Gıybet (Dedikodu) Yapmaktan Kurtulmanın 18 Yolu
Gıybet (Dedikodu) Yapmaktan Kurtulmanın 18 Yolu
Gıybet,
bir kimsenin arkasından hoşuna gitmeyecek şeyleri söylemek, başka bir deyimle,
kendimize söylendiği zaman hoşlanmayacağımız bir şeyi, din kardeşimiz hakkında
arkasından konuşmamız anlamına gelir. Halk arasında dedikodu, gıybet ile aynı
anlamda kullanılır.
“Ey
iman edenler! Zannın çoğundan sakının! Şüphesiz zannın bazısı günahtır;
(birbirinizin kusurunu inceden inceye) araştırmayın; bazınız bazınızı gıybet
etmesin! Sizden bir kimse, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte
bundan tiksindiniz! O halde Allah’tan sakının! Şüphe yok ki Allah, Tevvab
(tevbeleri çok kabul eden)dir. Rahim (çok merhamet eden)dir.” Kur’an-ı Kerim,
Hucurat, 12
Hiç
biriniz, kardeşinin ölü olarak etini yemesini sever mi? sözüyle tasvir edilen
gıybetten kurtulmanın 18 yoluna birlikte bakalım:
1- Az ve Lüzumlu Konuşmak
Çok
konuşmayı adet edinen kimseler, bir çok sevabı kaçırmaktan başka, dinine zarar
veren şeyleri konuşmaktan da kendilerini alıkoyamazlar. Az konuşmak/luzumlu
konuşmak ve susmak insanı bir çok hatalardan ve gıybetter geri tutar.
Bu
konuyu şu hadis-i şerifler izah etmektedir:
Hz.
Muaz b. Cebel Radiyallahü Anh diyor ki:
Ben:
“Resûlullah’a konuştuğumuz her şey amel defterine yazılacak mı?” dedim.
Resûlullah:
“Şunu iyi bil ki, insanları burunları üzere Cehheneme düşüren şey, onların
dillerinin söylediği kötü sözlerdir. Sen sustuğu sürece kurtulursun. Konuştuğun
zaman ya senin için ecir yazılır ya da günah yazılır!” buyurdu.
Taberânî
Bir
kimse düşünmeden bir kelime konuşur, o yüzden doğu ile batı arasından daha
derin bir cehennem çukuruna düşer! Burahî, Muslim
Susan
kurtulur! Tirmizi
Allah
kimi iki çenesinin ve iki bacağının arasındaki azalarının şerrinden korunursa,
o, cennete girer! Tirmizi
Sonuç
olarak gıybeti terk etmek istiyorsak az ve düşünerek konuşma alışkanlığını
geliştirmeli, bunun için de çalışmalar yapalıdır. Yoksa ağzına her geleni
konuşan biri gıybete nasıl gittiğini bilmediği gibi, gıybet tiryakisi olması da
kaçınılmazdır.
2- Zamanı Hayırlı İşlerde Sarf Etmek
Bizi
gıybete sürükleyen sebeplerden biri de vakti hayır yolda harcamamaktır. İmam-ı
Gazalî (r.h.) “Bir an dahi zikirden boş kalanı, yumurtanın beyazının sarısını
kaplaması gibi şeytan kaplar ve o zaman şeytan ne olsa yaptırır.”
buyurmaktadır. Evet, Allah’ı (c.c) hatırlamaktan yüz çevirenlere şeytan verdiği
vesveselerle isyan etmelerine sebep olur ve yaptıracak çok (kötü) şeyler bulur.
Bunlardan biri de yine gıybettir.
3- Arkadaş Seçimine Dikkat Etmek
Arkadaşlık
kurduğumuz kimselerin bizlerin üzerinde olumlu olumsuz tesirleri olacağı
şüphesizdir.
Nitekim
bu hususta peygamberimiz (s.a.v) şöyşe buyurdu:
“Kişi
arkadaşının dini üzeredir. Öyleyse her biriniz kiminle arkadaşlık ettiğine
dikkat etsin” buyurdu. Ebu Davud: 4833
Kişiyi
arkadaşından tanıyın. Beyhakî
İnsan
uyuşabileceği insanla arkadaşlık kurar. Onun içindir ki, iyi kimselerle
arkadaşlık iyi olmanın, kötü kimselerle arkadaşlık kurmak kötü olmanın
alametidir. “Kötü arkadaştan zarar gelmez beni değiştiremez” demeyin bakın
peygamber efendimiz (s.a.v) ne buyuruyor:
Kötü
arkadaş, demricilerin körükleri gibidir. Şayet üflediği ateş kıvılcımları seni
yakmazsa, kokusu sana bulaşır. Mûslîm, Buharî
Çok
gıybet yapan biriyle arkadaşlık yapan birinin zamanla gıybete alışması kaçınılmaz
olduğu gibi, yaptığı gıybetlerin ne kadar çirkin bir şey olduğu da o kişiye
gözükmez. Gıybet yapanla arkadaşlığa devam ettiği müddetçe de, nefsin çok
hoşuna giden gıybet o kimseye “normal bir şey”miş gibi görünmeye başlayacaktır.
Bu
maddeyi de Frank Sherkani’nin şu sözü ile bitirelim:
Başkalarının
dedikodusunu yapan bir gün senin de dedikodunu yapar.
4- İki Kişinin Sohbetinde Üçüncü Bir Kişiden Söz Etmemek
Gıybete
götüren sebeplerden birisi de, hazırda olmayan bir şahıstan bahis açmaktır.
Hazırda olmayan bir şahıs hakkında konuşmamaya çalışılmalıdır. Belki her ne
kadar birilerini övmek ve iyilemek kastıyla konuşsa da, o kişinin kötü
taraflarını da konuşanlar olabilecektir.
Mecburi
durumlarda başkalarından bahsederken de ancak zaruret miktarında bahsedelim.
Mesela birinin yerini sorarken ciddiyetimizi takınım, kısa-öz kelimelerle
soralım; çünkü sorduğumuz kimse, kötü huylara sahipse konu yine gıybete
kayabilir.
5- Merhamet Duygularımızı Öne Çıkarmak
Gıybet
yapmadan önce merhamet duygularımızı öne çıkarıp, kişiye verebileceğimiz (tabii
kendimize de verebileceğimiz zarardan ötürü kendimize de acıyalım) eziyetleri
aklımıza getirelim ve gıybetin insanları acınacak hâllere düşürebildiğini çok
iyi bilelim.
6- Gıybeti Yapılanı Savunmak
Öncelikle
belirtmeliyiz ki, gıybet yapan haram işlemiş olduğu gibi, dinleyip tasdik eden
de haram işlemiş olmaktadır. Bir hadis-i şerifte peygamber efendimiz (s.a.v)
şöyle buyurmuştur:
Gıybet
eden ve dinleyen, günahta ortaktırlar! Taberânî
Dinlemeyenler ne yapmalıdır?
Bir
cemaat içinde bulunurken bir kimse hakkında gıybet edildiğini görürsen, o kimse
için yardımcı ol ve cemaati de ondan men et veya oradan kalk git. Ramuz
el-Hadis
Müslümanın
şahsiyetinin çiğnendiği bir yerde onu savunmayan kişiye, Allah’ın (cc)
yardımına muhtaç olduğu bir zamanda kesinlikle Allah (cc) yardım etmez.
Şahsiyetinin çiğnendiği, şerefinin rencide edildiği bir ortamda Müslüman kişiyi
savunana, Allah’ın yardımına muhtaç olduğu bir zamanda Allah (cc) da ona yardım
eder. Ebu Davud, İbni Ebi’d-Dünya
7- Kişiler Arasında Söz Getirip Götürenlere İtibar Etmemek
Büyük
günahlardan biri olan nemime, üzücü ve dargınlığa sebebiyet veren sözleri bir
insandan diğer insana taşımaktır. Bu işi yapana da “nemmam” denir.
Peygamber
efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurdu:
Laf
getiren götüren, cennete giremez! Buhari, Muslim
Laf
taşıyanların ve laf yayanların getirdiklerine itibar etmemeliyiz eğer böyle
yaparsak gıybetin yayılması ve bir çok kötülüğe engel olmuş oluruz.
Son söz:
Sana
söz taşıyan kimse, senin sözlerini de başkalarına götürür! Hasan-ı Basri
8- Maddi Rekabetlerden Uzak Durmak
Bugün
görülen odur ki, maddi rekabet yüzünden bırakın sıradan kimseleri, müttaki
bilinen kimseler bile gıybetin cazibesine sürükleniyor.
9- Kimsenin Makamına Göz Dikmemek
Makam
sevgisi (hubb-i câh) aşağı yukarı herkeste bulunan bir şeydir. Makam mevki
olmak için bir çok insan mücadeleye girişir. Tabii mücadele etmek bir çok
günahı beraberinde getirir. Şüphesiz bu günahların en başlıcalarından biri de
gıybettir.
10- Uzlete (yalnızlık) Çekilmek
İmam-ı
Gazalî, uzletin faydalarını sıralarken, bir faydasının da “gıybetten kurtulmak”
olduğunu söylemiştir.
Ancak
hasbelkader insanlarla iç içe yaşıyoruz. Gün içersinde onun malıdır, bunun giysisidir
bizi ilgilendirmeyen yüzlerce konuda konuşuyor, gıybet ediyoruz. İnsanlardan
kendimizi tamamen tecrit edemesek de günlük işlerimizden artan zamanda hayırlı
işlerle meşgul olmak ve yalnızlığı tercih etmek (evimizin bir köşesinde ilim
öğrenmek) faydalı olacaktır.
11- Konuşmalarımızda Niyetimiz Haram Konuşmak Olmamalı
Peygamber
efendimiz (s.a.v) yapılacak işlerde niyetin önemine “Ameller niyete göredir”
(Buharî) buyurarak dikkat çekmiştir. Buna göre bizlerin niyeti, büyün
işlerimizde Allah’ın (c.c) rızasını kazanmak olmalıdır. Mesela bir meclise
giriyoruz. Allah (c.c) rızası için gitmeliyiz. Konuşmaya daha başlamadan önce
konuşacaklarımızı düşündük baktık ki içinde haram olan gıybetin olmadığı gördük
ve Allah’ın (c.c.) için konuşmaya başladık. Niyetimiz buydu ama gıybete
sürüklendiğimizi fark ettik. Gıybet mi yapacağız? Hayır! Biz bu niyetle
konuşmaya başlamadık ki, o zaman hemen Allah (c.c) rızası için hatamızdan geri
döneceğiz. Çünkü biz Allah (c.c) rızasını kazanmak için o ortamdayız. Kaybetmek
için gelmedik.
12- Kusurları Araştırmamak
İnsanoğlu
hata ve kusur işlemeye meyilli yaratılmıştır. Ancak Rabbimiz, insanların gizli
hallerini, yanlış ve noksanlıklarını araştırmayı hoş karşılamamıştır. O halde
Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse başkalarının kusurlarını ve özel
hayatlarını araştırmamalı, kendi eksikliklerini görmeye ve gidermeye
çalışmalıdır.
Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem
“Müslümanların
eksikliklerini ve ayıplarını araştırmayın. Her kim ki Müslümanların eksikliklerini
ve ayıplarını araştırırsa yüce Allah da onun ayıbını izler ve evinin içinde de
olsa onu rezil ve rüsva eder” buyurarak bizleri uyarmaktadır. Tirmizi, Birr, 83
Bir
başka Hadis-i Şerif de şöyledir.
“Müslümanların
ayıplarını ve gizli hallerini araştırırsan onların huzurunu kaçırmış olursun.” Ebu
Davud, Edeb, 37
Gizli
işlenen kusurların araştırılıp ortaya dökülmesi, onların bilinmesine, açıkça
işlenmesine ve yaygınlaşmasına yol açar. Bu durumda hata ve kusurları araştıran
kimse işlenen günahlara ortak olur. Unutulmamalıdır ki, kusurları araştırıp
ortaya döken kimse onların yayılmasını arzu eden kimse konumuna gelmiş olur.
Hâlbuki Settaru’l-uyub olan yani ayıpları örten yüce Mevla’mız şöyle buyuruyor:
“Müslümanlar
arasında hayâsızlığın yayılmasını arzu eden kimseler var ya; onlar için dünya
ve ahrette elem dolu bir azap vardır.”
Kur’an-ı
Kerim, Nur, 24/19
13- Bizi Gıybete Sürükleyen Davranışlardan Kaçınmak
Süfyan
Radiyallahü Anh şöyle buyuruyor:
“Komşularım
görür de kıskanıp gıybet eder günaha girer diye yeni elbise giymeyen zahid
vardı.”
Gıybet
yapmamanın yanı sıra insanların da gıybet yapmasına sebep olmamalıyız.
Elimizden geldiğince, göze batacak davranışlardan uzak durmalıyız.
14- Maddi İmkânları Oluşturup, İnsanlara Muhtaç Olmamak
Gıybeti
toplumdan çıkartmak istiyorsak, maddi imkanlarımızı oluşturmanın meşru
yollarına bakıp kanaatkarlığı seçmenin ve Allah (c.c)’dan yardım istemenin
lüzumu ortaya çıkar. İşte o zaman bu şekilde kendimizi muhtaçlıktan Allah’ın
(c.c) izniyle kurtarırsak, ne kimsenin malını mülkünü dilimize dolarız; ne de
kendi hakkımızda insanların bu şekilde konuşmalarına fırsat tanımış oluruz.
15- Gıybete Sebep Olan Hastalıklardan Arınmak
Bizlerin
kalplerinde bir takım hastalıklar vardır ki gıybet dahil birçok günahın
sebebidir. “Riya, ucb, haset, kibir, gurur, hıkd” vs”gibi birçok manevi
rahatsızlık, bizleri her zaman günahlarla burun buruna getirmektedir. Gıybete
de bu hastalıklardan en çok haset ve kibir sebebiyet vermektedir.
Bizlerdeki
manevi rahatsızlıkları izale ettiğimiz taktirde gıybet yapmaktan
kurtulabiliriz, yoksa günahların içinden çıkmamız hiç kolay değildir.
16- Su-i Zandan Uzak Durmak
Birçok
kötülüğün sebebi olan su-i zandan vazgeçemediğimiz zaman, adım adım lisanla
gıybete de çok yaklaşmışız demektir. Çünkü o kimsenin kötü olduğuna kendimize
inandırdıktan sonra o kişiye kızıp gıybet yapmamız hiç de zor değildir. Hele
hele su-i zanda bulunduğumuz kimse gıybeti yapılmaya elverişli durumda olan
biriyse, gıybete düşmek daha da kolaydır.
Evet,
gıybetten kurtulmak istiyorsak, başka bir haram olan “su-i zan”nı terk
etmeliyiz. Birini hatalı gibi gördüğümüz zaman şu hususlan unutmamalıyız:
Onu
yapan sadece o kişi değildir.
Bu
işte bilemediğimiz taraflar olabilir.
Bu
hatayı belki de istemeden yapmış olabilir.
Bu
hata hangi şartlarda yapıldı, diye düşünmek.
Belki
de işin hakikatinde hata gibi gördüğümüz bu şey hata olmayabilir.
O
kişinin bizden çok üstün tarafları da olabilir, diye düşünmek
O
hatayı Allah’ın (cc) affettiğini ya da o hata sebebiyle pişmanlıkla Allah’ın
(cc) affına mahzar olabilir, diye düşünmek
O
kişi için dua etmek ve Allah’tan da (cc) bizi, yaptığımız su-i zandan dolayı
affetmesi için yalvarmak.
17- Hayâlı Hareket Etmek
Hayâ,
çirkin işlerden kaçmaya yönlendirden ve hak sahibinin hakkı konusunda kusurlu
davranmayı engelleyen bir huydur. Hayâlı davranmak bizi gıybet hastalığından
kurtarabilir.
18- Gıybet Konusunda İnsanları Bilgilendirmeliyiz
Maalesef
gıybet konusunda çok bilgi sahibi değiliz; çünkü daha önce de bahsettiğimiz
gibi, birçok insan gıy- bet yaptığının bile farkında değildir. `
Gıybetin
sınırlan toplum fertleri içinde iyice belirlenemediğinden, hocalara ve Vaizlere
çok iş düşmektedir. Toplum önderleri olan hocaların, gıybetin caiz olma
şartlarını iyi anlatmaları gerekmektedir; çünkü avam tabakasındaki insanlar,
gıybetini caiz gördüğü birini rastgele gıybet etmekte, bu da doğal olarak
gıybetin yaygınlaşmasına sebebiyet vermektedir.
Hâsılı,
gıybet konusunda insanları yeterince bilgilendirebilirsek, toplumda
bilgisizlikten kaynaklanan gıybetlere karşı set çekmiş oluruz.
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder