Kayıtlar

yeşil etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yeşil Âlem İle Gelir Muhammed

Yeşil Âlem İle Gelir Muhammed   Uyurken seyrimde kalktım ağlayu, Hakkın divanına elim bağlayu, Rasûle varsam ağlayu ağlayu…   Yeşil âlem ile gelir Muhammed, Allahümme sallî alâ Muhammed!   Sancağın aldı da arşa yürüdü, Muhammed'in nuru arşı bürüdü, Yüreğimde yağ kalmadı eridi…   Yeşil âlem ile gelir Muhammed, Allahümme sallî alâ Muhammed!   Hurmadan nâlini var ayağında, Taze güller açmış al yanağında, Rasûlü Allah’ım göster düşümde   Yeşil âlem ile gelir Muhammed, Allahümme sallî alâ Muhammed!   Yeşildir sancağı nurdan âlemi, Delilsiz varılmaz yollar harami, Delilim Kur’ân’dır Hakk’ın kelâmı…   Yeşil âlem ile gelir Muhammed, Allahümme sallî alâ Muhammed!   Yunus Emre der ki dünya yalandır, Güvenme malına malın talandır, Seherde âşıka uyku haramdır…   Yeşil âlem ile gelir Muhammed, Allahümme sallî alâ Muhammed!   Yunus Emre Kuddise Sirrûh

Bir Yer Düşünüyorum

Resim
Bir Yer Düşünüyorum Bir yer düşünüyorum, yemyeşil, Bilemem neresinde yurdun. Bir ev günlük güneşlik, Çiçekler içinde memnun... Bahçe kapısına varmadan daha, Baygın kokusu ıhlamurun. Gölgesinde bir sıra, der gibi: – Oturun! Haydi, çocuklar, haydi, Salıncakları kurun! Başka dallarsa, eğilmiş: – Yemişlerimizden buyurun! Rüzgâr esmez, konuşur: – Uçurtmalar uçun, çamaşırlar kuruyun. Mesut olun, yaşayın, Ana baba evlât torun… Ziya Osman SABA

Devletimizin Bekası Çocuklarımızın Eğitimi Ve Geleceği

Devletimizin Bekası Çocuklarımızın Eğitimi Ve Geleceği Hükümdar Bekir Han ve bilge veziri Osman Alp birkaç adamı ile birlikte ormanın derinliklerinde ava gitmişti. Hükümdar yanına on yaşlarındaki şehzade Onurbey’i de almıştı. Ormanda ilerledikçe ilerlediler. Nihayet yeşil bir vadide dinlenmeye karar verdiler. Bir de baktılar derenin yamacında otuz kırk hanelik güzel bir köy var. Zaten akşam olmuş hava kararmaya başlamıştı. Hükümdar ve vezir bir evin kapısını çaldılar. Kapıyı kırk yaşlarında bir erkek açarak; -“Buyurun, ben Gökçayır Köyü’nden Oduncu Ali!” diyerek misafirleri kabul etti. Hükümdar kendisini tanıtarak; -“Bizleri misafir kabul edebilir misiniz? Dedi. Oduncu Ali; -“Bizim için şeref olur efendim! Buyurunuz! Buyurunuz!” dedi. Büyük odadaki divana oturdular. Hükümdar, oğlu Onurbey, vezir ile beş koruması toplam sekiz kişiydiler. Ev sahibi sevinçten uçuyor, ne hizmet yapacağını şaşırıyordu. Önce herkese yayık ayranı ikram etti. Ayranın lezzeti o kadar güzeld