Kayıtlar

yolcu etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ahiret Yolcularına Vasiyetler

Ahiret Yolcularına Vasiyetler   İmâm Birgivi Rahmetullahi Aleyh der ki: ·      Evlâdıma, dostlarıma, bütün din kardeşlerime vasiyetim odur ki; Allâh’ü Teâlâ’nın emrettiği farz ve vâcib, her ne varsa tamamını yerine getirmeye azmetsinler. ·      Kazâya kalmış olan namazlarını edâ etsinler. Namaz farz olduğu gibi namazı kendi vaktinde edâ etmek de farzdır. Kazaya kalmış namazları edâ ederken evvelâ bir ezan okuyup ondan sonra hangi vaktin kazasını edâ edecekse o vakte niyetlenerek namazlarını kılmalıdır. (Bir seferde birden fazla namaz kaza edilecekse tek ezan yeterlidir.) ·      Önceden üzerlerinde kalmış olan zekât borçlarını ödesinler. Kazaya kalmış olan oruçlarını edâ etsinler. ·      Hac farizasını edâ edemediyse ya da Allâh Celle Celâlüh muhafaza etsin küfre düşüp evvelki haccını iptal etti ise hac borcunu edâ etsinler. ·      İlmihâl bilgilerini öğrensinler. · ...

Ey Yolcu, Uyan!

Ey Yolcu, Uyan!   ‎ ''Allah'a dayandım! '' diye sen çıkma yataktan... Ma'na-yı tevekkül bu mudur? Hey gidi nadan!   Ecdadını, zannetme, asırlarca uyurdu; Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?   Üç kıt'ada, yer yer, kanayan izleri şahid: Dinlenmedi bir gün o büyük nesl-i mücahid.   Alemde ''tevekkül'' demek olsaydı ''atalet'' Miras-ı diyanetle yaşar mıydı bu millet?   Çoktan kürenin meş'al-i tevhidi sönerdi; Kur'an duramaz, Nezd-i İlahi'ye dönerdi.   ''Dünya koşuyor'' söz mü? Beraber koşacaktın; Heyhat, bütün azmi sen arkanda bıraktın!   Madem ki uyandın o medid uykulardan, Bir parçacık olsun, hadi, hiç yoksa, kımıldan.   Dünya koşuyorken yolun üstünde yatılmaz; Davranmayacak kimse bu meydana atılmaz.   Müstakbeli bul, sen de koşanlarla bir ol da; Maziyi, fakat, yıkmaya kalkışma bu yolda.   Ahlafa döner, korkarım, eslafa hücumu: Mazisi yı...

Bitti Yolculuğun İşte Son Durak

  Bitti Yolculuğun İşte Son Durak   Bitti yolculuğun işte son durak, Getirdiler seni başlar üstünde. Ne idin ne oldun kalk haline bak, Bir kefenden başka ne var üstünde... Ne idin ne oldun kalk haline bak, Bir kefenden başka ne var üstünde...   Şeytan düşmandır onu dost bildin, Bugün yarın derken geldi ecelin. Tövbeden bir nasip almadan gittin, Bir kefenden başka ne var üstünde... Tövbeden bir nasip almadan gittin, Bir kefenden başka ne var üstünde...   Ne vicdan tanıdın ne de dinini, Doyurmak istedin hep sen nefsini Kalk da şöyle bir yokla kendini. Bir kefenden başka ne var üstünde... Kalk da şöyle bir yokla kendini, Bir kefenden başka ne var üstünde...   Bize rahmet eyle ya Rap ne çare, Yaradana yüzüm yok ki bi çare. Dünyayı terk edip giderken kabre, Bir kefenden başka ne var üstünde... Dünyayı terk edip giderken kabre, Bir kefenden başka ne var üstünde...   Toplayıp sakladın dünya malını, Sorm...

Yükselme Yolculuğu

Resim
Yükselme Yolculuğu NAMAZ KILMAYAN kişi günlük meşgalelerin, problemlerin, kavgaların içinde kendinden habersiz bir hayat yaşar; kul olduğunu, ahiret yolcusu olduğunu ve bu dünyada misafir olarak bulunduğunu adeta unutur. Bir başarı gösterdi mi büyüklenmeye başlar. Herkesin kendisinden söz etmesini ister; onu övmelerini, ona hürmet etmelerini bekler. Mükemmel bir kişiliğe sahip olduğuna inanır, noksanlıkları yanına yaklaştırmak istemez. Namaz kılan kişiye gelince, o namaza niyet ederken “Allah rızası” için ifadesini kullanır. Böylece, gerçek şerefin insanların beğenmesi, övmesi değil “Allah”ın rızası” olduğunu öncelikle hatırlamış olur. Namaza tekbirle başlar. “En büyük, mutlak büyük, akılların idrak edemeyeceği, hayallerin ulaşamayacağı kadar büyük ancak Allah”tır” der. İnsanlar arasında büyüklenme tehlikesinden kurtulur. Sonra Fatiha suresini okur. Bu surenin ilk ayetinde, “bütün hamdin, yani bütün medih ve senaların ancak Allah”a mahsus olduğu” beyan edilir. Alimlerimiz b...

İlim Yolcusuna Melekler Kanatlarını Serer

  İlim Yolcusuna Melekler Kanatlarını Serer               Bir adam, Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in sahabîlerinden Ebû’d Derdâ Radiyallahü Anh’ı ziyaret etmek üzere Medine’den Şam’a geldi. Ebû’d Derdâ Radiyallahü Anh, tanımadığı bu adamın ziyaret sebebini merak etti. Adam da: “- Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in bir hadisini senden öğrenmek için!” diye cevap verdi. Ebû’d Derdâ Radiyallahü Anh ısrarla: “- Ticaret için de mi gelmedin?” diye sordu. Adam: “- Hayır, sadece o hadisi öğrenmek için geldim!” dedi. Bunun üzerine Ebû’d Derdâ Radiyallahü Anh Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şu sözlerini aktardı: “- Kim ilim elde etmek için yola koyulursa, Allah’ü Teâlâ da onu cennetine giden yola iletir. Melekler ilim öğrencisinin memnun olması için kanatlarını indirirler.  Göktekiler ve yerdekiler; hatta denizdeki balıklar bile ilim sahibinin bağışlanması için Allah’a yalvarır. ...

Yolcu

Bugün son sinek de soğuktan öldü Son gül soldu, son yaprak döküldü Ay bulutların içine gömüldü Son ahbap da diyar-ı ahirete göçtü   Bir bu heyhula kaldı buracıkta O da ölümünü bekliyor küçük bir odacıkta Bir damla su misali küçük bir kovacıkta Bir mezardır istediği düz bir ovacıkta   Halini soran yok mu bu kimsesize Sorarlar bir gün bunun hesabını size Muhtaç bu garip bir çift söze Basar bağrını küçük bir köze   Cemil Meriç

Najla Tammy Kepler İle Hakikat Yolculuğu Üzerine...

Resim
Najla Tammy Kepler İle Hakikat Yolculuğu Üzerine...             Söyleşi: Mahir Kılınç   1971’de, ABD’nin Teksas eyaletinde dindar Hristiyan bir ailenin ilk çocuğu olarak dünya ya geldi. Üniversitede okurken bir Türk öğrencinin ona Allah’ı ve İslâm’ı anlatması ve 40 Hadis kitabını hediye etmesinden sonra İslâmiyet’i araştırmaya başladı. Kitap onun hayatını değiştirdi ve Müslüman oldu.   1994 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra Türkçe öğrenmeye çaba gösteren yazar, 2005’te Türkiye’ye yerleşmeye karar verdi. “The Natural Path” ismiyle bir radyo programı yaptı. Teksas’ta yayımlanan Living İslâm 3: Life Story Of Prophet Muhammed isimli ders kitabına yazar olarak katkıda bulundu. Huzura Doğru Beş Büyük Adım isimli kitabın bir kısmını yazdı. 2005’ten beri İstanbul’da yaşayan yazar, Müslüman olduktan sonra büyük ilgi duyduğu Arapçayı öğrenmek için çalışmalarını sürdürüyor. 2016’da Kepler’in kendi hidayet öyküsünü anlatan Teksas’tan Ha...

Kader Kıssası

Kader Kıssası           Bir talebeye yolculuğu sırasında kaderin sırrının bilinmezliğini gösteren ibretlik hadise…           Bir talebe köyden şehre ilim öğrenmek için yaya gidip gelmektedir. Yolculuğu sırasında bir ağacın altında abdest alıp namazını kılar ve dua Eder. Sonra ağaca yaslanır ve:           “Ey Rabbim, ben hep senin için namaz kılıyorum, sana dua ediyorum; ama kader sırrını bir türlü anlayamıyorum. O kadar ilim öğrenmeme rağmen kaderi idrak edemiyorum!” diye düşünmeye başlar.           Yarı uyanık bir hâlde kendini karıncaların okulunda bulur. Karıncaların köyünü su basmıştır. Bir kısmı boğulup gitmiş, sadece yüksek kayaların üzerlerine sığınabilenler hayatta kalmıştır. Sağ kalanların içinden toplanan karınca profesörler bu hiç beklemedikleri suyun kaynağını araştırmaktadırlar....

Hac ve Umre Yolcularına Önemli Tavsiyeler

Hac ve Umre Yolcularına Önemli Tavsiyeler Hac ve Umre, Mekke'yi ve Medine'yi ziyaret etmeye güç yetirebilecek durumdakilerin yapması gereken ibadetlerdir. Bilindiği üzere bizzat kendisinin yerine getirmesi gereken bir ibadeti yapmakla yükümlü olan kişi önce onun nasıl yapılacağını öğrenmek zorundadır. Örneğin kurban kesmekle mükellef olan birinin kurbanı bizzat kendisinin kesmesi zorunlu olmadığından kurban kesme işinin nasıl yapılacağını öğrenmesi de zorunlu değildir. Bilen birine yaptırabilir. Ama namazı bizzat kendisi kılmak, dolayısıyla nasıl kılınacağını da öğrenmek zorundadır. Hac ve umre ibadeti de mali ve bedeni yönden güç yetirenlerin bizzat kendilerinin yerine getirmeleri gereken bir ibadettir. Mali imkânlara sahip oldukları halde bedenen buna güç yetiremeyenler hac için başkalarını yerlerine vekil tayin edebilirler. Ama bedeni mazeretleri olmayanların bu ibadeti bizzat kendilerinin yerine getirmeleri gerekir. Bu durumda hac ve umre ibadetini bizzat yerine geti...