Kayıtlar

veli etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sen seni Bil Sen Seni!

  Sen seni Bil Sen Seni!   Kim bildi ef'âlini, Anda gördü zatını. Ol bildi sıfâtını, Sen seni bil, sen seni!   Bayram özünü bildi Bulan ol kendi oldu, Bileni anda buldu, Sen seni bil, sen seni!   Anı gören zâtındır Sen seni bil, sen seni! Nura müstağrak oldu, Sen seni bil, sen seni!   Can içre ara canı, Sen seni bil, sen seni! Görünen sıfâtındır, Gâyri ne hâcetindir?   Kim ki hayrete vardı, Tevhîdi zâtı buldu; Bilmek istersen seni Geç canından bul anı;   Hacı Bayram Veli Kuddise Sirrûh

Hacı Bayramı Veli Kuddise Sirrûh’tan Nasihatler

  Hacı Bayramı Veli Kuddise Sirrûh’tan Nasihatler   Hacı Bayram-ı Veli 15. yüzyılda yaşamış büyük bir veli ve âlimdir. (1340 – 1430)   Doğum tarihi kesin değildir. 90 yıl yaşamış ve 1430 yılında vefat etmiştir. Gerçek adı Numan olan Hacı Bayram Veli, Ankara’nın Solfasol köyünde doğmuştur. Ulus’ta Hacı Bayram Kuddise Sirrûh Camii yanında yatmaktadır. Hacı Bayramı Veli Hazretleri çocukluk yıllarından itibaren ciddi bir eğitim görmüştür. Gençlik yıllarında medrese eğitimi almış bu dönemde Tefsir, Fıkıh ve Hadis gibi şer’î ilimlerin yanında, Matematik, Felsefe, Arapça, Farsça ve Edebiyat gibi aklî ilimleri de tahsil etmiştir. Öğrencilik hayatından sonra Ankara’da Melike Hatun isimli bir hayırseverin yaptırdığı Kara Medrese ‘de müderrislik yapmıştır. Medreseler günümüzün üniversite ve fakülteleridir. Burada ders veren müderrislerin unvanı günümüzün profesör unvanıdır.   001-       İnsanların fitnesinden kurtulmak istiyorsanız, çarşı ve pazarlarda sık sık bulunmayınız. 002-     

Masal

  Masal   Çocuk gönlüm kaygılardan azâde; Yüzlerde nur, ekinlerde bereket; At üstünde mor kâküllü şehzade: Unutmaya başladığım memleket…   Şakağımda annemin sıcak dizi, Kulağımda falcı kadının sözü, Gölbaşında padişahın üç kızı, Alaylarla Kaf dağına hareket…   Orhan Veli Kanık (1936/Varlık, 1-6-1937)

Bilmek İstersen Seni

  Bilmek İstersen Seni   Bilmek istersen seni, Cân içre ara cânı. Geç cânından bul ânı, Sen seni bil, sen seni.   Kim bildi ef´âlini, Ol bildi sıfâtını, Anda gördü zâtını, Sen seni bil, sen seni.   Görünen sıfatındır, Anı gören zatındır, Gayri ne hacetindir, Sen seni bil, sen seni.   Kim ki hayrete vardı, Nura müstağrak oldu. Tevhid-i zatı buldu, Sen seni bil sen seni.   Bayram sözünü bildi, Bileni anda buldu. Bulan ol kendi oldu, Sen seni bil sen seni…   Hacı Bayram Veli Kuddise Sirrûh

Evliyanın Duası

  Evliyanın Duası   Dürüstlüğün senet olduğu bir dönemde sözü ilahi aşkın kudretiyle mayalanmış, sözü ve özü bir olan Allah’ın rızasını, sevgisini her şeyden üstün tutan. Yaratılanı sadece yaratandan ötürü seven bir Allah dostu vardı.        Bu veliyullah sabırlı, hoşgörülü, mütevazı, güzel huylu ve iyilik sever biriydi.        Öte yandan bu velinin huysuz, Şükürsüz, çirkin ve bencil bir karısı vardı.        Eşi sürekli kendisine hakaret eder, sen bana layık değilsin. Ben krallara layıkım deyip, adamı   azarlayıp dururdu. Allah’ın bu sadık ve sıddık kulu ise yaratanına şükür eder, sabırla hanımının düzelmesi için dualarda bulunur ona nasihatler ederdi.        Bir gün Allah’ın sadık kulu düşünceli bir şekilde eve gelir. Eşi olup biteni anlamaya çalışsa da evliyanın ağzını bıçak açmaz. Bu durum günlerce, haftalarca devam eder. Karısı artık onun deli olduğunu düşünmüş ve onun için endişelenmeye başlamıştır.        Karısı Allah dostunun karşısına geçmiş ve kendisine

Kızmak Değil, Acımak Lâzım

  Kızmak Değil, Acımak Lâzım   Şam’da yetişen büyük Velîlerden “Muhammed Bedahşî” hazretleri, bir sohbetinde; - Kardeşlerim, insanlara kızmak değil, acımak lâzım, buyurdu. Allah’ın kullarına merhametli olun, acıyın onlara. - Herkese mi acıyalım? Dediler. - Evet. Bizim dînimiz, şefkat ve merhamet dînidir. Gayemiz, bir insanı Cehennem ateşinden kurtarmaktır ki, bu da kızmakla değil, sevgi ve şefkatle olur. Sonra şunu anlattı onlara: Bir gün, Resulullah’ın huzuruna bir köylü geldi ve; - İslâmiyet nedir? Diye sordu. Peygamberimiz; - İslâmiyet, Allahü teâlânın emirlerine saygılı olmak ve O’nun kullarına şefkatli davranmaktır, buyurdular.   İtirazcı olmayın! Bir gün de sevdiklerine; - İtirazcı olmayın, buyurdu. Söz dinleyici olun, hak söze “Peki” deyin! - Her zaman mı? Dediler. - Evet. Çünkü itiraz etmek, şeytan sıfatı, söz dinlemekse melek sıfatıdır. - Nasıl yâni efendim? - Şöyle ki, “şeytan”, Âdem aleyhisselâma karşı secde etme hususunda itiraz etti. Rab