Rabbin Seni Çağırıyor!
Rabbin Seni Çağırıyor!
Ey mutmain olmamış kalp… Her gün yeni bir mutluluk
sebebi arayan, bulduğu mutlulukların süresi kısa olan, yeni arayışlar, yeni
formüller, yeni keşifler peşinde ömrünü tüketen insan… Bir sabah giydiği
elbiseyle mutlu olup diğer gün duyduğu güzel bir sözle, bazen biraz daha uzun
süreli mutluluklar; aldığı bir ev, gittiği bir tatil, başarılı bir ticaret.
Sebepler, seçenekler hep aynı döngü içinde. Bu döngü içerisinde kaybolmuş
ruhlar, bedenler, yorgun yüzler… Mutluluklarınız geçici nedenlere bağlı ise
ömür boyu mutluluğun, huzurun peşinde koşup yorulacaksınız demektir.
Sonu ve başı olan şeyler, ölümlü olan, bitip tükenen, azalan, hedefi belli olan, dünyanın sınırlarına sıkışmış her şey geçici ve yalancı mutluluklar sağlar. Ve kalpler asla bunlarla doymaz, sakinleşmez, huzura ermez. Tıpkı açlıktan ağlayan bir bebeğin ağzına tutuşturulmuş naylon bir emzik gibi… O emzik bebeği doyurmaz, sadece geçici bir sessizlik sağlar. Doymayan bebek artık daha fazla ağlamaya başlar. Bu defa bal veya tatlıya batırılıp verilir, yine kısa süreli bir sükûnet sağlanır. Ancak bebeğin gerçek sükûneti için annesine ihtiyacı olduğunu, oradan beslenmesi gerektiğini biliriz. Bebek için mutluluğun gerçek kaynağı annedir.
Sonu ve başı olan şeyler, ölümlü olan, bitip tükenen, azalan, hedefi belli olan, dünyanın sınırlarına sıkışmış her şey geçici ve yalancı mutluluklar sağlar. Ve kalpler asla bunlarla doymaz, sakinleşmez, huzura ermez. Tıpkı açlıktan ağlayan bir bebeğin ağzına tutuşturulmuş naylon bir emzik gibi… O emzik bebeği doyurmaz, sadece geçici bir sessizlik sağlar. Doymayan bebek artık daha fazla ağlamaya başlar. Bu defa bal veya tatlıya batırılıp verilir, yine kısa süreli bir sükûnet sağlanır. Ancak bebeğin gerçek sükûneti için annesine ihtiyacı olduğunu, oradan beslenmesi gerektiğini biliriz. Bebek için mutluluğun gerçek kaynağı annedir.
O insan yavrusu, mutluluk kaynağına kavuşunca
gözyaşları diner, annesinin kucağında güven içinde hisseder kendini. Gözleri
pırıl pırıl annesine bakar, teşekkür edercesine, sevgi dolu, minnet dolu
bakışlar… Sonra tatlı bir uykuya dalar.
İşte kalpler de böyledir, gerçek mutluluk kaynağını
arar. Sahte olmayan, geçici olmayan, sonu olmayan, alternatifi olmayan, daima
kalbi diri tutan… Hatta öyle bir kaynak ki; yaşama sebebiniz, sabah
uyandığınızda içinizi kıpır kıpır harekete geçiren… O’nsuz yaşayamayacağınız,
nefes alamayacağınız, sevdiklerinizi sevme sebebiniz… Öyle bir kaynak ki, bütün
hayatınızı kuşatıp, tüm kuralları belirleyen. İnsanlık tarihinden, Hz. Adem
(aleyhisselam)’den bu yana sizi hiç yalnız bırakmamış, daima yol göstermiş
olan…
Size öyle bir meşguliyet vermiş ki, ta ölüm gelip
çatıncaya kadar sorumluluklarınızın hiç bitmediği ve zirvesi en yüksek olan
sorumluluk. Hiç kimse size böyle bir zirve vaad edemez. Ve o zirve dünyanın
sınırlarına mahkum değil. Sizi, meleklerinde üzerine çıkaracak, onlardan
kıymetli yapacak bir zirve bu…
Hatta öyle bir kaynak ki, tüm mutsuzluklarınızı silen,
acılarınızı bir bir dindiren, en yetim halinizi bilen, ümitsizliklerinizi yok
eden, ince narin omuzlarınızı güçlendirip, o omuzlara davaların en kıymetlisini
yükleyen, o davayla seni şerefli, izzetli ve iffetli kılan…
Ve o dava uğruna yaşayıp, öldüğünde sana taçların en
güzelini giydiren, necis olan kanından misk kokuları yükselten…
Seni, insanların en şereflisi olan peygamberlere komşu
eyleyen, kariyerlerin en tepesine yükselten, seni taş ve çamurdan örülmüş
duvarlardan çıkarıp, tuğlaları inci, mercan, yakut olan, sıvası miskten
yapılmış köşklerde ağırlayan, pınarları kurumayan bir diyar vaad eden…
Ve seni, yalnızlıkların, tenhaların, karanlık
dehlizlerin, kuytuların, merhametsiz, şefkatsiz, korku dolu yüzlerin arasından
adım adım huzuruna getirip hidayete ulaştıran…
Secdelerde buluştuğun, dertlerin, hüzünlerin,
ayrılıkların, acıların dindiği, güven, himaye, korunma, şükür ve hamdın dudakların
arasından döküldüğü… Andıkça, dudakların kıpırdadıkça seni anan Rabbin…
İşte mutluluk ve huzur kaynağın Ey İnsan!
Etrafına örülmüş duvarlardan, ellerine ayaklarına
takılmış prangalardan kurtul!
Zihnini, seni yoran gündelik meselelerden arındır!
RABBİN SENİ ÇAĞIRIYOR!
Şimdi bir zeytin ağacının altında ya da bir dağın
zirvesinde, güneşin batışında, denizin dalga sesleri arasında, kuşların semada
süzülüşünde, gözlerin bu nimetler arasında gezinirken, kalbin, Rabbinin sana
seslenişine kulak versin.
“O halde Rabbinizin hangi nimetlerini
yalanlıyorsunuz?” (Rahman, 13)
Bunlar iman edenlerdir. Allah’ın zikriyle gönülleri
huzura kavuşanlardır.
“İyi bilin ki kalpler ancak Allah’ın zikri ile mutmain
olur.” (Rad, 28)
Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’adır.
Selam ve dua ile…
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder