Kayıtlar

veliler etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Tövbe Bir Hazînedir

Tövbe Bir Hazînedir Horasan´ın büyük velilerinden Ahmed Nâmıkî Câmî Rahmetullahi Teâlâ Aleyh hazretleri buyurdular ki: Ahmed Nâmıkî Câmî, ümmîydi gerçi fakat, Kitap yazıp herkese, ederdi çok nasihat. Tövbe etmek hakkında, buyurdu: “Ey insanlar, Büyük bir hazînedir, günahlara istiğfâr. Hak teâlâ buyurdu: “Tövbe edin hepiniz, Ancak tövbe etmekle, kurtulabilirsiniz.” Benim tövbe edecek, bir hâlim yoktur demek, Müslümana yakışan, bir söz olmasa gerek. Şöyle ki, rağbet etse, bir insan bu dünyâya, O, her bir nefesinde, her an girer günaha. Zîrâ Peygamberimiz, şöyle buyurmuşlardır: “Dünyâya düşkün olmak, günahların başıdır.” Bir saatte, bin nefes, insan alıp veriyor, Bu, yirmi dört saatte, yirmi dört bin oluyor. İşte bu nefesleri, kul alırsa gafletle, Yâni sarılmış ise, dünyâya muhabbetle. Ve bir günah işleyip, üzülmüyorsa şâyet, Onun her nefesine, yazılır bir mâsiyet. Bir günde yirmi dört bin, günah eder bu ise, Demek ki tövbe...

Velileri Sevmek Ve Onlara Hürmet Etmek Takvanın Gereğidir

Velileri Sevmek Ve Onlara Hürmet Etmek Takvanın Gereğidir        Velilere hürmet Allah’u Teâlâ’ya hürmettir. Çünkü onları yücelten ve kendilerine hürmeti emreden Allah’u Teâlâ’dır.        Onlara düşman olandan intikamı Yüce Allah alır.        Şu kudsî hadisi duyup da ürpermemek mümkün mü? “Her kim, benim veli kullarımdan birisine düşmanlık ederse, muhakkak ben ona harp açar (dostumun intikamını alır)ım.”        Diğer rivayette hadis şöyle başlıyor: “Kim benim velilerimden birisini hafife alırsa, bana düşman olarak karşıma çıkmış olur.” Allah’u Teâlâ’nın yüce tuttuğunu yüceltmek iman ehlinin işidir. O’na ait şeyleri sevmek, kalpteki ilâhi sevginin alametidir.        Cenabı Hak şöyle buyurur: “Kim Allah’ın varlığının delillerini ve dininin alametlerini (şeâir) yüceltirse bu, kalplerin takvasındandır.” Şeâir, bir şeyin kendisiy...

Kadın Öyle Bir Tövbe Etti ki...

Kadın Öyle Bir Tövbe Etti ki... Büyük velilerden Mansur bin Ammar hazretleri, bir gece, sokaktan geçerken bir erkekle kadının iki gümüş paraya anlaştıklarını gördü. Hemen arkalarından gidip kadına yaklaşarak, hafif bir sesle, "Bizim eve gelirsen sana dört gümüş!" dedi. Kadın iki kat parayı duyunca, birinci adamı bırakıp bunun arkasından gelmeye başladı... Beraberce evine gittiler. Eve girince, kadının önüne dört gümüşü bırakıp kendisi diğer odada namaza durdu... Fakat o da ne? Namazı bir türlü bitmiyordu! Selâm veriyor tekrar başlıyordu... Aradan saatler geçtiği hâlde, namazını bir türlü bitirip çıkmıyordu. Nihayet kadın dayanamayıp, yanına geldi. -"Saatlerdir seni bekliyorum, artık evime döneceğim!" dedi. Bunun üzerine Mansur hazretleri kadına dedi ki: - Ey kadın, eğer sana meylim olmadığını söylersem yalan söylemiş olurum. Senin istediğin bu kötü fiili işlerken görenler olsa, hâlimiz nice olur? - Geceleyin bu saatte kim görecek? Korkulacak bir h...