Kayıtlar

Vasiyeti etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yavuz Sultan Selim Han Rahmetullahi Aleyh’in Vasiyeti

                               Yavuz Sultan Selim Han Rahmetullahi Aleyh’in Vasiyeti   Yavuz Sultan Selim Han Rahmetullahi Aleyh, vefat etmeden önceki gece (m. 1520), paşalarını çağırdı ve onlara şöyle hitap etti: “Bu dünya yurdunda daha fazla kalamayacağımı anlıyorum, can emanetini sahibine teslim etme vakti çok yaklaştı. Sizler şimdi hangi vazifede iseniz, Cenâb-ı Hakk’ın rızâsına uygun hareket ederek ve doğru yoldan ayrılmaksızın, vazifenizde devam ediniz.” “Âhiret seferine çıkmış olan benden, oğlum Süleyman Han’a şöyle bildirin!”: “Cihâd ve gazâ vazifesini gayretle yerine getirmek, hem dinimizin emri hem de dedelerimizden beri son derecede riâyet edilen bir husûstur. O da ihmal ve tembellik edip aslâ bunu terk etmesin. Bu zayıf kul, hayatı boyunca müşriklerle ve mezhepsizlerle cihâda gayret eyledi. Ümidim odur ki evlâdımız da cihada gayret gösterir. Benim neslimden gelenlerden her kim bu yoldan ayrılıp cihâdı ihmal ederse o, zâlimlerdendir. Kıyamet gününde Cenâb-ı Hakk’ın

Abdülkâdir-i Geylânî Kuddise Sirrûh Hazretlerinin Oğlu Abdurrezzâk’a Vasiyeti

Abdülkâdir-i Geylânî Kuddise Sirrûh Hazretlerinin Oğlu Abdurrezzâk’a Vasiyeti Ey oğlum! Allah’ü Teâlâ bize ve sana ve bütün Müslümanlara tevfîk (muvaffakiyet) ihsân eylesin! Sana Allahtan korkmanı ve O’na tâat üzere olmanı, dînimizin emir ve yasaklarına riayet etmeni ve hududunu gözetmeni vasiyet ederim. Ey oğlum! Allah’ü Teâlâ bize, sana ve Müslümanlara tevfîk versin! Bizim bu tarikatımız, Kitâb ve Sünnet üzere bina edilmiştir. Kalbin selâmeti, el açıklığı, cömertlik, cefâ ve ezaya katlanmak ve din kardeşlerinin kusurlarını affetmek üzere kurulmuştur. Ey oğlum! Sana vasiyet ederim! Dervişlerle beraber ol. Meşâyıha hürmeti gözet! Din kardeşlerinle iyi geçin! Küçük ve büyüklere nasihat üzere ol. Dinden başka şey için kimseye düşmanlık etme! Ey oğlum! Allah’ü Teâlâ bize ve sana tevfîk versin! Fakrın hakikati, senin gibi olana muhtaç olmaman, zenginliğin hakikati ise, senin gibi olandan bir şey istememendir. Tasavvuf hâldir, söz değildir, söz ile de ele geçme

İmamı Azam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh’in Vasiyeti

İmamı Azam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh’in Vasiyeti Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla İman; lisan ile ikrar, kalb ile tasdiktir. Sadece ikrar iman olmaz. Çünkü sadece ikrar iman olsaydı, bütün münafıkların mü'min olmaları gerekirdi. Keza sadece tasdik de iman olmaz. Eğer sadece tasdik iman olsaydı, bütün kitap ehlinin mü’min olması gerekirdi. Hâlbuki Allah; "Allah şahitlik eder ki, münafıklar yalancıdırlar. "(el- Munafikun,1) ve "Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler Peygamberi oğullarını tanır gibi tanırlar. "(el-Bakara,146.) buyurmaktadır. İman artmaz ve eksilmez. Çünkü imanın artması ancak küfrün azalmasıyla; eksilmesi de küfrün artmasıyla tasavvur olunabilir. Bir sahsın aynı durumda mü’min ve kâfir olması nasıl mümkün olur? Mü’min gerçekten iman eden, kâfir de gerçekten inkâr eden kimsedir. İmanda şüphe olmaz. Zira Yüce Allah "Onlar gerçekten mü'minlerdir. "(el-Enfal,4.) ve "Onlar gerçekten kâfirlerdir. "(en-Nisa,151.