Unutulan Bir Dua
Unutulan Bir Dua
Yatsı
ezanına birkaç dakika vardı. Camiye gitmek üzere son hazırlıklarımı yapıyordum.
O sırada kapının zili çaldı. Kapıyı açtım. Karşımda uzun zamandır görmediğim
bir dostum. Beni ziyarete gelmiş. Selamlaşıp, kucaklaştık. Buyur ettim. Çay
eşliğinde uzun bir sohbet için salona geçtik.
Muhabbet
gerçekten koyu idi. Nasıl geçtiğini anlayamadığımız üç koca saatin ardından
misafirim “Geç oldu, bana müsaade!” diyerek noktayı koydu ve kalktı.
Sokağın başına kadar eşlik etme teklifime, “Memnun olurum!” cevabını
verdi.
Birlikte çıktık. Sokağın başına vardığımızda,
Arkadaşım benden ayrılırken: “Ben gidiyorum, ta ki benden hayırlısı gelsin. İnşallah!” Diye dua etti.
Düşündüm, düşündükçe ürperdim. Bu bir dua idi. İlk kez
duyduğum yaman bir dua. Gayri ihtiyari birkaç kez tekrarladım. Sıcacık
duygularla doldum. Bir şey tarafından kuşatılmıştım. Bütün benliğimi dolduran
güzel bir şey...
Ertesi
gün ilk işim arkadaşımı telefonla aramak oldu. “Nedir, nereden duydun?” diye
sordum.
Bu
özlü duadan çok etkilendiğimi anlayan dostum, “Hz. İsa Aleyhisselam’ın,
Peygamber Efendimiz’in geleceğini müjdelediği duaymış bu!” dedi.
“Ne
güzel dua imiş! Tuttum bu duayı”
dedim. Güldü ve “O halde hiç bırakma! Ayrıca vesile ol, başkaları da tutsun”
diye cevap verdi.
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder