Lâ Havle Velâ Kuvvet
Lâ
Havle Velâ Kuvvet
Güç
ve kuvvet ancak Allah Teâlâ'ya mahsustur.
"Allah
Teâlâ'ya âsi olmak ve günah işlemekten dönüş, ancak Allah Teâlâ'nın verdiği
ismet (günahlardan uzak olma hâli) ile, O'na itâate kuvvet ve iktidar da, ancak
O'nun yardımı ile hâsıl olur." demektir.
Asıl
söyleniş şekli:
Lâ
Havle Velâ Kuvvete İllâ Billâh'tır (Buharî, Ezan, 7; Müslim, Salât, 12).
Kur'ân-ı
Kerim'de ise: "Lâ Kuvvete İllâ Billâh" şeklinde geçmektedir
(el-Kehf,18/39).
Lafız
itibariyle kısa fakat anlam itibariyle çok kapsamlı olan bir zikir ve duâ
cümlesi olup Peygamberimizin ifadesiyle:
"Cennet'in
hazinelerinden bir hazinedir" (Tirmizî, Daavât, 57, 119).
Bu
kısa ve özlü cümle, müezzin ezan okurken, namazlardan sonra, bir yolculuk
esnasında, yolculuk dönüşünde veya yapılan herhangi bir hayırlı iş ve amelden
sonra veyahut da herhangi bir zaman ve mekâna bağlı olmaksızın uygun olan her
yer ve zamanda bizzat Peygamber Efendimiz tarafından okunmuş ve Ashâba da
tavsiye edilmiştir.
Ömer
b. Hattâb Radiyallahü Anh, bu cümle ile ilgili olarak şöyle demiştir.
Rasûlullah
Sallallahü Aleyhi Vesellem:
“Müezzin,
‘Allahu Ekber, Allahu Ekber’ dediği vakit sizden biriniz Allahu Ekber, Allahu
Ekber" der; sonra müezzin ‘Eşhedü en lâ ilâhe illallah’ dediği vakit o da ‘Eşhedü
en lâ ilahe illâllah’ derse, sonra müezzin ‘Eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah’
dediği vakit, o da ‘Eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah’ der. Müezzin ‘Hayye alessalâh’
dediği vakit o da ‘Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh’ der. Sonra müezzin ‘Hayye
alelfelâh’ dediği vakit o da ‘Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh’ derse, sonra, ‘Allahu
Ekber, Allahu Ekber’ dediğinde o da ‘Allahu Ekber, Allahu Ekber’ derse, sonra müezzin
‘Lâ ilâhe illallah’dediği vakit, o da bütün kalbiyle La ilâhe illallah’ derse,
Cennete girer buyurdular." (Müslim, Salât, 12).
Ashabdan
Abdullah İbn Zübeyr de, her namazın sonunda, selâm verdiği vakit, şöyle derdi:
"Allah'dan
başka hiç bir ilâh yoktur. Yalnız O vardır. Şeriki yoktur; mülk O'nundur, hamd
da O'na mahsustur. Hem O, her şeye kâdirdir. Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur.
“Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh”. Allah Teâlâ'dan başka hiç bir ilâh yoktur.
Biz de ancak O'na ibâdet ederiz. Nimet O'nun, fazilet O'nun, güzel senâ (övgü)
da O'nundur. Kâfirler patlasa da, dinde samimi olarak Allah'tan başka ilâh
yoktur deriz."
İbn
Zübeyr Radiyallahü Anh: "Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem, her
namazın sonunda bunlarla tehlil yapardı." demiştir. (Müslim, Mesacid,
139).
Ebu
Mûsâ Radiyallahü Anh da konu ile ilgili olarak şöyle demiştir:
"Bir
sefer esnasında Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem'le beraberdik. Biz,
yüksek yerlere geldiğimizde tekbir getiriyorduk. Rasûlullah Sallallahü Aleyhi
Vesellem, bunun üzerine şöyle buyurdular:
"Ey
insanlar! Sesinizi fazla yükseltmeyin. Siz, sağır veya gâib olan birine
seslenmiyorsunuz. Sonra benim yanıma geldi. Ben ise, kendi kendime ‘Lâ havle
velâ kuvvete illâ billâh’ diyordum. Bunun üzerine: Ey Abdullah b. Kays ‘Lâ
havle velâ kuvvete illâ billâh’ demeye devam et. Çünkü o, cennet hazinelerinden
bir hazinedir." Buyurdular. (Buhârî, Daavât, 50, 67).
Yine
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem, Kur'ân'dan fazla bir şey bilmediğini ve
kendisine, okuyabileceği bir duâ söylemesini isteyen birisine
"Sübhânallâhi, velhamdü lillâhi, velâ ilâhe illallâhu vallâhü ekber, velâ
havle velâ kuvvete illâ billâh." duâsını okumasını söylemiştir (Nesâî,
İftitah, 32).
Enes
b. Mâlik tarafından rivâyet edilen bir hadiste Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
"Evinden çıkarken, şu duâyı okuyan kişiye bu duâ kâfidir. O adam muhafaza
altına alınır. Şeytan da o adamdan uzaklaşıp bir kenara çekilir. O duâ:
Bismillâhi tevekeltü alallâhi lâ havle velâ kuvvete illâ billâh'tır"
(Tirmizi, Daavât, 34).
‘Lâ
havle velâ kuvvete illâ billâh’ duâsının okunduğu bir başka yer de
Hacerül-Esved'in karşısıdır. (İbn Mâce, Hacc, 32). (Ayrıca bk. İstircâ').
Sorularla
İslâmiyet: Ahmet GÜÇ
Yorumlar
Yorum Gönder