Sabah Olunca, Karşına İlk Çıkanı Ye!
Sabah Olunca, Karşına İlk Çıkanı Ye!
Allah’ü Teâlâ’nın sevgili
kullarından biri bir rüya görür; rüyasında kendisine şöyle denir:
-Sabah olunca, karşına ilk
çıkanı ye, ikinci çıkanı sakla, üçüncü çıkanın dileğini kabul et, dördüncü
geleni üzme, beşinciden de kaç!
Sabah oldu; dışarı çıktı. Yola
koyulup gitti. Karşısına bir dağ çıktı. Bu koca dağı görünce şaşırdı. Kendi
kendine şöyle dedi:
Rabbim bana bunu yememi emretti.
Sonra şöyle dedi:
Rabbim bana gücümün yetmeyeceği
bir şeyi emretmez.
Onu yemeye karar verdi. Dağa
doğru yürüdü. Yaklaştıkça dağ küçüldü. Tam yaklaştığı zaman koca dağ bir
lokmaya dönüşmüştü. Onu tutup yedi, baldan tatlı buldu. Allah’ü Teâlâ’ya
hamdetti, yürüyüp gitti. Karşısına altından bir leğen çıktı. Şöyle dedi:
Rabbim, bunu da saklamamı emretti.
Bir çukur kazdı, onu gömdü. Yürüdü, az gittikten sonra dönüp baktı. Leğen
toprak yüzüne çıkmıştı. Geri döndü, tekrar gömdü. Biraz gitti; baktı ki, yine
çıkmış bir daha gömdü, yine toprak üstüne çıktı. Kendi kendine,
“Ben emredileni yaptım.” diyerek
bırakıp gitti.
Karşısına bir kuş çıktı.
Peşinden bir şahin onu kovalıyordu. Kuş ona şöyle dedi:
-Ey Allah’ü Teâlâ’nın sevgili
kulu, beni sakla. Bana yardım et.
Onu aldı. Koynuna sakladı.
Peşinden şahin geldi; şöyle dedi:
-Ey Allah’ü Teâlâ’nın sevgili
kulu, ben açım. Sabahtan beri de bu kuşun peşindeyim. Onu yakalamak istiyorum.
Kısmetime engel olma.
Kendi kendine şöyle dedi:
“Üçüncünün dileğini yapmam emri
verildi, yaptım. Dördüncüyü üzmemem emredildi. Şimdi ne yapacağım?
Bu işe şaştı. Sonra bıçak aldı;
kendi uyluğundan bir parça et kesti, şahine attı; o da kapıp kaçtı. Daha sonra
kuşu saldı. Bundan sonra, yürüyüp gitti. Kokmuş bir leş gördü. Onu da bırakıp
kaçtı. Akşam olunca şu duayı yaptı:
-Ya Rabbi, emrini yerine
getirdim. Bu işlerin manası ne ise bana bildir.
Daha sonra, rüyasında şöyle
anlatıldı:
-Birinci görüp yediğin “Öfke”dir.
“Önce koca bir dağ gibi görülür; sabırla öfke yutulursa, baldan tatlı olur.”
İkincisi “İyi amelin”dir.
Ne kadar saklarsan sakla; yine meydana çıkar.
Üçüncüsü, “Sana bırakılan bir
emanet”tir. Ona hıyanet etme.
Dördüncüsü şudur: “Bir
insanın sana bir dileği ulaşırsa, onu yerine getir”; isterse sana lâzım
olan bir şey olsun.
Beşincisi “Gıybet”tir.
İnsanların gıybetini edenlerden kaç. Şüphesiz her şeyi bilen Allah’ü Teâlâ’dır…
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder