Kayıtlar

Zeki etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Harvard Psikologlarına Göre: “İyi Ve Zeki” Çocuklar Yetiştiren Ebeveynler Bu 5 İşi Yapıyor

  Harvard Psikologlarına Göre: “İyi Ve Zeki” Çocuklar Yetiştiren Ebeveynler Bu 5 İşi Yapıyor   1-       Çocuklarınızla kaliteli zaman geçirin. Çocuklarınız bir Xbox veya iPhone'u çok sevebilir. Fakat birebir bağlar oluşturmayı daha çok isterler. Onlarla birlikte, onların sevdiği şeyleri yapın. Çocuklar bunu iyi bir deneyim olarak hatırlayacaklardır. 2-       Çocuklarınıza diğerlerini önemsemeyi öğretin, yüksek etik (ahlâki) değerler verin. Bu, çocuğunuzun doğru şekilde sosyalleşmesini sağlar. Dahası, ona karşı verdiğiniz taahhütleri yerine getirmeye de hazır olmalısınız. Aksi takdirde sizden "sözünü tutmamayı" ve "yalan söylemeyi" öğrenir. Sorumlulukları ve yükümlülükleri çocuğunuza her zaman hatırlatmanız gereken şeylerdir. Erken yaşlarda bile sorumlu ve yükümlü olmalıdırlar: Ev işleri, okul sorumlulukları, görgü kuralları, arkadaşlara karşı yükümlülükler ve başkalarına verilen vaatler gibi… 3-       Çocuklarınıza başkalarını takdir etmeyi ve yapıla

Zeki Köpek

Zeki Köpek Adam karısının evlenirken yanında getirdiği köpeğine bir türlü ısınamamış. Evin her yeri tüy olduğu için köpekten kurtulmanın yollarını aramaya başlamış.  Artık canına tak ettiği bir gün köpeği alıp 5 sokak ileriye bırakmış. Akşam işten eve gelmiş bir bakmış ki köpek evde. Yarın için tekrar plan yapmış ve bu sefer 20 sokak öteye bırakmış. Akşam eve geldiğinde yine aynı manzara, köpek başköşede oturuyor. Ertesi gün köpekten kurtulmaya kararlı imiş. Sabah köpeği arabaya attığı gibi sokaklar, ilçeler geçmiş şehrin en ücra köşelerine gidip köpeği bırakmış.  Akşam olunca evin telefonu çalmış kadının karşısında kocası. -“Alo hayatım köpek evde mi?”  Kadın; - “Evet hayatım!” -“Telefonu ona verir misin, evin yolunu bulamıyorum da…”

Mağarada Hapis Kalan Üç Genç

Mağarada Hapis Kalan Üç Genç Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Sizden evvel geçenlerden üç kişi yola çıktılar. Geceyi geçirmek için bir mağaraya girdiler. Derken dağdan bir taş düştü ve mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine şöyle dediler: “İyi amellerimizle duâ etmekten başka bizi buradan kimse kurtaramaz” İçlerinden birisi, “Allah'ım, benim çok ihtiyâr bir annem ve babam vardı. Onlardan evvel ne çocuklarıma, ne de hayvanlarıma bir şey içirmezdim. Bir gün eve geç geldim ve onları uyumuş buldum. Onları uyandırmaya ve onlardan evvel ailece akşam sütü içmeyi hoş görmedim. Çanak elimde olduğu hâlde, onların uyanmalarını bekledim. Nihâyet sabah oldu. Çocuklar, ayaklarımın altında açlıktan ağlıyorlardı. Derken annem, babam uyandılar ve akşam sütlerini içtiler. Allahlıma! Eğer bu işi senin rızân için yapmışsam, bu taştan çektiğimiz belâyı bizden uzaklaştır” dedi. Taş bir parça açıldı. Lâkin çıkılacak gibi değildi. İkincisi şöyle dedi: “İlâhi! Amcamın bir kız

Adalet

Adalet İstanbul'un fethinden sonra Hazreti Fatih bütün mahkûmları serbest bırakmıştı. Fakat bu mahkûmların içinden iki papaz zindandan çıkmak istemediklerini söyleyerek dışarı çıkmadılar. Papazlar Bizans imparatorunun halka yaptığı zülüm ve işkence karşısında ona adalet tavsiye ettikleri için hapse atılmışlardı. Onlar da bir daha hapisten çıkmamaya yemin etmişlerdi. Durum Hazreti Fatih'e bildirildi. O, asker göndererek, papazları huzuruna davet etti. Papazlar hapisten niçin çıkmak istemediklerini Hazreti Fatih'e de anlattılar. Fatih o dünyaya kahreden iki papaza şöyle hitap etti - Sizlere şöyle bir teklifim var Sizler İslam adaletinin tatbik edildiği memleketimi geziniz, Müslüman hâkimlerin ve Müslüman halkımın davalarını dinleyiniz. Bizde de sizdeki gibi adaletsizlik ve zulüm görürseniz, hemen gelip bana bildiriniz ve sizler de evvelki kararınız gereğince uzlete çekilerek hâlâ küsmekte haklı olduğunu ispat ediniz. Hazreti Fatih'in bu teklifi papazlar için çok

Yolda Kalana, Darda Kalana Kimse İyilik Etmez!

Resim
Yolda Kalana, Darda Kalana Kimse İyilik Etmez! Bir adam atıyla bir yolculuğa çıkmış. Epey yol aldıktan sonra bir çölde yorgun argın adım atamayacak halde derviş kılıklı birine rastlamış. Selâm vermiş. Adamın konuşması onu çok etkilemiş. İyi kalpli yolcu, derviş kılıklı adama; “Kardeş ben hep at sırtındayım. Atıma biraz da sen bin! İleride de ben binerim. Hem yârenlik ederiz hem yorulmadan gideriz!” demiş. Derviş kılıklı adam ata biner binmez; atı mahmuzlayarak dörtnala oradan uzaklaşmış. Atın sahibi, adamın arkasından; haykırmaya başlamış… “Ne olur, bir dakika dur! Senden bir şey isteyeceğim! Dinle de nereye gidersen git!” Derviş kılıklı hırsız adam, merak edip durmuş; “İsteyeceğin ne olabilir ki… Ne kadar yalvarsan da atını geri vermeyeceğim! “Hayır, atımı istemiyorum. İstesem de vermeyeceğini biliyorum. Sen içimdeki iyi adamı öldürdün! Sakın bu olayı kimseye anlatma! Onu demek istiyorum!” “Anlatsam ne olacak ki?” demiş derviş kılıklı adam hayâsızca…

Dünyanın En Kısa Anayasası

Dünyanın En Kısa Anayasası Bir zamanlar üç bilge bir araya gelip dünyanın en kısa anayasasını yazmaya koyuldular. İnsanın hareketlerine ve davranışlarına hükmeden kanunu gösterebilen kişi, dünyanın en bilge kişisi seçilecekti “Allah suçluları cezalandırır.” diye teklif etti bilgelerden birisi. Tek cümleydi; kısa ve özdü. Fakat diğerleri bunun bir kanun değil bir tehdit olduğunu söyleyerek itiraz ettiler. Birinci bilgenin bu teklifi kabul edilmedi. “Allah sevgidir.” Dedi ikinci bilge. Ama bu teklif de kabul görmedi, çünkü insanın görevlerini tam anlamıyla açıklamıyordu. Sonra üçüncü bilge tane tane şu teklifte bulundu:             “Kendinize yapılmasını istemediğiniz şeyi, başkalarına yapmayın.” Ve ilave etti: “Kanun budur; gerisi sadece yoruma kalmıştır.” Diğer bilgeler de bu teklifi kabul ettiler. O bilge de zamanın en bilge kişisi seçildi.