Kayıtlar

Ya Rabbi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ya Rabbi! Ümmetimi İsterim! Ümmetimi İsterim!

Kab-ül-Ahbar Radiyallahü Anh hazretleri, Hz. Ömer Radiyallahü Anh’a dedi ki: “- Ey Emir-ül-müminin! Korkan bir kimsenin amelini yap. Kıyamet günü yetmiş peygamberin yaptığı amel ile gelsen, orada gördüklerinden dolayı amelini yine az görürdün.” Bunları işiten Hz. Ömer Radiyallahü Anh, düşüp bayıldı. Ayıldığı zaman, “- Bize nasihat et!” dedi. Kab-ül-Ahbar Radiyallahü Anh hazretleri dedi ki: “- Ey Emir-ül-müminin! Şayet Cehennemden doğuda çok ufak bir yer açılsa idi, batıdaki adamın beyni kaynar, sıcaktan erirdi.” Bunu işiten Hz. Ömer Radiyallahü Anh çok ağlayarak; “- Devam et ey Kab!” dedi. “- Ey müminlerin emiri! Kıyamet günü Cehennem öyle bir solur, şiddetlenir ki, mukarreb melekler, peygamberler ve bütün herkes diz üstü çökerler. Bütün Peygamberler; “- Ya Rabbi! Bugün ben nefsimi isterim” diyecekler; sadece Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimiz: “- Ya Rabbi! Ümmetimi isterim, ümmetimi isterim, başka bir şey istemem!” diyecektir.

Ya Rabbi!

  Ya Rabbi!   Adem Aleyhisselâm'ın tevbesini kabul ettiğin gibi; Bizim de tevbelerimizi kabul et.! YA RABBİ! Yusuf Aleyhisselâm'ı kuyudan çıkardığın gibi: Bizi de nefislerimizin karanlık kuyularından çıkar! YA RABBİ! Musa a.s'ın kavmini Firavun'un şerrinden kurtardığın gibi; Bizi de kötülerin şerrinden emin kıl! YA RABBİ! Yunus Aleyhisselâm'ı balığın karnından kurtardığın gibi; Bizi de yutan nefis balığının karnından kurtar! YA RABBİ! Eyüp Aleyhisselâm'ın dertlerine şifa verdiğin gibi; Bizim de dertlerimize şifa ver! YA RABBİ! Yakup Aleyhisselâm'ın ağlamaktan kör olan gözlerini açtığın gibi; Bizim de kör olan kalp gözlerimizi aç! YA RABBİ! İbrahim Aleyhisselâm'ı Nemrut'un ateşinden kurtardığın gibi; Bizi de cehennem ateşinden kurtar! Bi rahmetike yâ Erhamerrâhimîn. Bi rahmetike yâ Erhamerrâhimîn. Bi rahmetike yâ Erhamerrâhimîn. Allahümme Âmîn! Allahümme Âmîn! Allahümme Âmîn! Velhamdü lillâhi rabbil âlem...

Hz. Yunus Emre Kuddise Sirrûh'tan Güzelllkler

Gezdim dolaştım dünyayı, giymedim başıma taç! Ne zengini tok gürdüm, nede fakiri aç! Ya rabbi öyle bir feyzi kanaat ver ki; Namerde değil merde de etme muhtaç... Hz. Mevlana Rahmetullâhi Aleyh

Aklını Başına Al!

Resim
Aklını Başına Al! Pişman olacağın, dizlerini döveceğin o gün gelmeden aklını başına al... Anne karnındaki bebeğin ağzı vardır, gözü vardır, kulağı vardır, eli vardır, ayağı vardır. Bütün azaları tam tekmil verilmiştir. Hâlbuki bunların hiçbirine ana rahminde lüzum yoktur. Orada çocuk, gıdasını göbeğinden annesine bağlı bir hortumla almaktadır. Simdi bu çocuk: - Ya Rabbi, şu hortum bana yetmektedir. Peki, şu ağza, su göze, şu kulağa, şu ele, şu ayağa ne lüzum var. Bunların tamamı hiç bir işe yaramamaktadır? Dese... Herhalde şöyle bir cevap alacaktır: - Acele etme ey kul! Sen kısa bir müddet sonra öyle bir âleme gideceksin ki burada 'her şeyim' dediğin hortum, orada hiçbir şeye yaramayacak, kesilip atılacak. Lüzumsuz sandığın ağız, göz, kulak gibi şeylerde en lüzumlu azaların durumuna gelecek. O çocuk bu gerçeklere akıl sır erdiremese ve bir inkârcı olarak dünyaya gelse, hakikaten ana rahminde her şeyi demek olan hortumun işe yaramadığını, onu doğurtan doktor...

Anne Karnındaki Bebeğin Rabbiyle Diyaloğu

Resim
Anne Karnındaki Bebeğin Rabbiyle Diyaloğu Anne karnındaki bir çocuğun ağzı vardır, gözü vardır, kulağı vardır, eli vardır, ayağı vardır. Bütün aza ve cihazatı tam tekmil verilmiştir. Hâlbuki bunların hiçbirine orada lüzum yoktur. Orada çocuk, gıdasını, göbeğinden annesine bağlı bir hortumla almaktadır. Şimdi bu çocuk: - Ya Rabbi! Dese, şu hortum bana yetmektedir. Pekiyi şu ağza, şu göze, şu kulağa, şu ele, şu ayağa ne lüzum vardı. Hiçbir işe yaramamaktadırlar? Herhalde Allah’tan Celle Celâlûhü alacağı cevap şöyle olsa gerek: - Acele etme kulum, aklının almadığı şeye de burnunu sokma. Sen kısa bir müddet sonra öyle bir âleme gideceksin ki burada 'her şeyim' dediğin hortum, orada hiçbir şeye yaramayacak, kesilip atılacak. Lüzumsuz sandığın ağız, göz, kulak gibi şeylerde en lüzumlu cihaz durumuna geçecek. O çocuk bu gerçeklere inanmasa ve bir inkârcı olarak dünyaya gelse hakikaten hortumun işe yaramadığını, ebenin onu kesip kaldırıp attığını; lüzumsuz sandığı ağız, ...