Osmanlı Devleti’ni Yıkan Güçler İle Türkiye’yi Bölmek İsteyen Güçler Aynı

Osmanlı Devleti’ni Yıkan Güçler İle Türkiye’yi Bölmek İsteyen Güçler Aynı

Yazar: Yaşar AKKAŞ

Osmanlı Devleti 1299 yılında kurulduğundan beri Avrupa, Asya ve

Afrika’da genişlemeye devam ediyordu.

Avrupalılar Osmanlı’dan öyle korkuyorlardı ki çocuklarını bile “Türkler Geliyor!” diye korkutuyorlardı.

Nihayet 1699’da başlayan 2. Viyana Kuşatması sonunda yenilen Osmanlı Devleti devamlı toprak kaybetmeye başladı.

Hollandalı Yahudi Erasmus “Osmanlı- Türk İmparatorluğu'nun büyüklüğü bizi korkutmamalıdır. Roma ve Büyük İskender'in İmparatorlukları da çok büyüktü ve yenilmez oldukları sanılırdı. Hâlbuki bu gün yoklar. Yıkılıp gittiler.” diyerek Türk korkusunu yenmeye çalışıyordu.

Ortadoğu’nun enerji kaynaklarının büyük bölümünün hâkimiyeti de Osmanlı Devleti’nde olduğundan Siyonizm’in ve sömürgeci Haçlı güçlerinin işine gelmiyordu. Her iki küresel güç birleşerek Osmanlı’yı önce yıkmaya, sonra yok etmeye, topraklarını sömürge yapmaya karar verdiler. Bilim adamlarından oluşan kurullar oluşturdular. Birinci Dünya savaşı sonunu takip eden yıllarda Osmanlı Devleti’ni tasfiye ettiler. Tasfiye edemedikleri topraklar için de yeni stratejiler geliştirdiler.

Osmanlı yıkılıp Türkiye Cumhuriyet’i kurulunca da Osmanlı’nın dirilmemesi için birçok tedbir alıp yeni proje ve planlar hazırladılar. Osmanlı Devleti’ni yıkan güçler ile Türkiye’yi yıkmak isteyen güçler tamamen aynı. Osmanlı’yı Siyonist Haçlı ittifakı, yerli masonlar ve gafillerle yıktı.

Bugünkü Türkiye’mizi yıkmak isteyen güçler de Siyonist Haçlı ittifakı, yerli masonlar ve gafiller ve ırkçılardır. Yani aynı kirli güçlerdir. Bin yıllık Türk Kürt kardeşliği kesintiye uğrama tehlikesi altındadır. Avrupa’da yirmi otuz devlet tek devlet olmaya çalışıyor. Bizim küçük vatanımızı ikiye, üçe bölmeye çalışıyorlar. Yine yönetmen ve kumandan azılı Siyonizm’dir. Siyonizm’in birinci hedefi Büyük Ortadoğu Arz-ı Mevûd dedikleri Nil’den Fırat’a kadar dünyanın en verimli toprak parçasıdır. Daha sonra dünyanın hepsidir. Bugün Siyonizm’in maşası olan ABD, Ab ve İngiltere’de buna dâhildir. Önce Büyük Ortadoğu projesi gerçekleşsin sıra onlara gelecektir. ABD ve İngiltere zaten federal yapılardır. Onların bölünme planları da Siyonizm’in kasasında hazırdır. Nihai hedef; tüm Dünya’yı küçük kantonlara ayırıp yönetmek, zenginlik kaynaklarını sömürmektir.

Abd ve Ab gafletten uyanmalıdır. Yahudi hiçbir zaman anadan doğma Yahudi olmayan kişiyi Yahudi kabul etmez. Yahudi ırkından olmayanlara “Goyim” diyorlar. Yahudi’ye göre “Goyim” hayvan gibi bir şey… Nasıl bir kasabın ahırdaki hayvanları istediği zaman kesmesi normalse; bir Yahudi için de bir “Goyim”i istediği zaman öldürmesi normaldir. Bir Yahudi “Goyim” öldürmekten vicdan azabı duymaz. Çünkü “Goyim” Yahudi’nin uşağıdır, Yahudi’ye hizmet için yaratılmıştır. Yahudi onu ister hizmetlerinde kullanır. İsterse öldürür. Diğer dünya halkları gibi ABD ve AB halkları da sadece “Goyim”dir. İnanmayanlar ansiklopedilerden, internetten araştırma yapabilirler.

Televizyonlarda herkes görüyor. Filistin’e uyguladıkları katliamı izlemek için tepelerde toplanıyor; katliamı izleyip, çılgınca dans ederek kutluyorlar. Bunlara insan denilebilir mi?

Tüm terör örgütlerini (Pkk, Dhkp-C, Deaş, Eta, Ira, … gibi) kuran Siyonizm’dir. Siyonizm masum Yahudiler’in de düşmanıdır. Çünkü dünya halkı er geç uyanacak hesap soracaktır. O zaman Siyonist Yahudi’nin yanında Siyonist olmayan Yahudi’de yanacaktır. Müslümanlar Siyonist olmayan Yahudiler’e doğru durduğu sürece düşman değildir. Peygamber Efendimiz’in hanımlarından Safiyye binti Huyey radıyallahu anhâ annemiz de bir Yahudi idi.

Ey Yahudi İsrail, Ey ABD, Ey AB, ırkçılık yapmayın! Siyonizm’in işlettiği birkaç cinayet için “İslâmafobi”ye destek olmayın!

Müslüman için insan Allah’ü telânın emaneti, insanlık ailesinin bir üyesi, insanlık vücudunun bir azasıdır. Nasıl ki vücuttaki bir organ olmazsa diğer organlar sıkıntıya düşer. Bir insan da haksız yere öldürülürse diğer insanlar sıkıntıya düşer.

Ölen insan, belki kansere çare bulacaktı. Belki buluş yapıp insanlığın hizmetine sunacaktı. Güzel dinimiz ırkçılığı yasaklamıştır. Her ırktan üstün ve sefih insan çıkabilir. Herkesi Allah’ü Teâlâ yaratmıştır. Üstünlük Irkta değil takvadadır. Allah’ü Teâlâ yüce Kur’an-ı Kerim’de buyuruyor ki: “Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir”. (Maide Suresi: 32)

Sadece bu Ayet-i Kerime, dünyanın en modern hukukundan milyar kat moderndir. Sevgili peygamberimiz Aleyhisselâm’ın’ın iki güzide sahabesi Selman-ı Fârisi Radiyallahü Ahn İranlı, Bilâlî Habeşî Radiyallahü Ahn Habeşistanlı idi. Peygamberimiz Aleyhisselâm’ın öz amcası Ebu Leheb en büyük düşmanıydı. Selman-ı Fârisi ve Bilâlî Habeşî Radiyallahü Anhüma ise en sevgili dostları idiler. Hatta Selman-ı Farisi Radiyallahü Ahn ehli beytten sayılmıştır.

Türkiye’yi parçalama plan ve projelerine gelince: Bunların en büyüğü Ermeni Terör örgütü Asala ve Pkk projesidir. Asala projesinde başarılı olamayınca; Pkk, Dhkp-C ve çeşitli sağ, sol terör örgütleri kurdular. Son olarak Deaş (İşid) sahneye sürüldü. Batı ülkeleri ve onların en önemli ordusu Nato hiçbir zaman Türkiye’nin yanında olmadı. Sürekli açıktan veya gizliden terörü desteklediler. Sadece teröristlere istihdam ve destek sağladılar.

PKK’nın 1984’teki ilk saldırısından sonraki süreçte can kayıplarının bilançosu;  21 bin 800 PKK’lı öldürüldü, 5 bin 500 polis ve asker şehit oldu. Bin 500 sivil öldü. Hani Türkiye Nato üyesiydi. Nato ülkelerinin birine yapılan saldırı hepsine yapılmış sayılacaktı. Nato’nun tamamen bir palavra olduğu sadece Siyonizm’e ve Haçlı’ya hizmet ettiği ortaya çıktı.

Haçlılar Türkler için hep barbar derler. Hâlbuki kendileri barbardan daha kötü, ırkçı ve vahşidirler. Avrupa ülkelerinden İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz ve İtalya gibi ülkeler; Afrika, Asya ve Güney Amerika’da sayısız sömürge edinmişler milyonlarca yerliyi acımasızca ve hunharca katletmişlerdir. Oradaki fakir halkın topraklarına ve madenlerine kalleşçe el koymuşlardır. Bugün Ortadoğu’daki kirli savaşın sebebi petrol değil de nedir? Abd nere? Irak nere? Abd’nin Irak’ta ne işi var? İnsan hakları ve demokrasi bahane… Petrol çalmak, Müslüman öldürmek şahane!

Aşağıda tarihçi yazar emekli Albay Mustafa Necati Özfatura’nın kıymetli makalesinden alıntıyı takdim ediyorum.

“Osmanlı devrinde Fener Rum Patriği Gurigoryos’un Rus Çarı 1. Aleksandr’a yazdığı mektup; çok önemli tarihî bir vesikadır.

Bu vesikayı her Türk aydınının bilmesi ve bunun tersini yapması gerekir.

Bu yazımda sadece birkaç cümlesini nakledeceğim:

“Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak gayri mümkündür... Türkleri evvela dinlerinden ve manevi şahsiyetlerinden mahrum bırakmak gerekir... Manevi mihraklardan mahrum oldukları gün Türkleri yenmek mümkün olacaktır... “ (Albay Enver Topuz Konferans Notları) 1710 yılında İstanbul’a gönderilen ünlü İngiliz Casusu Humper bir Osmanlı gibi yetişip, İslamiyet’le ilgili bilgileri en yüksek seviyede öğrendikten sonra Ortadoğu’ya gönderildiğinde kendisine 2 bin sayfalık bir talimat verildi.

Talimatın ismi “İslamiyet’i Nasıl Yıkarız” idi.

Humper hatıratının 45. sayfasında: “Endülüs’ü şarap (içki), fitne, fesat, Ehl-i sünnet bilgilerinden uzaklaştırmak ve başta Aristo olmak üzere Hıristiyan felsefelerinin görüşlerini yerleştirerek yıktık ve topraklarını işgal ettik.

Aynı metotlarla Osmanlıyı ve bütün İslam ülkelerini yıkarak işgal edeceğiz... ” demektedir.

Yirminci asrın tanınmış psikologlarından Amerikalı Terman diyor ki:

“Osmanlı orduları Avrupa’da ilerliyor, Viyana elden gidiyordu. Viyana gidince, bütün Avrupa’nın Müslümanlar’ın eline geçmesi çok kolay olacaktı. Osmanlılar, Avrupa’ya İslam medeniyetini getiriyor, ilim, fen, ahlak, nurları, Hıristiyanlığın kararttığı, uyuşturduğu yerlere, zindelik, insanlık, huzur, saadet saçıyordu. Asırlarca, diktatörlerin, kapitalistlerin, papazların zulümleri altında inleyenler, İslam ilimleri ile İslam ahlakı ile insan haklarına kavuşuyordu. Avrupa diktatörleri ve öncelikle Hıristiyan kiliseleri, Osmanlı ordularına karşı son gayretlerini harcıyorlardı. Bir gece, İstanbul’daki, İngiliz sefiri, Londra’ya tarihi mektubunu yolladı.

“Buldum... Buldum!” Osmanlı ordularının ilerleme sebebini buldum. Onları durdurmanın yolunu buldum!” Diyor. Şöyle yazıyordu:

Osmanlılar ele geçirdikleri her yerde din, ırk farkı gözetmeksizin, seçtikleri çocukların zekâlarını ölçüyor, ileri zekâlıları ayırarak, medreselerde okutup, İslam terbiyesi ile yetiştiriyorlar. Bunlar arasından da seçtiklerine, saraydaki Enderun denilen yüksekokulda, o zamanın en ileri bilgilerini veriyorlar. İşte, Osmanlı siyaset adamları, başkumandanları, böyle seçilen, yetiştirilen keskin zekâlı şahsiyetlerdir. Sokullular, Köprülüler, böyle yetişmiştir. Osmanlı akınlarını durdurmak, Hıristiyanlığı kurtarmak için biricik çare, Enderun mekteplerini ve medreseleri dağıtmak, onları içerden yıkmaktır.”

Bu mektuptan sonra, İngiltere’de, Müstemlekeler nezareti [Sömürgeler Başkanlığı] kuruldu. Burada yetiştirilen casuslar ve Hıristiyan misyonerleri ve masonlar, yalan propaganda ve yaldızlı vaatlerle avladıkları cahilleri Osmanlı devletinin kilit noktalarına yerleştirmeye ve bu kuklaların eli ile medreselerden fen, ahlak derslerini, hatta yüksek din bilgilerini kaldırmaya, Müslümanları cahil bırakmaya uğraştılar. Bu sinsi kampanyalarında, Tanzimat’tan sonra tam başarı sağladılar. İslamiyet’in dünyaya neşrettiği saadet, huzur nurları söndü.”

Bugün Filistin halkı Osmanlı’dan koptuktan sonra nasıl acılar çekiyorsa Güneyimizde kurdurulmak istenen “Kürt Devleti” halkı da aynı acıları fazlasıyla çekecektir. Çünkü herkes katil İsrail’in “Arz-ı Mevud” haritasına baksın. Nil ile Fırat arası İsrail toprağı görünüyor. Zaten Irak ve Suriye toprakları çoktan ellerine geçti bile… Sadece İran ve Türkiye ayağı kaldı… Türkiye’nin güneyinden açılan bir koridorla petrol ve doğalgaz Akdeniz’e akıtılacak. Bu koridor işi İsrail, Abd, Ab’in gizli; İran, Suriye ve bölücü örgütlerin açık desteğiyle sağlanmaya çalışılıyor.

Esad’ın Siyonizm ve Batı tarafından ayakta tutulmasının sebebi o sayede Türkiye’nin Güneyine Marksist bir devlet kurdurularak Türkiye ile İslâm dünyası arasına duvar örülecek; Türkiye ile İslâm dünyası birbirinden kopacak, İslâm Ülkelerinin birleşmesi, bir milyar yedi yüz bin Müslüman’ın halifesini seçmesi önlenecektir.

Türkiye Fırat Kalkanı ile Güneyimize kurulacak bu Marksist devleti muhakkak önlemelidir. Yolsa ileri de çok ağır bedeller ödemek zorunda kalırız.

Siyonizm ve Haçlı’nın İran’ı bitirme planları ise Suriye’nin tasfiyesi beklendiğinden dolayı ertelendi. İran da aklını başını almalı, mezhepçiliği, yayılmacılığı ve Türkiye düşmanlığını bırakmalı, Türkiye ile işbirliğine gitmelidir. Ancak o zaman Siyonist emellerin önüne set çekilebilir.

Siyonizm İslâm dünyasını yok edecek de İran'ı mı ödüllendirecek? Yok, öyle bir şey… Sadece İran’ı Esad’a destek verdiği için es geçiyor. Suriye sorunu kıyamete kadar sürmez. Elbet bir şekilde çözülecek. O zaman sıra İran’a gelecek. Esad’ı destekliyorum, Türkiye’ye zarar veriyorum diyen İran kendisi gidecek haberi yok!

Eğer güneyimizde istediklerini alır devlet kurabilirlerse bu devletin yönetimi kısa sürede İsrail’e geçecek, “Nil’den Fırat’a fikri” gerçekleşecek, resmen 2. İsrail kurulacaktır. İsrail hâkimiyetindeki Müslüman halk en ağır zulümlere uğrayarak göçe zorlanacaktır. 3. İsrail ise Ermenistan’a kurulacaktır. Ermenistan’ın Türkler’e karşı bitmeyen saldırıları ve kini buradan kaynaklanıyor. Tabiki üç İsrail birleşecek “Büyük İsrail” rüyası gerçek olacaktır.

Sevgili dostlar yüce Mevla’mız ülkemizin birlik ve beraberliğini muhafaza etmemize yardımcı olsun! Ümmeti Muhammedi uyandırıp sıkıntılarını gidersin! Dünya İslâm Birliği”ni kurmamızı ve halifemizi seçmeyi nasip eylesin!

Hoşça kalın, dostça kalın, Allah’ü Teâlâ’ya emanet olunuz efendim!

Yorumlar

  1. Yaşar bey bu yazınızı facedede paylaşmanızı isterim.çok bilgilendirici açıklayıcı sağolun

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis