Kayıtlar

yetenek etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yetenek Yok, Gözü Yükseklerde…

Resim
Garcia'ya Mektup Ellberd HUBBART Bu hafta sizinle bir mektup paylaşacağım. Çok uzun süredir aklımdaydı bunu yazmak. Bu hafta sıra geldi. ‘Garcia’ya Mektup’ Harp Okullarında öğrencilere öğretilen ve paylaşılan bilgilerden en önemlilerinden birdir bana göre. Çok uzun olmasın diye konu ile ilgili haftaya da başka bilgileri paylaşacağım. 1904 Rus-Japon harbinden önceydi. Amerikan gazetelerinin birinde ‘Garcia’ya Götürülecek Mektup’ başlıklı bir yazı çıktı. Yazan tanınmamış bir muhabirdi. Fakat bu kısa yazının anlattığı gerçekler, yüzlerce kitapla anlatılanlardan daha derin, daha özlü idi. Yazı tesadüfen Çarlık Rusya’nın Demiryolları Nazırı’nın eline geçti. Nazır, bütün memurlarının bu yazının kopyasını yanlarında taşımasını sağladı. O sırada Rus-Japon savaşı başladı. Japonlar esir ettikleri Rus Demiryolları mensuplarının hepsini üzerinde bu yazıyı görerek meraka düştüler. Japon Maarif Nezareti bu yazıyı inceledikten sonra birer nüshasının bütün Japon yurttaşlarının oku

Allah’ım!

Resim
Allah’ım! Bana öyle bir gönül ver ki: Bir kuruluşun tepe noktasında yetkili olsam bile, bunu asla başka şekilde kullanmamalıyım. Günlük yaşamda "ben" yerine, daha çok "sen" sözcüğünü kullanabileyim... Bana öyle bir sevgi ver ki: Sonsuz bir hazine gibi bitmesin, çoğalsın daha da sevdikçe, doldursun sarsın çevremi. Hatta düşmanlarımı da sevebileyim...            Bana öyle bir güç ver ki: Herkesten daha çok çalışabileyim, tutsak düşmeyeyim doğanın koşullarına, eşim ve çocuklarımı da mutlu et ki, mutluluğu başkalarına da götürebileyim... Bana öyle bir sağlık ver ki: Düşünebileyim, konuşabileyim. Bana öyle bir erdem ver ki: İbadet edebileyim, iyilik etmeyi ve sevinçten buğulanmış gözlerle, teşekkür edenlere; bir şey yapmadım, anımsamıyorum diyebileyim. Bana öyle bir yetenek ver ki: İyi eş, baba, anne, iyi komşu, iyi arkadaş, iyi vatandaş olabileyim. Bana öyle bir umut ver ki: Bugüne kadar yapmış olduğum hatalar için kara

Yetenek Havuzu

Yetenek Havuzu Muhterem Dostlar; iyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş kaliteli insanlar olmadan insanın ve toplumun mutluğundan vatanın ve milletin kalkınmasından, bekâsından söz edilemez. Ne aileler, ne toplumlar, ne insanlık refah ve huzur bulamaz. Kötü karakterli ve cahil insanlar zehirli gıdaya benzer. Tüm toplumu zehirleyip öldürebilir. Cahil ve ahlâksız insanlardan tüm insanlık zarar görür. Çünkü insanlık bir ailedir. İnsanlık ailesinin her ferdi cehaletten ve tüm kötülüklerden korunmalıdır. Bugün dünyamızın birçok bölgesinde özellikle Müslüman coğrafyasında kan, gözyaşı terör ve yoksulluk var. Dünyayı yöneten sömürücü emperyalist güçlerin gizli ve kalleşçe kurdukları terör örgütleri sürekli katliam yapıyor. Öldürdükçe öldürüyor, kana doymuyorlar. O zamsan bütün gayret ve çabalar iyi insan yetiştirmeye yönelik olmalıdır. Bütün insanlığın mutluluğu iyi bir eğitimden geçmiş, kaliteli, ahlâklı, iyi insanlara bağlıdır.  Dünya devletler tarihine bakacak olursak; iyi yetişmiş,

Akıllı Padişah ile Hünerli Adam

Akıllı Padişah ile Hünerli Adam Bir ülkede eğitime, adalete, çalışmaya, sorumluluk bilincine, yeni buluşlara, kabiliyet ve yeteneğe önem veren bir padişah varmış. O ülke başkentinde her yıl panayırlar düzenlenir; güzel ürün ve hayvan yetiştiren çiftçilere; bilim, kültür ve sanat alanında başarı gösteren şairlere, yazarlara, sanatçılara ve yeni buluş yapanlara; bilgi, yetenek ve spor yarışmalarında kazananlara; üstün gayret gösteren herkese devlet heyeti ve padişah tarafından büyük ödüller verilirmiş. Bir gün devlet heyetine tuhaf bir adam gelmiş. Çok büyük bir yeteneği olduğunu anlatmış. Adam bir tahtaya yan yana dizilip, sabitlenen yedi tane kuş yumurtasını; elli metre uzaktan gözleri kapalı olduğu halde küçücük taşlarla birer birer kıracağını söylemiş. Devlet heyeti bu adamı denemeye karar vermiş. Gerçekten de adam gözleri bağlı olduğu halde elli metre uzaktan birer küçük taş atarak yedi tane kuş yumurtasını, birbirine zarar vermeden sırayla kırıyormuş. - Heyet bu olağanüstü y