac seferimin uzun öyküsü var, başınızı ağrıtmak istemem...” Hacı güldü, sonra da Muhammed’in omuzuna vurarak dedi ki: “- Gördüğün gibi burada boş oturmuşuz. Uçağın kalkış saatini beklemekten başka bir işimiz yok. Hadi anlat, çok merak ettim.” Muhammed de tebes

Helâl Lokma

Helâl Lokma Muhammed Acıyan             Günümüzde sosyal problemlerin artması, devletleri ve milletleri yeni çözüm önerileri üzerinde çalışmaya zorlamaktadır.             Bir toplumun fertleri arasında suç oranları arttıkça, alınacak tedbirler de araştırılmaya başlanmaktadır. Bir milletin geleceği olan çocukların nasıl eğitilmesi gerektiği üzerinde İslam Eğitim Tarihinden birçok örnekler bulmak mümkündür. Tecrübeyle sabittir ki bu uygulamaların başarıyla uygulandığı devreler de ne kadılara ne de devlet adamlarına çok fazla iş düşmemiştir.             Eğitimde en önemli hususlardan biri de herkesin üzerinde hemfikir olacağı üzere çocuğun beşikten mezara Helâl lokmayla beslenmesidir. Aile ocağı aynı zamanda bir mekteptir. Uzmanlar çocuğun kişiliğinin temel özelliklerinin ilk yıllarda oluştuğunu söylerler. Toplumun geleceği olan çocuklar ailede şekillenir. Küçükler ailede büyüklerin davranışlarını görerek taklit ederler. Devamlı olarak gördüğü hareketler çocuğun ruhunda iyic

Bir Müslüman Olarak Milâdi Yeni Yıla Nasıl Girmeliyiz?

Bir Müslüman Olarak Milâdi Yeni Yıla Nasıl Girmeliyiz? Yılbaşı kutlamaları Müslüman Türk toplumunun geleneğinde ve dininde yoktur. Batıdan ithal ve toplumumuzu soysuzlaştıran bir saçmalıktır. "Yılbaşı kutlaması" başlığı altında şehveti tahrik eden, cinsel duyguyu kamçılayan uygunsuz kıyafetlerle düzenlenen, kadın erkek karışık, gayri meşru eğlenceler sadece yılbaşında değil her zaman haramdır. Dini olsun millî olsun hiçbir kültürel ve geleneksel temele de sahip değildir. Kâfirin dinini ve ibadetlerini taklit etmek küfürdür. Fakat kâfirin günah olmayan ibadet dışı adetleri küfür değildir. Bilhassa fen bilimleri ve teknolojileri almak çok güzeldir. Bu bakımdan Hristiyan olmayan ülkelerde yılbaşı kutlamaları Batı'nın körü körüne taklit edilmesinin veya Hristiyan Batı'nın kültür ihracının bir sonucudur. Ülkemizde öteden beri yılbaşı kutlamalarıyla ilgili olarak yapılan tenkitler ve gösterilen hassasiyet de buradan kaynaklanır. İnsanlar bir tuhaf… Yeni